Dini âlet etmek
Bir gayrı müslim dükkanına dini bir levha asıyor, bir fasık, dindar gibi görünüyor veya bir Müslüman dini istismar ediyor. Gerek şahsi, gerek siyasi menfaat veya nüfuz sağlama işine din istismarı denir. Koltuk kapmak, alkış toplamak, bir grup insanı peşine takmak gibi bir menfaat peşinde koşmak, Allah rızasından başka niyetlerle yapılan her iş, din istismarı yani riya olur. İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki: Riya haramdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Ahir zamanda
dünya menfaati için dini âlet eden riyakârlar çıkar. Sözleri baldan
tatlıdır. Bunlar kuzu postuna bürünmüş birer kurttur.) [Tirmizi] İslamiyet,
şahsi menfaatler için dini kullanmayı çok büyük günah sayar. Dini politikaya
âlet etmek, yahut başka zararlı maksatlar ve menfaatler için kullanmak,
bir takım cahilleri, din ismi altında, tahrik etmek çok büyük bir günahtır.
Allahü teâlâ, en çok bunu kötülemektedir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu
ki: (Yazıklar
olsun ilmini ticarete âlet eden ilim sahibi kötü kimselere ki, devlet
adamlarına yaklaşır ve kazanç temin ederler. Allah onların ticaretine
kesatlık versin!) [Hakim] (Ahir
zamanda âlimler, halkın istediği yönde fetva verip, helale haram, harama
helal derler, Kur'anı ticarete, menfaate âlet ederler.) [Deylemi] Kötü din
adamları, dini dünyaya âlet ederek dine çok zarar verirler. Hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki: (Allahü teâlâ,
Âdem aleyhisselama bin çeşit sanat öğretip buyurdu ki: Çocukların ve
neslin, bu sanatlardan biri ile rızkını talep etsin, sakın ola ki dini
geçim aracı yapmasın, dini kullanarak dünyayı talep edenlere yazıklar
olsun!) [Hakim] (Bir zaman
gelir ki, insanlar, yalnız malın, paranın gelmesini düşünüp, helal-haram
olduğuna bakmazlar.) [R.Nasıhin] Malını müşteriye
gösterirken tüccarın Allah demesi, Kelime-i tevhid okuması günahtır.
Bunları para Piyasada
Allah, Muhammed yazılı tesbihler, âyet yazılı yiyecek içecek kapları,
bardaklar satılmaktadır. Başkalarının günaha girmesine vesile olacak
şekilde dini böyle ticarete âlet etmek daha çok günah olur. Müşteri çekmek gayesiyle dükkanına dini levhalar asmak da, dini ticarete âlet etmek olur. Hele dinden, imandan habersiz kimselerin bu hareketi, din istismarı olur. Akıllı insan, ahiretin sonsuz kazancını dünyanın geçici kârı ile değiştirmez. Bütün iyiliklerin, dinin emirlerine uymakta olduğunu bilir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Dünya kârını,
ahirete tercih eden, La ilahe illallah dediği zaman, Allahü teâlâ, Yalan söylüyorsun, sözünde sadık
değilsin buyurur.) [Beyheki] İlmi; mala
ve mevkie âlet etmek de din istismarı olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu
ki: (Din bilgilerini
dünya menfaati için öğrenenlere, ilmini paraya değişenlere kıyamette
ateşten gömlek giydirilir.) [Deylemi] (İlim, dünya
menfaati için öğrenildiği ve ibadetler, dünya menfaatlerine âlet edildiği
zaman fitneler zuhur eder.) [Abdurrezzak] Allahü teâlânın
kıymet verdiği ve her şeyin en şereflisi olan ilmi, mal, mevki kapmaya
ve başa geçmeye vesile edenlere, bu ilim elbette zararlı olur. O halde,
Allahü teâlânın kıymet verdiği ilmi Onun sevmediği yolda harcamak, çok
çirkin bir iştir. Onun kıymet verdiğini kötülemek demektir. Dini siyasete âlet etmek veya müşteri gelsin diye dükkanına
Besmele gibi dini levhalar asmak, dindar görünmeye çalışmak günah mıdır?
CEVAP Evet günahtır. Peygamber efendimiz kötü kimselerden bazılarını
şöyle bildirmiştir: (İnsanların en şerlisi, kimseye ikram etmeyen,
yalnız yiyen ve hizmetçisini dövendir. Bundan da kötüsü, insanlara kızan,
buğzeden ve insanların kendisine buğzettiği kimsedir. Bundan
da kötüsü, şerrinden korkulan ve kendisinden hayır beklenmeyen kimsedir.
Bundan da kötüsü, dünya karşılığında ahiretini satan kimsedir. Bundan
da kötüsü, din ile dünyayı yiyen yani dini dünya menfaatine âlet eden
kimsedir.) [İbni Asakir] Dükkanda namaz kılarken müşteri geliyor. Namazı bozup müşteriyle
meşgul olmak uygun mudur? Yoksa, namazı bitirmek mi gerekir? CEVAP Namazı zaruretsiz bozmak haramdır. Namazı bitirmeniz gerekir.
Müşteri sizin namaz kıldığınızı gördüğüne göre, ya bekler veya gider.
Müşteri için günah işlenmez. Allah’a yapılan iftiraBazı esnaf dükkanlarında şu ifadelere rastlarsınız: Allahü zülcelalin beşeriyete
hitabı: Dost istersen Allah yeter, mürşit istersen Kur’an yeter, delil
istersen Muhammed yeter, meşgale istersen ibadet yeter, zenginlik istersen
kanaat yeter, şeref istersen islamiyet yeter, ibret istersen
ölüm yeter, düşman istersen nefsin yeter, bunlar da yetmezse,
Cehennem yeter. Bu ifadeleri -hâşâ- Allah söyledi deniyor. Allah’ın sözleri, ya Kur’an-ı
kerimde, ya hadis-i kudside olur. Olmadığına göre Allah’a bir iftiradır,
din istismarıdır, para için yazılmıştır. Burada doğru ve yanlış ifadeler
var. Hepsi doğru olsa bile, Allah adına yalan söylenmiş olur. Kendim
yazdım dese idi, biraz daha az hata olurdu. Dost istersen
Allah yeter: Bu söz dine aykırı değildir. Kur’an-ı kerimde (Müminler, müminler bırakıp da, kâfirleri
dost edinmesinler! Onları dost edinenler, Allahü teâlânın dostluğunu
bırakmış olurlar) buyuruluyor. Buradan müminleri dost edinmek de,
Allah’ın dostluğuna zıt değildir. Mürşit istersen
Kur’an yeter: Çok yanlış bir sözdür.
Bu sözü daha çok mezhepsizler, tasavvuf düşmanları söylüyor. Tarihte
birçok evliya, ulema gelip geçmiştir. Hiçbiri, mürşit edindiğin zâtı
bırak dememiştir. Her büyük zâtın bir hocası olmuştur. Delil istersen
Muhammed yeter: Bu söz de çok yanlıştır. Dinimizde delil, sadece Peygamber efendimizin sözleri değildir. Dinimizde delil dört tanedir: Kur’an-ı kerim, Sünnet-i seniyye, İcma-i ümmet ve kıyas-ı fukahadır. Bunların birisini inkâr eden sapık olur. Meşgale istersen
ibadet yeter: Bu söz de eksiktir. Buradan sanki hep ibadetle meşgul ol, rızık
için çalışma anlamı çıkarılabilir. Çalışmak da ibadettir. Meşgale isteyenin
çalışması gerekir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (En güzel
rızık, helale, harama dikkat edilerek alın teri ile kazanılandır.) [Nesai] (Çalışıp
kazanmak her Müslümana farzdır.) [Taberani] (İbadet on
kısımdır, dokuzu çalışıp helal kazanmaktır.) [Deylemi] (Cihad, sadece
kılıç sallamak değildir. Ana babaya, evlada bakmak, kimseye muhtaç olmamak
için çalışmak da cihaddır. Çalışıp kimseye yük olmayan mücahiddir.)
[İ.Asakir] Zenginlik
istersen kanaat yeter: Bu söz doğrudur. Kanaat
gibi zenginlik olmaz. Çünkü hadis-i şerifte (Zenginlik, mal çokluğu değil, gönül zenginliğidir) buyurulmuştur. Şeref istersen
İslamiyet yeter: Bu söz de doğrudur. Müslüman olmaktan büyük şeref yoktur. Müslüman
için şeref; İslamın güzel ahlâkına sahip olmaktır. Paramızı bu uğurda
harcamak şereftir. Hadis-i şerifte, (Şerefinizi,
mallarınızla koruyun) buyurulmuştur. İbret istersen
ölüm yeter: Bu söz de güzeldir. Çünkü hadis-i şerifte, (İnsana vaiz, nasihatçi olarak ölüm yeter)
buyuruluyor. Her gün iki melek şöyle der: Ey insanlar, ölmek için
doğdunuz, yaptıklarınız harap olur, mallarınız düşmana kalabilir. Bunların
hesabı sizden sorulur. Düşman istersen
nefsin yeter: Bu söz de eksiktir. Düşman sadece nefs değildir. Şeytanı da
düşman bilmek gerekir. Allahü teâlâ, (Şeytan
size düşmandır. Onu düşman edinin) buyuruyor. Kötü arkadaş da en
şiddetli düşmandır. Bunlar da
yetmezse, Cehennem yeter: Bu sözü de Allah’a mal etmemeli. Allahü teâlâ, (Rahmetimden ümidinizi kesmeyin, bütün günahları
affederim) buyurdu. Hadis-i şeriflerde de (Günahınız çok olup göklere kadar ulaşsa, tevbe edince, Allahü teâlâ tevbenizi kabul eder), (Allah’ın Rab, benim de Peygamber olduğuma
yakinen inanana, Cehennem haram olur) buyuruldu. |
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |