Uzun emel (Tul-i emel)
Uzun emelin dindeki yeri nedir? CEVAP Uzun emelli olmanın iki sebebi vardır: Biri
dünya sevgisi, diğeri de cahilliktir. Dünya sevgisi nedir? İnsan, dünyanın faydasız ve günah olan zevklerine
alışırsa, artık bunlardan ayrılması zor olur. Alışmış kudurmuşa benzer
derler. Uyuşturucuya değil, tavlaya veya herhangi bir oyuna bile alışan
ondan kolay kolay vazgeçemez. Bu
faydasız veya zararlı şeylerin hepsine birden dünya denir. Bunları sevmesine
de dünya sevgisi denir. Alıştığı bu sevgilerden mahrum kalacağını düşünerek
ölümü düşünmek bile istemez. İnsan hoşlanmadığı şeyden nefret eder,
ondan uzaklaşmak ister. Onun için ölümden çok korkar.
İnsan boş hayallerle doludur. Arzusuna uygun birçok
şey ister. Arzularına kavuşmak için de dünyada uzun müddet kalmayı ister.
Uzun müddet yaşamak için de, muhtaç olduğu şeyleri elde etmeye çalışır.
Çoluk çocuk ister, ev ister, araba ister, bilgisayar ister. İster de
ister. Kalbi bunlara bağlanır. Günleri bu işlerin meşgalesi ile geçer.
İhtiyaçlar tükenmez, biri biter biri başlar.
Ahiret işlerini ise hep erteler. Böylece yaklaşmakta
olan ölümü unutur. Beklemediği bir anda ölüm onu yakar, fakat iş işten
geçmiştir. Cehennemliklerin çoğunun çektiği ceza, bugünkü işi yarına
bırakmalarındandır. Pişman olmamak için ölümü hiç unutmamalı, bugünkü
ahiret işini yarına bırakmamalıdır.
(Kimi ve neyi seversen sev, sonunda ondan ayrılacaksın) hadis-i
şerifini unutmamalı, hiç ayrılık olmayan gün için hazırlanmalıdır.
Uzun emelli olmanın ikinci sebebi ise cahilliktir. Kimi
gençliğine güvenir, ölümü çok uzak görür.
Halbuki ihtiyarlar gençlerin onda biri bile değildir. Bunun sebebi
de gençlerden daha çok kimse öldüğündendir. Bir yerde bir ihtiyar ölürse,
bir tane çocuk, bir de genç ölür. Kimi de kendini sıhhatli gördüğü için
ölümü uzak görür. Sapasağlam kimselerin öldüklerini işitmiyor muyuz?
Kimine kalb sektesinden gitti diyoruz, kimine başka bir sebep uyduruyoruz.
Ölmek için mutlaka hasta mı olmak gerekir? Trafik kazaları, depremler,
anarşistler hasta sağlam, genç ihtiyar demiyor. O halde yapacağı hayırlı
işleri, ibadetleri ileriki günlere bırakmamalıdır. Peygamber efendimiz,
(Yarın yaparım diyenler helak oldu) buyurdu.
Sonra tevbe ederim ve iyi şeyleri daha sonra
yaparım diyorsan, ölüm daha önce gelebilir, pişman olup kalırsın. Yarın tevbe etmeyi, bugün etmekten
kolay sanıyorsan, aldanıyorsun. Çünkü tevbe, geciktikçe zorlaşır ve
ölüm yaklaşınca, hayvana yokuş önünde yem vermeye benzer ki, faydası
olmaz. Senin bu hâlin, şu öğrenciye benzer ki, dersine çalışmayıp, imtihan
günü hepsini öğrenirim sanır ve ilim öğrenmek için, uzun zaman lazım
olduğunu bilemez. Bunun gibi, nefsi temizlemek için de, uzun zaman mücahede
etmek lazımdır. Ömür, boşuna geçince, bir anda, bunu nasıl yapabilirsin?
İhtiyarlamadan önce gençliğin, hasta olmadan önce sıhhatin
ve sıkıntı çekmeden önce rahatlığın ve ölmeden önce hayatın kıymetini
bilmezsen çok pişmanlık çekersin.
Zor olsa da dünya sevgisini kalbden çıkarmaya çalışmalıdır.
Ahiret gününe ve orada ya sonsuz cezaya veya sonsuz mükafata kavuşacağını
kesin olarak bilen kimse, yavaş yavaş dünya sevgisini bırakmaya çalışır.
Çünkü önemli şeyi sevmek önemsizi kalbden çıkarır. Bir arkadaş, (Çocuklarımı
severdim, fakat torunlar olunca, onları sevmeye başladım. Hatta torunlardan
önemli olan şeyleri sevince, torunları da unuttum) demiştir.
Demek ki aklı olan kimse, en önemli şey üzerinde durmalıdır.
Ölüm bir gerçektir. Ahirette sonsuz kalınacaktır. Dünyaya tekrar dönüp
iyi amel işleme imkanı olmayacağına göre, Peygamber efendimizin öğütlerine
uyarak kendimizi ölmüş kabul etmek, ona göre geçici arzulardan uzak
durmak gerekir.
Yaşlandığı halde, hâlâ dünya peşinde koşana akıllı denebilir
mi? CEVAP Dünya, Allahü
teâlânın rızasına mani olan haram ve mekruhlardır. Akıllı kimse ise,
Allahü teâlânın emrettiklerini yapan, yasakladıklarından kaçan kimsedir.
Risale-i Müniredeki hadis-i şeriflerde buyuruldu
ki: (Akıllı, nefsine uymaz ve ibadet eder. Ahmak da nefsine uyar,
sonra da Allah’ın rahmetini bekler.)
(40 yaşını geçtiği halde, iyiliği, kötülüğünden çok olmayan
Cehenneme hazırlansın!) (Dünyayı seven, ahiretine, ahireti seven dünyasına zarar verir.
Devamlı olanı geçici olana tercih edin!)
(Ateşle su bir kapta bulunamayacağı gibi, dünya ve ahiret sevgisi
de bir müminin kalbinde birlikte bulunmaz.)
(Sonunun ne olacağını bilmeyip dünyaya aldanan insan, ipek
böceği gibidir. İpek böceği kendine yuva örer ve sonunu bilmez. Bir
müddet sonra oradan çıkmak ister, çıkacak yer bulamaz, ördüğü yuvada
ölür ve çalışması başkalarının işine yarar.)
(Akıllı, Allah’a ve Resulüne inanan ve ibadetini yapan kimsedir.)
Çok yaşamayı istemek doğru mudur? CEVAP Allahü teâlâya ibadet ve Onun dinine hizmet için çok
yaşamayı istemek tul-i emel olmaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (İnsanların
en iyisi, ömrü uzun ve ameli güzel olandır, en kötüsü de, ömrü uzun
ameli kötü olandır.) [Tirmizi]
(Ömrü uzun
olup İslamiyet’e uymak, büyük saadettir.) [Beyheki] (Saçını,
sakalını müslüman olarak ağartan affolur.) [Müj.Mek.]
(Müslümanlıkta
ağaran kıllar, kıyamette nur olur.) [Tirmizi] (Cenneti
isteyen, uzun emelli olmasın, dünya işi, ona ölümü unutturmasın!) [İ.Ebiddünya]
Tul-i emel, zevk ve safa sürmek için çok yaşamayı istemektir.
Tul-i emelin sebepleri, dünya zevklerine düşkün olmak ve ölümü unutmak
ve sıhhatine, gençliğine aldanmaktır. Tul-i emelli, ibadetleri vaktinde
yapmaz, tevbeyi terk eder. Kalbi katı olur. Vaaz, nasihat tesir etmez.
Ölümü unutur, ölüm hiç hatırına gelmez. Hep dünya malına ve mevkiine
kavuşmak için ömrünü harcar. Ahireti unutur, dünyanın faydasız zevk
ve safasını düşünür. Bunlardan kurtulmak için ölümün her an gelebileceğini
düşünmeli, sıhhatin, gençliğin ölüme mani olmadığını unutmamalıdır!
Birçok hastanın iyileşip yaşadığı, sağlam birçok kişinin öldüğü çok
görülmektedir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Başkalarına
kalacak şeyleri toplamakla vakit kaybetmeyin! Kavuşamıyacağınız şeyleri
ele geçirmek için uğraşmayın!) [Beyheki] (İnsana vaiz
[nasihatçı] olarak ölüm
yeter.) [Beyheki]
(Ölümü çok
hatırlayanın kalbi ihya olur, ölümü de kolaylaşır.) [Deylemi] (Ölümü anmak,
günahlardan korur ve dünyadan [Allahü teâlânın rızasına mani olan
her şeyden] alıkoyar.) [İbni
Ebiddünya]
(Lezzetleri
yok eden, ağız tadını bozan, ümitleri kıran ölümü çok anın! Ölümü darlıkta
düşünen rahatlar. Bollukta düşünen, lüzumsuz işten, israftan kaçar kanaatkâr
olur.) [İ. Hibban]
(Allah’tan
utanan, ölümü düşünmeden yatmaz, haram lokma yemez, zinadan kaçar, dilini,
gözünü ve kulağını haramlardan sakınır, öldükten sonra çürüyeceğini
düşünür.) [Taberani]
(En akıllınız,
ölümü çok hatırlayan, ahiret için azık toplamakta acele edendir. Ölümü
çok hatırlayan dünya ve ahiret saadetine kavuşur.) [Taberani)
(İnsan yaşlandıkça,
mal hırsı ve tul-i emeli gençleşir.) [Müslim]
(Beş şeyden
önce, beş şeyin kıymetini bilin! İhtiyarlıktan önce gençliğin, hastalıktan
önce sıhhatin, fakirlikten önce zenginliğin, meşguliyetten önce boş
vaktin ve ölümden önce hayatın kıymetini biliniz.) [Hakim]
(Şu kişiye
şaşılır ki, o dünyaya talip, ölüm de ona taliptir.) [Ebu Nuaym] (Ölümü anmayan,
değerli olamaz.) [İ.Ebiddünya]
(Demir paslandığı
gibi, kalbler de [günahla] paslanır. Kalblerin cilası ölümü çok hatırlamak ve Kur'an-ı kerim okumaktır.)
[Beyheki]
Her gün 2 melek şöyle der: Ey insanlar, ölmek için doğdunuz, yaptıklarınız harap
olur, mallarınız düşmana kalabilir. Bunların hesabı sizden sorulur,
azabı da size olur. (R.Nasıhin)
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İnsan öleceği zamanı bilseydi, aklı başından giderdi.
İyi ki ölüm vakti gizlendi. Eğer gaflet olmasaydı, hiç kimse bir işine
bakmazdı. Gaflet ve uzun emel, kötü olduğu kadar aynı zamanda iki büyük
nimettir. Eğer bu ikisi olmasaydı, müslüman sokakta yürüyemez
hale gelirdi.
İnsan genelde ahmak olarak yaratılmıştır. Eğer
her şeyi inceden inceye düşünebilseydi, hiç kimse geçimi için çalışmazdı.
Dünya, mamurluğunu, ahmakların gafletine borçludur. Ne gariptir ki, ölüm senin peşinde, sen ise dünyalık
peşindesin. Zahitlik, kaba kumaş giymek değil, uzun emeli bırakmaktır.
Ölüm boyna asılı, dünya ise sırtınıza yüklenmiştir.
İnsan, kılıç, boynuna vurulacak gibi ölüme hazır olmalıdır.
Her gün ölüme yaklaşmaktasın. Ecelin geldi denilmeden
ölüme öyle hazırlıklı ol ki, Azrail aleyhisselam gelince, (Az izin ver
de, bende hakkı olanlarla helalleşeyim, oğluma telefon edeyim, şu işimi
şöyle yapsın, kiminde borcum var, kiminde alacağım var. Bu işlerimi
bir halledeyim) demek ihtiyacını hissetmemek gerekir. Vasiyeti her zaman
hazır bulundurmalıdır.
Haberci gelmedi mi? Azrail aleyhisselamla kardeş
gibi görüşen Yakub aleyhisselam dedi ki: - Senden bir ricada bulunacağım.
Ecelim yaklaşınca bana haber ver! - Sana birkaç haberci gelir. Bir müddet sonra Hz.Azrail
yine gelir. Hz.Yakub sorar: - Ziyaretime mi geldin? - Canını almaya geldim. - Hani bana birkaç haberci
gelecekti? - Sana haberci gelmedi mi? Saçların ağarmadı
mı? Vücudun zayıflamadı mı? Dimdik duran belin bükülmedi mi?
Ölümü hatırlamak
Ölümü hatırlamak, ömrü uzatır, çok yaşama arzusu ömrü kısaltır. Hadis-i
şeriflerde buyuruluyor ki:
(Ölümü anmak sadaka vermek gibi sevaptır.) [Deylemi]
(En akıllınız, ölümü çok hatırlayan,
ahiret için azık toplamakta acele edendir. Ölümü çok hatırlayan dünya
ve ahiret saâdetine kavuşur.) [Taberani]
(Ölümü çok hatırlayanın kalbi ihya
olur, ölümü de kolaylaşır.) [Deylemi]
(Ölümü çok anmak, insanı dünyadan
çeker, günahlardan sıyırır.) [İbni Lal]
(Ölümü anmak, günahlardan korur.)
[İbni Ebiddünya]
(Demir gibi, kalbler de paslanır.
Kalblerin cilası ölümü çok anmaktır.) [Beyheki]
Bir zatı çok övdüler. Orada bulunan Resulullah efendimiz, (O kimse ölümü hatırlar mı?) buyurdu.
(Ölümden söz ettiğini duymadık) dediler. (Ölümü
anmayan değerli olmaz) buyurdu. (İ.Ebiddünya)
Yapış en sağlam ipe Ölüm vardır unutma Kulağa olsun küpe Ölüm vardır unutma
Başlasın hazırlıklar Deme daha vakit var Kabre girme günahkâr Ölüm vardır unutma
Nefsine uyup azma Her şeye hemen kızma İhlâsını hiç bozma Ölüm vardır unutma
Nefse şeytana kanma Hazır ol oyalanma Eceli uzak sanma Ölüm vardır unutma
Kötüye olma yoldaş Nefsin ile et savaş Bütün engelleri aş Ölüm vardır unutma
Çalışanı Hak sever Kendini hizmete ver Arama zaman ve yer Ölüm vardır unutma
İşi yarına atma Dini dünyaya satma Nefsi fazla uyutma Ölüm vardır unutma
Hiçbir şeyle övünme Pişman olup dövünme Sağlığına güvenme Ölüm vardır unutma
Olmayasın divane Bulma özür, bahane Yaşasan da şahane Ölüm vardır unutma
Seher vaktinde inle Hesaplaş hep kendinle Gözün aç, iyi dinle Ölüm vardır unutma
Zanla kimseyi yerme Kötü bir ömür sürme Eceli uzak görme Ölüm vardır unutma
Rızkına haram katma Namazı hiç aksatma Tevbe etmeden yatma Ölüm vardır unutma
Her an sâdık ol yâre Sakın bakma ağyâre Dolaşma hiç avâre Ölüm vardır unutma
Bid’at ehliyle gezme Hiçbir kimseyi üzme Günah içinde yüzme Ölüm vardır unutma
Mahşerde olma zelil Teslim ol, hakka eğil Ecel elinde değil Ölüm vardır unutma
Doğru ol, söyleme kem Onu bunu etme zem Hazırlanmak pek elzem Ölüm vardır unutma
Hiç kimseye hor bakma Kalb kırma, gönül yıkma Azıksız yola çıkma Ölüm vardır unutma.
Ecel zaman tanımaz Yaşlı ve genç ayırmaz Seni beni kayırmaz Ölüm vardır unutma.
Allah’tan kesme ümit Mezara imanla git İstersen özlü öğüt Ölüm vardır unutma
Dik tutma hiç başını Öyle çatma kaşını Küçük görme yaşını Ölüm vardır unutma
Düşün inceden ince Hazırlan bir an önce Durmaz ecel gelince Ölüm vardır unutma
Ahmak yanına varma Başına bela sarma Cahile bir şey sorma Ölüm vardır unutma
Bir an gaflete dalma Fitneye sebep olma Mazlum âhını alma Ölüm vardır unutma
Salih ile taş taşı Fasıkla yeme aşı İlimdir işin başı Ölüm vardır unutma
Yönünü Hakka çevir Yemesin seni kibir Tabuta imanla gir Ölüm vardır unutma
Sapık yol olsa da bol Bir tanedir doğru yol Sen de Ehli sünnet ol Ölüm vardır unutma
Sünneti inkâr etme Evliyaya kin gütme Sapık peşinden gitme Ölüm vardır unutma
Gel öğren sağı solu Ortalık sapık dolu Tektir kurtuluş yolu Ölüm vardır unutma
Ehli sünnetsiz olmaz Sapıklar felah bulmaz Dünya kimseye kalmaz Ölüm vardır unutma
Mezhepsizden durma kaç Herkes mezhebe muhtaç Ehli sünnet başa taç Ölüm vardır unutma
Besleme kötü emel Sağlam olmalı temel Gel Ehli sünnete gel Ölüm vardır unutma
Keramet elbette hak İnkâr edenler ahmak Ecel gelir muhakkak Ölüm vardır unutma
Uzun emelden vaz geç Şerri bırak, hayrı seç Sen de gidersin er geç Ölüm vardır unutma
Haramdan elini çek Hesabı vardır tek tek Yarın için tohum ek Ölüm vardır unutma
Olmuşsan ehli sünnet Hazır bekliyor Cennet Getirme sakın cinnet Ölüm vardır unutma
Hâlin olmadan yaman. Henüz çıkmadan can Her yerde ve her zaman Ölüm vardır unutma
Şan ve şöhrete tapma Er ol, çavuşluk yapma, Ehli sünnetten sapma Ölüm vardır unutma
Ömrü geçir izzetle Ecelini gözetle Sözüm şudur özetle Ölüm vardır unutma |
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |