Hıyanet
ve Emanete riayet
Emanete
hıyanet etmenin dindeki yeri nedir?
CEVAP
Hıyanet
etmek haramdır. Münafıklık alametidir. Hıyanetin zıddı emanettir, emin
olmaktır.
Hıyanet, birine kendini emin tanıttıktan sonra, o emniyeti
bozacak iş yapmak demektir. Mümin, herkesin malını, canını emniyet ettiği
kimsedir. Emanet ve hıyanet, malda olduğu gibi, sözde de olur. Hadis-i
şerifte, (Meşveret edilen kimse emindir) buyuruldu. Yani onun
doğruyu söyleyeceğine ve sorulanı başkalarından gizleyeceğine emanet
olunur, güvenilir. Onun, doğru söylemesi vaciptir. İnsan, malını, emniyet
ettiği kimseye bıraktığı gibi, doğru söyleyeceğine emin olduğu kimse
ile istişare eder, danışır. Âl-i İmran suresi, 159. âyetinde mealen,
(Yapacağın işi önce meşveret et) buyuruldu.
Meşveret, yani danışmak, insanı pişman olmaktan koruyan
bir kale gibidir. Meşveret olunacak kimsenin, insanların hâlini, zamanın
ve memleketin şartlarını bilmesi lazımdır. Buna siyaset bilgisi denir.
Bundan başka, aklı, fikri kuvvetli, ileriyi gören, hatta sıhhati yerinde
olması, lazımdır. Meşveret olunan kimsenin, bilmediğini veya bildiğinin
aksini söylemesi günahtır. Hata ile söylemesi günah olmaz. Yukarıdaki
şartları taşımayan biri ile meşveret edilirse, her iki tarafa günah
olur. Din ve dünya işlerinde bilmeyerek fetva verene, melekler lanet
eder. Bir kimse zararlı olduğunu bilerek bir emir verse, hıyanet etmiş
olur.
Abdullah bin Mesud hazretleri buyurdu ki:
(Dininizden ilk olarak, ayrılacağınız, elinizden kaçıracağınız
şey, emanet olacaktır.) (Hadika)
Emanete riayetin dinimizdeki
yeri nedir?
CEVAP
Emanete riayetin dindeki yeri büyüktür. Müminun suresinin
başında, kurtuluşa eren müminlerin vasıfları bildiriliyor. 8. âyette
de bunların emanete ve ahidlerine riayet ettikleri açıklanıyor. Hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki:
(Şu altı şeyi yapacağınıza söz verin, ben de size Cennete
gireceğinize söz vereyim. Bunlar, namaz kılmak, zekat vermek, emanete
riayet, zinadan sakınmak, helal yemek ve dili [elfaz-ı
küfür, yalan, gıybet, lanet, malayani gibi] kötü sözlerden korumaktır.)
[Taberani]
(Kıyamete
yakın, insanlar, alışverişlerinde, birbiriyle olan münasebetlerinde
emaneti gözetmezler. Güvenilir insan çok azalır. "Falanca yerde
güvenilir bir insan varmış" denir. O insanın kalbinde de hardal
tanesi kadar iman yoktur.) [Müslim]
(Allah ve Resulünü seven, bunların da kendisini sevmesini
isteyen, konuşunca doğru söylesin, emanete riayet etsin ve komşusu ile
iyi geçinsin!) [Beyheki]
(Bir
satıcı, yalan söylemez, emanete riayet eder, verdiği sözden dönmez,
borcunu geciktirmez, alacaklısını sıkıştırmaz, satarken malını fazla
övmez ve alırken de kötülemez ise, kazancı ona mübarek olur.)
[Deylemi]
(Şu altı şeyi yapanın Cennete girmesine kefilim: Konuşunca
doğru söyleyen, verdiği sözü yerine getiren, emanete riayet eden, namusunu
koruyan, gözlerini haramdan sakınan, ellerini kötülükten çeken.)
[İ.Ahmed]
(Kur'an, akraba, emanete riayet eden ve din kardeşleriniz
şefaat eder.) [Deylemi]
(Allah ve Resulünün sizi sevmesi için, emanete riayet
edin, doğru konuşun, komşunuzu üzmeyin ve ona iyi muamele edin.)
[Taberani]
(Mümin her
kabahati yapabilir. Fakat, hıyanet etmez ve yalan söylemez.) [İ.E.Şeybe]
(Münafığın
üç alameti vardır: Yalan söyler, sözünde durmaz ve emanete hıyanet eder.)
[Buhari]
(Hile ve
hıyanet sahibi ateştedir.) [Ebu Davud]
(Hayasız
olan, emanete hıyanet eder, hain olur, merhamet duygusu kalmaz, dinden
uzaklaşır, lanete uğrar, şeytan gibi olur.) [Deylemi]
Hz. Lokman buyurdu ki:
(Emanete riayet, doğru söylemek ve malayaniyi [faydasız
sözü] terk edip, bana gerekmeyeni bırakmakla bu dereceye kavuştum.)
İşleri ehline vermek
Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde, işleri ehli
olana yani layık olduğu kimselere verilmesi emrediliyor. Görev yerlerinin
emanet olduğu, bu emanetlere riayet edilmesi, uyulması emredilmektedir.
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah size, mutlaka emanetleri
[işleri] ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz
zaman adaletle davranmanızı emreder.) [Nisa 58]
(Biz emaneti [dinin emir
ve yasaklarını], göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu
yüklenmekten çekindiler, (sorumluluğundan) korktular. Onu insan yüklendi.
Doğrusu o çok zalim, çok cahildir.) [Ahzab 72]
Müminler
övülürken, (Emanetlerine [dinin emir ve yasaklarına] riayet
ederler ve verdikleri sözleri yerine getirirler) buyuruluyor. (Müminun
8)
Bir işi yaparken de aralarında istişare ettikleri, birbirine
danışarak yaptıkları bildiriliyor. (Şura 37)
Hadis-i
şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Emanet zayi edildiğinde kıyametin kopmasını bekleyin.
"Ya Resulallah, emanetin zayi edilmesi nasıl olur?"
denince, (İş ehli olmayana [layık olmayana] tevdi edildiği
[verildiği] zaman, kıyameti bekleyin) buyurdu.) [Buhari]
(Allah
yolunda savaş, bütün günahların affına sebeptir. Fakat emanete hıyanetin
affına sebep olmaz. Allah yolunda öldürülen kimse, kıyamette, emaneti
ödemeyince Cehenneme atılır.) [Beyheki]
(Emanete
riayet edilmezse, zekat zorla verilirse, ilim, dine hizmet için değil
de, para ve makam için öğrenilirse, kişi, hanımının meşru olmayan arzusunu
yapmaya çalışırsa, ana babasına isyan ederse, fasık ve ehil olmayanlar
işbaşına getirilirse, kötülüğünden korkup zalime hürmet edilirse, gayrı
meşru ilişkiler, çalgılı içkili yerler çoğalırsa, yeni nesil, önceki
âlimleri kötülerse, o zaman çeşitli belaya maruz kalırlar.)
[Bezzar]
(Emanete riayet etmeyenin imanı yoktur. Onun namazı
da, zekatı da kabul olmaz.) [Bezzar]
[İmanı yok, imanı olgun değil demektir. Kabul olmaz
demek, sahih olmaz demek değildir. Namazı ve diğer ibadeti sahih olur,
borçtan kurtulur. Fakat namaz ve zekattan hasıl olacak büyük sevaplara
kavuşamaz demektir.]
Bir işe diplomalı veya unvanlı kimse değil, o işi hakkı
ile yapabilen kimseler getirilmelidir. Adam kayırmak, adama göre iş
vermek uygun değildir. Her zaman işe göre adam seçmelidir. O eleman
o işe layıksa o iş ona verilmeli, layık değilse, layık olanını aramalıdır.
30 yıl
kadar önce gazetelerde okumuştum. Türkiye, Amerika’dan bir iş için mühendis
istiyor. Onlar da, o işi en iyi bilen bir teknisyen gönderiyorlar. Bizimkiler,
(Biz mühendis istedik, siz teknisyen gönderdiniz) diyorlar. Amerikan
yetkilileri hayret ediyor, (Biz size o işi yapabilecek en iyi bir eleman
gönderdik. Ünvan sizce o kadar önemli mi?) diyorlar. Sonra, (Madem mühendis
istiyorsunuz, gönderdiğimiz teknisyen mühendisliğe terfi ettirilmiştir)
diyerek terfisini gönderiyorlar. Yani o teknisyene mühendis diploması
veriyorlar.
Osmanlıda sıradan bir kişi üstün hizmetleri görülürse,
bu kişi paşa, hatta sadrazam bile oluyordu. Amerika da bu sistem hâlâ
devam etmektedir. Kore savaşında bir Türk astsubayı üstün hizmetleri
görülüyor, Amerikan generali, ona öyle bir rapor veriyor ki, (Bu raporla
seni albay yaparlar) diyor. Bizim astsubay diyor ki, (Bizde öyle sistem
yok. En büyük başarılarda bulunsak da, teğmen bile olamayız) diyor.
Amerikan generali hayret ediyor.
|