Çok sual sormak
Çok sual soruyoruz. Her suali sormanın sakıncası var
mıdır? CEVAP Sırf öğrenmek niyetiyle Allah rızası için faydalı olan
her suali sormak caizdir. (Hz. İbrahim’in kestiği koçun etini kim yedi?),
(Falanca âlimin anasının adı nedir?), (Hz.Yunus’u yutan balık, erkek
miydi) gibi sualler soruluyor. İnsanın, bilmesi gerekmeyen şeyleri sorması
mekruhtur. Âlimler buyuruyor ki: Öğrenilmesi emredilmemiş olan şeyleri
sormak caiz değildir. Mesela Hz. Lokman peygamber midir? Cin, insanlara
nasıl görünür gibi şeyler sormamalı, çünkü bunları öğrenmekle emrolunmadık.
(Tahtavi)
Bugün çok kimse, ehl-i sünnet itikadını bilmiyor.
Öğrenmesi farz-ı ayn olan bilgilerden habersizdir. Faiz çeşitlerini,
hatta yemeğin farzlarını bile bilmez iken, dünya ve ahirette gerekmeyen
şeyleri soruyor. Bilinmesi gerekmeyen sorulmamalıdır. Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki: (Öğrenmek
için sual sorun! Kötü maksatla sual sormayın!) [Deylemi] (Allah rızasından
başka bir maksatla sual sorup ilim öğrenen veya ilmini dünya menfaatine
alet eden Cehenneme gidecektir.) [Tirmizi]
(Âlimlerle
yarışmak, cahillerle münakaşa edip susturmak ve itibar kazanmak için
ilim öğrenen Cehenneme gidecektir.) [Tirmizi]
(Çok sual
sormayın! Sizden öncekiler, bu yüzden helak oldu.) [İ. Maverdi] (Sizi çok
sual sormaktan nehyediyorum.) [Taberani]
Kötü niyetle sual sormakKötü maksatlılara ilim öğretmek yanlıştır. Hadis-i şerifte
buyuruldu ki: (İlmi, ehli
olmayana öğretmek onu kaybetmek demektir.) [İbni Ebi
Şeybe] Suali de uygun sorabilmek, o kişinin ilmini gösterir.
Hadis-i şerifte, (Güzel sual
sormak, ilmin yarısıdır) buyuruldu. (Taberani)
Kendisine farz-ı ayn olan faydalı sualleri sormak gerekir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (İlim hazinedir.
Anahtarı sual sormaktır. Sual sorun ki, Allah sizlere merhamet etsin.
Çünkü sual sormakla dört kişi mükâfat alır: Soran, cevap veren, dinleyen
ve bunları seven.) [Ebu Nuaym]
Faydalı bir sual sorana cevap vermemenin vebali büyüktür.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Âlimin bildiğini
söylememesi, cahilin de bilmediğini sormaması helal değildir. Çünkü
Allahü teâlâ, “Bilmiyorsanız, ilim ehline sorun” buyurdu.) [Taberani] (İlmini başkasına
bildirmeyen, hazineyi gömüp kimseye yardım etmeyene benzer.) [Taberani] (İlmini gizleyene,
denizdeki balıklardan, gökteki kuşlara kadar her şey lanet eder.) [Darimi] (İlmini gizleyen
kimseye, kıyamette ateşten gem vurulur.) [Taberani]
İlim sahibi biliyorsa söylemeli, bilmiyorsa bilmiyorum
demelidir. Fetva vermenin mesuliyeti çok büyüktür. Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki: (Bilmiyorum
demek ilimdendir.) [İ. Mace] (Âlimim diyen
kimse cahildir.) [Taberani] (Bilmeden
fetva verene, yer ve gökteki melekler lanet eder.) [İ. Lal,
İ. Asakir] (Ehli olmadan
yanlış fetva veren, hainlik etmiş olur.) [Ebu Davud,
Hakim] (Ben bilirim) demek doğru değildir. Kur’an-ı kerimde
de buyuruldu ki: (Her ilim
sahibinin üstünde daha iyi bilen vardır.) [Yusuf 76]
Âlimler buyuruyor ki: (Allah rızası için, bilmediği bir hususta susanın aldığı
sevap, bildiği hususta konuşanın aldığı sevaptan az değildir. Zira cehaleti
kabul etmek nefse çok ağır gelir.) [Şabi]
(Bir âlim, “Bilmiyorum” derse, şeytan kahrolur ve, “Âlimin susması, konuşmasından daha zararlı
oluyor” der.) [İbrahim
Edhem]
(Hakiki âlim, suale cevap verirken, kıyamette “Bu cevabı
hangi kitapta buldun” diye sorulacağından korkan zattır.) [H.Nişapuri]
Suali, muteber eserlerden nakledenlere sormalı, kendi
anladığını din kabul eden sapıklara sormamalıdır. Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki: (İlim de,
namaz da dindir. Bunun için ilmi kimden aldığınıza, namazı nasıl kıldığınıza
iyi bakın. Kıyamette bunlardan sorguya çekileceksiniz.) [Deylemi]
(Ahir zamanda,
âlim azalır, cahillik artar. Âlim kalmayınca da, cahil ve sapık din
adamları, yanlış fetva vererek fitne çıkarır, hem kendilerini, hem de
başkalarını saptırırlar.) [Buhari]
(Bir zaman
gelecek, o zamanın fakihleri, ince ve karışık meseleleri ele alıp, halkı
şaşırtacaklardır. İşte bunlar, ümmetimin en kötüleridir.) [Taberani]
(Cehennem
zebanileri, günahkâr hafızlara, puta tapanlardan daha çok azap yapar.
Çünkü bilerek yapılan günah, bilmeyerek yapılan günahtan daha kötüdür.)
[Taberani]
(Ümmetim,
kötü din adamlarından çok zarar görecektir.) [Hakim]
Şu halde, lüzumsuz sual ve başka maksatlarla sual sormak
doğru değildir. İmtihan gayesiyle karşısındakini sıkıştırmak için sual
sormak da uygun değildir. Hadis-i şerifte, (Öğrenmek
için sual sorun! Kötü maksatla sual sormayın!) buyuruldu. (Deylemi)
Mahrem konuları edeple sormak lazımBir kız, mahrem konuları annesine sorar. O da bilmezse,
annesine, (Babamdan öğren) der. Babası da bilmezse, babasının, bilen
birisine sorması gerekir. Babası yoksa, ağabey, amca, dayı gibi mahrem
akrabalarından öğrenir. Bunlar da öğrenip bildirmezse, o zaman mektupla
veya telefonla, kendinden değil de, (Bir kadının muayyen hâli şu kadar
devam edip kesilse, ne gerekir) şeklinde sormak daha uygun olur. Bir
kadının kocası, bu bilgileri öğrenip hanımına anlatmazsa, kadın, en
uygun bir yolla bunları öğrenebilir. Bilenlerden bu konuları edep dairesinde
sorması ayıp olmaz.
Hz. Esma’nın
Peygamber efendimize nasıl gusledileceğini sorarken utanması üzerine,
Hz. Âişe, (Ensar kadınları ne iyidir; utanmaları, dinlerini öğrenmekten
men etmiyor) buyurdu. (Buhari) Demek ki, ayıp olur diye kendisine farz olan bilgileri
öğrenmemek yanlıştır. Peygamber efendimiz, mahrem konuları anlatırken,
(Allahü teâlâ, hakkın anlatılmasından
çekinmez) buyurmaktadır. (Tirmizi)
Aynı anlamda âyet-i kerime de vardır: (Allahü teâlâ,
gerçeği söylemekten çekinmez.) [Ahzab 53] |
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |