Susmanın
faydaları
Az konuşmanın, susmanın faydaları, çok konuşmanın da
zararları hakkında bilgi verir misiniz? CEVAP Peygamber efendimiz, (Az konuşmak imandan, çok söz nifaktandır) buyurmaktadır. Dil, büyük nimettir. İyi ve kötü işteki
rolü, iyiliği de kötülüğü de büyüktür. Cennete de, Cehenneme de götürür.
Cirmi küçük, cürmü büyüktür. İman ve küfür dildeki ifadeden anlaşılır.
Dil, ya hak konuşur, ya bâtıl. Diğer uzuvların sahası dardır. Kulak
sadece işitir, göz sadece görür. Dilin sahası geniştir. Hayır ve şer
için geniş alana sahiptir.
Atalarımız; (Sana senden olur, her ne olursa, başın selamet bulur, dilin durursa)
ve (Göz iki, kulak iki, ağız tek, çok görüp, çok dinleyip, az söylemek
gerek)
demiştir.
Yunus Emre de diyor ki: Sözünü bilen kişinin, yüzünü ağ ede bir söz. Sözü pişirip diyenin, işini
sağ ede bir söz.
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı, Söz ola zehirli aşı, bal ile yağ ede bir söz.
(Dil) üzerine çok söz söylenmiştir. Bazıları şöyle:
Söz gümüşse sükut altındır. Ağızdan çıkan söz muallakta kalmaz, ya sağ tarafa yazılır
ya da sol tarafa. Bir söz söylerken hem kendi, hem de karşınızdakinin
ahiretini düşünerek konuşun. Söz insanın terazisidir. Fazlası ziyan, azı vakardır.
Az konuşan kınanmaz, üstelik itibarı çok olur. Şaka, alay ve boş konuşmak belaya yol açar. Çok konuşmak dostluğu bozar, lüzumsuz konuşmak ayıpları
açar, acı söyleyenden dostlar kaçar.
Eğer kalbde darlık ve üzüntü, vücutta bitkinlik ve halsizlik,
rızıkta eksiklik ve bereketsizlik olursa, bunun boş ve yersiz konuşmalardan
meydana geldiği bilinmelidir!
Hikmeti konuşmakta değil, susmakta aramalıdır! Susmak aklın süsü ve cehaletin örtüsüdür. Tatlı dilli ve cömert elli olmalıdır! Sükut, âlimin ziyneti, cahilin aybına
perdedir. İbadet on kısımdır, dokuzu susmak,
biri de kötü arkadaştan uzak durmaktır. Dil, irfan hazinesinin anahtarıdır, çok konuşan, gönüldeki
hizmet cevherini boşaltır. Az söz edeptir, güzel amelleri korumaya sebeptir.
Kişi dilinin altında gizlidir. Sır saklayan murada erer. Bülbül şahine der ki: İkimiz de kuş olduğumuz halde, sen padişahın sarayındasın,
ben ise bahçenin dikenliğindeyim. Sen kuşları avlayıp yersin, padişahın
yanında değer kazanır muradına erersin. Kuşların sultanı olursun. Ben
ise günü güne eklerim, her gece sabaha kadar gülün açılmasını beklerim.
Ben uyumadan o açmaz, uyanınca açılmış görürüm. Açıldığını göremem,
muradıma eremem. Diken arasında muratsız ağlarım, yüreğimi dağlarım. Şahin şöyle cevap verir: Ben bin murat alırım ama birini söylemem. Sen bir murat
almadan bin söylersin. Susan murat alır, öten muratsız kalır.
Hayırlı söz keramet, sükut selamettir. Dudak yumulur, susan kurtulur. Yalan zayıflatır imanı, rezil eder insanı. Dedikodu gıybettir, şiddetli bir afettir. Alay belki güldürür, ama kalbi öldürür. Güzel söz sadaka, mahşere nafakadır. Çok söz kalb katılaştırır, Haktan uzaklaştırır. Çok gülmek ayıptır, ahiret için kayıptır. Fazla şaka cahillik alameti, sükut et, istersen selameti. Kişi lisanıyla olur insan. Kötü dili kendisine düşman,
çok konuşan olur pişman. Her sözde vebal var, kurtulur susanlar. Az söz hikmettir,
Rabbimizden nimettir. Dil söylerse gönül susar, gönül susunca, dil zehir kusar. Söz dinleyen âlim, susan sâlim olur. Kimin azsa sözü, açılır kalb gözü. Dil ederse istirahat, kalb eder rahat. Çok konuşan gaf eder, vakti israf eder. Dilini hep tutan çok fayda sağlar, dilini tutmayan yarın
çok ağlar. Dil yarası ok yarasından acıdır. Akıllı, bildiğini söylemez, deli söylediğini bilmez.
Bilmem demek ilmin yarısıdır. Kime sır söylersen onun kulu olursun. Açıklanan sır yayılır muhakkak, Sır saklayamayana denir
ahmak.
Hz.Lokman misafirlerine en iyi ikram olarak dil ile
kalbi getirdi. Başka bir zaman da en kötü yemek olarak yine dil ile
kalbi getirdi. Dil kılıç gibidir, iyi kullanılmazsa kendi ölümüne sebep
olur.
Sükut, yorulmadan yapılan ibadet, masrafsız takılan
bir ziynet, hükümdarlığa muhtaç olmadan ele geçen bir devlet, duvara
ihtiyaç duyulmadan yapılan kale, çalışmadan kazanılan zenginlik ve ayıpların
kapatılmasıdır. Hükümdar öğüdü
Üç hükümdardan biri der ki: (Bütün pişmanlıklarım
söylediğim sözlerden oldu. Söylemediğimden hiç pişman olmadım.) İkincisi der ki: (Söylemediğim
sözlerin sahibiyim. Fakat söylediğim sözlerin esiriyim.) Üçüncüsü ise şöyle der: (Bazı sözleri
söylemeye gücüm yetti, fakat söylediğim sözleri geri almaya gücü yetmedi.) Şüpheli sözlerden sakınan, güler yüzlü olan, insanlara
merhamet eden, lüzumlu din bilgilerini öğrenen ve doğru konuşan kimse
münafık olamaz.
Dile sahip
olmak Diline sahip olmayanı şeytanı her sahada oynatır. Büyük
bir uçurumun kenarına getirip, yüzüstü yuvarlar, felakete sürükler.
Dile ahlak dizgini vurulursa dünya ve ahiret saadetine kavuşur. Başıboş
bırakılırsa zarardan zarara girer. Uzuvlarımızdan en çok isyan edeni
dildir. Kolaylıkla istediği tarafa gider. Hadis-i şerifte buyuruldu
ki: (Her sabah,
bütün uzuvlar, yalvararak dile derler ki: Bizim hakkımızı gözetmekte,
Allah’tan kork, kötü söz söyleme, bizi ateşte yakma! Bizim dine uyup
uymamamız senin sebebinledir. Sen doğru olursan biz de doğru oluruz.
Sen eğri olursan biz de eğri oluruz.) [Tirmizi]
Hz. Lokmana (Bu makama nasıl
yükseldin?) derler. O da (Doğru
konuşmak, emanete riayet etmek ve faydasız sözleri terk etmekle)
diye cevap verir.
Hikmet ehli buyuruyor ki: Bir kimsenin cahil olduğunun alameti şunlardır: Canlı-cansız
her şeye kızar. Sır saklayamaz. Parasını yerli yerince harcayamaz. Herkese
güvenir. Dostunu düşmanını ayıramaz. Kötü kimselerle arkadaşlık eder.
Susmak açık bir hikmet ve güzel bir haslettir. Dilin
susması kalbin susmasına, kalbin susması Rabbin mağfiretine sebep olur.
İnsanın selameti dilini korumasındadır. Kalem de, iki dilden biridir.
Dil yırtıcı bir hayvan gibidir, serbest bırakılırsa
sahibini parçalar. Sükut eden, hataya düşmekten, yalandan, dedikodudan,
söz taşımaktan, kendini övmekten, boş konuşmaktan ve daha bir çok dil
afetlerinden kurtulur.
Çok konuşanın dili sürçer, kalbi kararır. Kalbi kararan
da, hata üstüne hata yapar ve kalb kırar da farkında bile olmaz. Diline sahip olan, dinini korur.
Çok konuşan hata eder. Eshab-ı kiram hep hayır konuştukları
halde, yanlış konuşmak için değil, belki boş bir söz söyleriz diye sükut
ederlerdi. Hz. Ebu Bekir,
ağzına taş koyar, (Başa gelen
bütün felaketler bundan gelir) buyururdu.
En zararlı
şey Allahü teâlâ boş konuşanları sevmez. Boş konuşmak böyle
olunca, zararlı konuşmanın felaketini düşünmelidir! Hadis-i şerifte
buyuruldu ki: (En zararlı
şey, çok konuşmaktır.) [Deylemi]
Dile sahip olmak, az konuşmak dinimizin emridir. Kur'an-ı
kerimde mealen buyuruldu ki: (Sadaka vermek,
iyiliği emretmek ve insanların arasını bulmak hariç, konuşmakta, fısıldaşmakta
hayır yoktur.) [Nisa 114]
Dile sahip olmakla ilgili hadis-i şeriflerde bazıları
da şöyle: (Dilini tutan
kurtulur.) [Tirmizi] (Selamet
isteyen, sükut etsin, dilini tutsun!) [İbni Ebiddünya] (Susmak,
hikmettir; fakat susan azdır.) [Deylemi]
(Amellerin
en makbulü, dilini tutmaktır.) [Taberani] (Hayır söz
hariç, dilini tutan, şeytanı mağlup eder.) [Taberani] (Sükut eden
bir mümine yakın durun! O hikmetsiz değildir.) [İbni Mace]
(Allah’a
ve ahirete inanan, ya hayır konuşsun veya sükut etsin!) [Buhari] (En kolay
ibadet, susmak ve güzel ahlaktır.) [İbni Ebiddünya]
(Mümin önce
düşünür, sonra konuşur. Münafık, düşünmeden konuşur.) [Haraiti] (Çok konuşan
çok yanılır, çok yanılanın yalanı çoktur. Yalanı çok olan da Cehenneme
layıktır.) [Taberani]
(Kurtuluş
için dilini tut, evinde otur, günahların için ağla!) [Tirmizi] (İnsanları
Cehenneme sürükleyen dilleridir.) [Tirmizi] (Dilini tutmayan
kimse, tam imana kavuşamaz.) [Taberani]
(Rahat isteyen
sussun!) [Ebuş-şeyh] (Çok konuşmak
kalbi karartır. Kalbi kararan da Allahü teâlâdan uzaklaşır.) [Beyheki]
(Emr-i maruf
ve zikir hariç, her söz, kişinin zararınadır.) [Tirmizi] (İnsanın
hatalarının, kusurlarının çoğu dilindendir.) [Taberani] (Midesini, ırzını ve dilini koruyan, bütün kötülüklerden korunmuş olur.)
[Deylemi]
(Kalbi doğru
olmayanın imanı, dili doğru olmayanın kalbi doğru olmaz.) [İ.
Ebiddünya] (Kalbi diline,
dili kalbine, işi sözüne uymayan mümin olamaz.) [İsfehani]
(Allah’ı
görür gibi ibadet et, kendini ölmüş say, bunlardan daha iyisi ise dilini
tutmaktır.) [Taberani] (Sükutu tefekkür,
bakışı ibret olup çok istiğfar eden kurtuldu.) [Deylemi]
Konuşanın sözünü kesmek nezaketsizliktir. Hadis-i şerifte
buyuruldu ki: (Bir din
kardeşi konuşurken susmak mürüvvettendir.) [Hatib]
Lüzumsuz konuşmakKimseye zararı olmayan konuşmalardan da sorumlu muyuz? CEVAP Gıybet, münakaşa ve benzeri konuşmalardan uzaklaşmalı,
ya hayır söylemeli veya sükut etmelidir! Lüzumsuz sözlerle meşgul olursak, kıymetli zamanlarımızı
öldürmüş oluruz. Halbuki Allahü teâlânın azametini, yarattığı canlı,
cansız şeyleri tefekkür etsek, büyük sevap kazanırız. Yahut kelime-i
tevhid, salevat-ı şerife gibi tesbihleri söylesek hakkımızda daha hayırlı
olur.
Bunları söylemekle Cennette kıymetli hazinelere kavuşmak
mümkün iken, dilimizi faydasız şeylerle meşgul ederek bu nimetlerden
mahrum kalmak ahmaklık değil midir?
Mubah ile meşgul olan kimse, günah kazanmazsa da, taat
ile, ibadet ile meşgul olup büyük hazineden mahrum kalmamalıdır. Çünkü
müminin sükutu tefekkür, bakışı ibret, konuşması taat olmalıdır.
İnsanın en değerli sermayesi vakitleridir. Vaktimizi
boş yere harcar, ahiret için azık hazırlamazsak, sermayemiz tükenmiş
demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Boş ve faydasız
işleri terk etmek müslümanın güzel ahlakındandır.) [Tirmizi]
Uhud harbinde şehid olan bir gencin annesi, oğlunu kanlar
içinde görünce, (Oğlum sana Cennet müjde olsun!) demesi üzerine Peygamber
efendimiz aleyhisselam buyurdu ki: (Ne biliyorsun,
belki boş sözler konuşurdu.) [Tirmizi]
Yani hesapsız Cennete girmeyecektir. Boş konuşanlar
bu sözlerinden hesaba çekileceklerdir. Hesaba çekilmek de bir nevi azaptır.
Abdullah bin Selam hazretlerinin
Cennetlik olduğu bildirilince Eshab-ı kiram, kendisini Cennetlik eden
amelinin ne olduğunu sordular. O da, (Boş
söz konuşmam ve kimseye karşı kötülük beslemem) diye cevap verdi.
İbni Abbas hazretleri buyurdu ki: (Üzerine elzem olmayan, sana faydası dokunmayan hususlarda konuşma, çünkü bu fuzuli bir iştir. Zararından da emin değilsin. Yeri gelmedikçe de lüzumlu olan sözü konuşma! Çok defa faydalı söz yerini bulamadığından kaybolup gider.)
Lokman Hakim hazretlerine, hikmetin ne olduğu sorulduğunda,
(Bize lazım olmayan şeyin üzerinde durmamak ve gizli şeyleri araştırmamak)
diye cevap verdi.
Bize gerekmeyen şeyi başkasından sual etmek de malayanidir.
Bunu sormakla kıymetli vaktimizi kaybetmiş oluyoruz. Aynı zamanda sorduğumuz
kimsenin de vaktini almış oluyoruz.
Faydasız şeylerle meşgul olmamalıdır, ağzımızdan çıkan
her kelimeden mesulüz. Nefeslerimiz sermayemizdir. Dilimiz Cennet nimetlerine
kavuşturacak, bir vasıtadır. Dilimizi ihmal edip, başıboş salıvermek,
büyük zararlara sebep olur.
Boş konuşmak gibi, fuzuli konuşmak da kötüdür. Maksadı
kısaca anlatmak mümkünken, uzun cümlelerle ve tekrarlarla ifade etmek
fuzulidir. Yani ihtiyaçtan fazla konuşulmuş olur. Hadis-i şerifte buyuruldu
ki: (İlmi ile
amel edene, malının fazlasını tasadduk edene ve sözünün fazlasını tutana
müjdeler olsun!) [Taberani]
İnsan önemsiz sandığı bazı sözler yüzünden helake sürüklenir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (İnsan, önemsiz
sandığı bir söz söyler. Bu söz Allah’ın rızasına muvafık düştüğü için
kıyamete kadar ondan razı olur. Bir başkası da hiç önem vermediği bir
söz yüzünden kıyamete kadar Allahü teâlânın gazabına uğrar.) [Tirmizi]
Allahü teâlânın rızasının ve gazabının hangi işte, hangi
sözde olduğunu bilmeyiz. Bu bakımdan hiçbir sözü, hiçbir iyiliği ve
kötülüğü küçük görmemelidir. Cenab-ı Hak, rızasını iyilikler içinde,
gazabını da günahlar içinde saklamıştır. Önem verilmeyen bir günah,
Allahü teâlânın gazabına sebep olabilir. Onun için sözümüze dikkat etmeliyiz.
Atalarımız, (Söz var, iş bitirir; söz var, baş yitirir) demişlerdir. |
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |