İnsan bütün ibadetlerini kusurlu bilmeli
Namaz
kıldıktan sonra da istiğfar ediyoruz. Her iyilik ve ibadetten sonra
da niçin suç işlemiş gibi korkup istiğfar ediyoruz? CEVAP Bir
iyilik ve ibadet edince de dört yerde korkmak gerekir: Birinci korku, insan bir iyilik işleyince
veya bir ibadet edince, o iyilik ve ibadetin kabul edilip edilmediğinden
endişe edip korkmalıdır! Çünkü Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki: (Allahü teâlâ ancak müttekilerin [takva ehlinin] amelini kabul eder.) [Maide 27]
İkincisi, riyadır. İhlassız amellerin kıymeti yoktur. İyiliği sırf Allah
rızası için mi yaptım, yoksa başka bir menfaat düşündüm mü diye korkmak
gerekir. Ancak ihlasla yapılan ibadetin kabul edileceği yine Kur'an-ı
kerimde bildiriliyor. (Beyyine 5)
Üçüncüsü, yapılan iyilikleri, ibadetleri
zarara uğratmadan yerine teslim edebilme korkusudur. Kötülükler,
günahlar, iyiliğe zarar verir. Şu halde, iyiliği, ibadeti zarara uğratmadan
yerine götürmeye çalışmalıdır! Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki: (Bir iyilik getirene on katı verilir.) [Enam 160]
Dördüncüsü, yapılan iyilikle rezil olma
korkusudur. Başkalarınca iyilik sanılan şeyler, belki de art niyetle
yapılmış birer kötülük olabilir. Yapılan iyiliklerin, zararlardan korunarak
başarıya ulaşıp ulaşmayacağından da korkmalıdır! Kur'an-ı kerimde buyuruluyor
ki: (Başarmam ancak Allah’ın yardımı iledir.)
[Hud 88]
Allah’ın
yardımına kavuşmak için de, Onun emirlerine uyup, yasak ettiklerinden
kaçmak gerekir. Kötülük
veya herhangi bir günah işledikten sonra pişman olmak ve iyilik ve ibadet
etmeye devam etmek gerekir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Bir günah işleyince hemen arkasından
bir iyilik yap, bir sevap işle ki onu mahvetsin!) [Beyheki] (Nerede, ne halde bulunursan bulun,
Allah’tan kork ve kötülüğün akabinde bir iyilik yap ki onu yok etsin!) [Tirmizi]
Kur'an-ı
kerimde de buyuruluyor ki: (Elbette hasenat, seyyiatı yok eder.)
[Hud 141] [Hasenat, her çeşit iyilik, seyyiat, her çeşit kötülük]
İnsan
bütün taatlarını, ibadetlerini kusurlu bilmeli, hakkıyla yapamadığını
düşünmelidir! Çünkü, (Allahü teâlâ, Âl-i
İmran suresinin 17.âyetinde, sabredenleri, sadıkları, namaz kılanları,
zekat verenleri ve seher vakitlerinde istiğfar edenleri meth buyurdu.
Hepsinden sonra, istiğfar edenleri bildirmesi, insanın her ibadetini
kusurlu görüp, daima istiğfar etmesi içindir. İbadet yapanların kendilerini
beğenmeleri, fasıkların günahlarından daha kötü ve daha zararlıdır)
buyurulmaktadır. (M.Masumiyye) |
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |