İmanı
korumak için
İmansız ölmemek
için imanı muhafaza etmek gerekir. Bunun için şunlara riayet etmeli: 1-
Gayba iman etmiş olmalı. Melekleri, Cenneti, Cehennemi gösterseler,
gözümüzle gördüğümüz için, "Cennet, Cehennem vardır" demek
iman olmaz. Gayrı müslimlerin hepsi, ölürken Cenneti Cehennemi görüp,
"İman ettik" diyecekler; fakat kabul olmayacaktır. Müminler
övülürken, (Onlar gayba inanırlar) buyuruluyor. (Bekara 3)
2- Gaybı yalnız Allahü teâlânın bildiğine inanmaktır. Peygamber, melek, cin gaybı bilmez. Ancak Allahü teâlâ dilerse, bildirebilir. Bu bakımdan mucizeyi, kerameti inkâr etmek caiz değildir.
3-
Haramı haram, helalı helal bilmek. Harama helal, helale haram diyen
kâfir olur.
4-
Allahü teâlânın azabından emin olmamak ve gazabından çok korkmak gerekir.
Kur'an-ı kerimde, Rabbin azabından korkanların, Onun azabından emin,
garantili olmadığı bildiriliyor. (Mearic 27-28)
5-
Bir insan ne kadar çok günah işlerse işlesin, kendini yüzde yüz Cehennemlik
bilmemeli. Hadis-i kudside buyuruldu ki: (Kulum, göklere ulaşacak günah işlese; fakat rahmetimden ümidini
kesmeyip, benden mağfiret dilerse, affederim.) [Tirmizi]
Kur'an-ı kerimde
de buyuruldu ki: (Ey günahı çok olan kullarım, Allah’ın rahmetinden ümidinizi
kesmeyin! Allah günahların hepsini affeder. O sonsuz mağfiret ve nihayetsiz
merhamet sahibidir.)
[Zümer 53]
6- Hem Allah’ın azabından emin olmamalı, hem de Onun rahmetinden ümit kesmemeli! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Mümin havf ve reca [korku ile ümit] arasında bulunursa, Allahü teâlâ, o kuluna ümit ettiğini verir ve korktuğundan onu emin kılar.) [Tirmizi]
7-
Hubb-i fillah, buğd-i fillah üzere olmak. Yani sevdiğini Allah için
sevmek, sevmediğini de Allah için sevmemektir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu
ki: (İmanın temeli müslümanları sevmek ve kâfirleri sevmemektir.) [İ.Ahmed]
Cenab-ı Hak,
Hz.İsa’ya buyurdu ki: (Yer ve göklerdeki bütün mahlukatın ibadetlerini yapsan, dostlarımı
sevmedikçe ve düşmanlarıma düşmanlık etmedikçe, hiç faydası olmaz.) [K.Saadet]
Bugün birçok
fırka, grup var. Hepsi doğru olan biziz, ötekiler yanlış yolda diyor.
Bu konuda İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: [Tirmizi’nin
bildirdiği] (Ümmetim 73 fırkaya
ayrılır, 72’si Cehenneme gider, yalnız bir fırkası kurtulur. Bu fırka,
benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir) hadis-i şerif, 72 fırkanın
Cehennemde azap göreceğini fakat, Cehennemde sonsuz kalacağını bildirmiyor.
Sonsuz kalmak, imansızlar yani kâfirler içindir. 72 fırka, Cehennemde
itikadlarının bozukluğu kadar yanar. Yalnız Ehl-i sünnet Cehennemden
kurtulur. Bunlardan kötü iş yapanların günahları tevbe veya şefaat ile
affolunmadı ise, bunlar da günahları kadar Cehennemde kalırlar. (3/38)
Ehl-i Sünnet itikadına
uymayan bozuk, sapık inançlara bid’at ve dalalet yolları denir. Ehl-i
sünnet âlimlerinin bildirdiğine uymayan, her mana yanlıştır. Çünkü her
sapık, Kur’ana ve hadise uyduğunu iddia eder. Kısa görüşü ile, bunlardan
yanlış manalar çıkarır, doğru yoldan kayar. Allahü teâlâ, (Kur’an-ı kerimde verilen misaller, çok kimseyi saptırır, çok kimseyi
de doğru yola iletir) buyurdu. (Bekara 26)
Ehl-i sünnet âlimlerinin
anladıkları manalar doğrudur. Çünkü, bu manaları, Eshab-ı kiramdan ve
Tabiinden almışlardır. Kurtuluş yolunu, yanlış yollardan ayıran onlardır.
Onların hidayet ışıkları olmasaydı, bizler doğru yolu bulamazdık. İslamiyet’i
bozulmaktan koruyan onların çalışmasıdır. Onlara uyan kurtulur. Onlara
uymayan sapıtır, herkesi de sapıtmaya çalışır. (m.
286) |
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |