Allah intikam alıcıdır 

 

Kur’an-ı kerimde Allahü teâlânın, asilerden intikam alacağı bildiriliyor. Onun için hiçbir günahı küçük görmemeli. Çünkü Allahü teâlâ, intikam alıcıdır. İstediğini yapmakta hiç kimseden çekinmez. Gazabını günahlar içinde gizlemiştir. Küçük sanılan bir günah, intikamına, gazabına sebep olabilir. Yüz bin yıl ibadet eden bir kulunu, bir günah için, sonsuz olarak reddedebilir ve hiçbir şeyden çekinmez. Bunu Kur'an-ı kerim bildiriyor ve iki yüz bin yıl itaat eden şeytanın, kibredip, secde etmediği için, ebedi melun olduğunu haber veriyor. Hz.Âdemin oğlunu, bir adam öldürdüğü için, ebedi tard eyledi.

 

Hz. Musa zamanında, Belam bin Baura isimli bir zat, ism-i a'zamı biliyordu. Her duası kabul olurdu. İlmi o derecede idi ki, sözlerini yazmak için, iki bin kişi yanında bulunurdu. Bu Belam, Allahü teâlânın bir haramına, meylettiği için, imansız gitti. (Onun gibiler köpek gibidir) diye dillerde kaldı.

 

Karun, Hz. Musa’nın akrabası idi. Hz. Musa buna dua etti, kimya ilmi öğretti. O kadar zengin olmuştu ki, yalnız hazinelerinin anahtarlarını kırk katır taşırdı. Zekat vermediği için, bütün malı ile birlikte, yer altına sokuldu.

 

Salebe, sahabe arasında çok ibadet ederdi. Bir kere sözünde durmadığı için, sahabilik şerefine kavuşamadı, imansız gitti.

 

Allahü teâlâ bunlar gibi daha nice kimselerden, bir günah sebebi ile, böyle intikam almıştır. O halde, her müminin günah işlemekten çok korkmalıdır. Ufak bir günah işledikte tevbe, istiğfar etmelidir.

Yağmurların yağması, yıldırımların zarar vermesi, depremler, her ne kadar tabiat kanunu denilen olaylar içinde cereyan ediyorsa da, bunların asıl yaratıcısı Allahü teâlâdır. Çünkü imanın altı şartından biri de hayır ve şerrin Allah’tan geldiğine inanmaktır. Şair ne demiş:

Cümle eşya Hâlıkındır, kul eliyle işlenir.

Emr-i Bari olmayınca, sanma bir çöp deprenir!

 

Trafik kazası olsa, birisi birini öldürse, bunları yaratan yine Allahü teâlâdır. O kişinin veya o kişilerin ölümüne o şeyleri sebep kılmıştır. Şair diyor ki:

Hak intikamını yine kul eli ile alır.

Ledün ilmini bilmeyen bunu kul yaptı sanır.

 

İvriz seli

Konya Ereğlisi’nden Necdet Paksoy anlatıyor:

1947 yılında, günahın, zulmün çok olduğu bir dönemde idi. İlçemize bağlı İvriz köyünde çayın etrafındaki piknik alanda içki içilir, kadınlarla çeşitli günahlar işlenirdi. Yine böyle âlemler yapılırken İvriz çayı kabarıyor, ahlaksızlık yapanların hepsini alıp götürüyor, orada taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakmıyor. Sular bizim ilçeye kadar gelmişti. İvriz seli darbımesel haline gelmiş, (Günah işlemeyin İvriz seli gelir hepinizi götürür) denmeye başlanmıştır.

 

Terme ilçesinin Kocaman köyünde, edepsizin biri, çıkıyor, (Bu köyün Allah’ı benim. Kimse bana bir şey yapamaz) diyor. Yukarı köylerden gelen sel, Kocaman köyünün içinden geçer. Bu adam, sel içindeki bir ağaç kütüğünü almak ister, o kütüğü kenara çekmek isterken daha büyük bir sel gelir, (Kimse bana bir şey yapamaz) diyen adamı boğar.

 

Bir okuyucunun anlattığına göre, bu depremde, dinsiz birisi, (Dincilerle mücadeleme hiçbir güç, hatta onların tanrısı bile engel olamaz) diyor ve Kur’an-ı kerimi yakıyor. Gece içki aleminde sarhoş iken, bulunduğu bina yıkılıyor, denize gömülüyor.

 

Bir gazetede de, ateist bir yazar, deprem dolayısıyle, inanmadığı halde, Allah’a dil uzatıyor. Maksadı müslümanları tahrik etmektir. Birçok okuyucu faks çekti. Bir yazı yaz dedi. Lüzum yok, Allah kendine dil uzatanları cezalandırmaktan aciz değil) dedim. Bütün dinsizler, ahirette büyük azaba düçar olacaklardır.

Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri