Çalışmak
ibadettir
Çalışmak
ibadet midir?
CEVAP
Müminin çalışması ibadettir. Fakat imansızın çalışması
ibadet olamaz. Ben namaz kılmam ama
bak çalışıyorum, bu da ibadettir demek yanlıştır. Namaz kılmayanın
da çalışması ibadet olmaz.
Kimseye muhtaç olmamak için çalışmak çok kıymetlidir.
Peygamber efendimiz, Hz. Muaz ile müsafeha edince buyurdu ki:
- Ya Muaz, ellerin nasırlaşmış.
- Evet ya Resulallah, kazma elimde
toprakla meşgul oluyor ve bu sayede çoluk çocuğumun nafakasını kazanıyorum.
Fahr-i kâinat efendimiz, Hz. Muazı öpüp buyurdu ki:
- Bu eli
Cehennem yakmaz. (Tibyan)
Yine bir gün bir genç, sabah erkenden işine gidiyordu.
Eshab-ı kiramdan bazıları, bunu uygun görmediler. Orada bulunan Peygamber
efendimiz buyurdu ki:
(Öyle söylemeyiniz!
Eğer kimseye muhtaç olmamak, ana babasını ve aile efradını muhtaç etmemek
için işine gidiyorsa, her adımı ibadettir. Eğer kazanacağı para ile
öğünmek, keyf sürmek niyetinde ise, şeytanla beraberdir.) [Taberani]
Görüldüğü gibi bir müslümanın iyi niyetle çalışması
ibadettir. Fakat kâfirin ve her haramı işleyen kimsenin çalışması ibadet
olmaz. (Namaza ne lüzum var,
çalışmak da ibadettir) demek çok yanlıştır. Böyle söyleyen kâfir
olur. Namaz kılan, haramlardan kaçan kimsenin iyi niyetle çalışması
ibadettir. (K. Saadet)
Rızk için çalışmak
Allahü
teâlâ, her insanın ve her hayvanın rızkını ezelde takdir etmiş, ayırmıştır.
İnsanların ve hayvanların ecelleri ve nefeslerinin sayısı belli olduğu
gibi, her insanın rızkı da bellidir. Rızk hiç değişmez. Azalmaz ve çoğalmaz.
Kimse kimsenin rızkını yiyemez. Kimse kendi rızkını yiyip bitirmeden
ölmez. Bu konudaki âyet-i kerimelerden birkaçının meali şöyle:
(Allahü teâlânın
rızk vermediği, bir canlı yoktur.) [Hud 6]
(Birçok canlı,
rızkını kendi elde edemez. Sizin de, onların da rızkını Allah verir.)
[Ankebut
60]
(Rabbin,
rızkı dilediğine bol verir, dilediğine daraltır.) [İsra 30]
Allah’ın kimine çok, kimine az rızk verdiğini çok kimse
bilmez. (Sebe 36)
Allah’tan korkana ummadığı yerden rızk gelir. (Talak 2,3)
Herkesin rızkı ayrılmıştır
İnsan, rızkını aradığı gibi, rızk da, sahibini arar.
Çok fakirler vardır ki, zenginlerden daha iyi, daha mutlu yaşar. Allahü
teâlâ kendisinden korkanlara, dinine sarılanlara, ummadıkları yerden
rızk gönderir. Allahü teâlâ, insanları yaratırken, ömürleri gibi, rızklarını
da takdir etmiştir. Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyle:
(Allahü teâlâ,
müminin rızkını ummadığı yerden verir.) [İ.Hibban]
(Rızk için
üzülme, takdir edilen [ezelde ayrılmış olan] rızk seni bulur.) [İsfehani]
(Allah’tan
korkun, istediğiniz şeylere kavuşmak için, iyi sebeplere yapışın. Kötü
sebeplere yanaşmayın! Hiç kimse, takdir edilen rızkına kavuşmadıkça
ölmez.) [Hakim]
(Eceliniz
sizi nasıl takip ederse, rızkınız da öylece takip eder. Rızk için sıkıntı
çekerseniz, Allah’ın emrine uygun hareket edin.) [Taberani]
(Allah korkusunu
sermaye edinen, rızkına ticaretsiz ve sermayesiz kavuşur.) [Taberani]
(Allahü teâlâya
tam tevekkül etseydiniz, sabah aç gidip, akşam tok dönen kuşlar gibi
rızka kavuşurdunuz.) [Tirmizi]
Helal rızka kavuşmak isteyen sebeplerine yapışmalıdır!
Para kazanmak, malı arttırır. Fakat, rızkı arttırmaz. Rızk, mukadderdir.
Yani ezelde ayrılmıştır. Rızk, maaşa, mala, çalışmaya bağlı değildir.
Fakat Allah emrettiği için çalışmak gerekir. Çünkü, Allahü teâlânın
işleri, sebepler altında tecelli eder. Âdet-i İlahiye böyledir. Fakat,
bazen, sebebe yapışıldığı halde, iş hasıl olmayabilir. Yahut, sebepsiz
de, hasıl olabilir. Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyle:
(Rızkının
bol olmasını isteyen, sıla-i rahm etsin!) [Buhari]
(Sadaka vermeye
devam edenin rızkı artar!) [İbni Mace]
(Cömerdin
evine rızk, devenin göğsüne vurulan bıçaktan daha tez gelir.) [İbni
Mace]
(İstiğfara
devam eden, ummadığı yerden rızıklanır.) [İ.Mace]
(Namaz kılmak
rızkın bereketine sebep olur.) [Miftah-ül
cenne]
(Hanımı ile
[iyi geçinip] şakalaşanın,
rızkı artar.) [İ.Lal]
Fakirliğe sebep olan şeyler
Bazı şeyler fakirliğe yol açar, rızkın güçlükle gelmesine
sebep olur. Mesela tırnağı uzun olanın rızkı meşakkat ile, sıkıntı ile
hasıl olur. Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyle:
(Günah işlemek,
rızktan mahrumiyete sebep olur.) [İbni Mace]
(Yalan söylemek
rızkı azaltır.) [İsfehani]
(Zina fakirliğe
yol açar.) [Beyheki]
(Sabah uykusu
rızka manidir.) [Beyheki]
[Rızkların dağılması sabah namazından sonra olur. Manevi
rızkların dağılması ise ikindi namazından sonradır. Bu iki vakitte uyumamaya
dikkat etmelidir! (El-Envar)]
(Sabah namazını
kıldıktan sonra uyumayın, rızkınızı aramaya çalışın!) [Taberani]
(Hak teâlâ
rızkları, fecr ile güneşin doğacağı vakitler arasında verir.) [Beyheki]
(Rızka kavuşan
çok hamd etsin!) [Hatib]
Hamd etmek, Allahü teâlâya şükretmek demektir. Her nimetin
Allahü teâlâdan geldiğine inanmak gerekir. Allahü teâlâ, Hz.Musa’ya
buyurdu ki:
(Kendine
verdiğim nimeti, benden bilip kendinden bilmeyen, nimetlerin şükrünü
eda etmiş olur. Rızkını kendi çalışması ile bilip, benden bilmeyen ise,
nimetin şükrünü eda etmemiş olur.) [İ.Gazali]
Zarardan dönmek gerekir
Zararın neresinden dönülürse kârdır. Rızk endişesiyle,
harama el uzatmamalı ve şu hadis-i şeriflerin muhatabı olmamalıdır:
(Bir zaman
gelir ki, insanlar, yalnız malın, paranın gelmesini düşünür, helalini
ve haramını düşünmezler.) [Buhari]
(Bir zaman
gelir, insanın bütün kaygısı midesi olur, şerefi mal, kıblesi kadın,
dini para olur. Böyle kimseler, halkın kötüleridir.) [Sülemi]
Allahü teâlâ, herkesin rızkını ezelde takdir etmiş,
ayırmıştır. Rızk değişmez, azalıp çoğalmaz. Kimse kimsenin rızkını yiyemez.
Allahü teâlânın 99 isminden biri Rezzak'tır,
her varlığın rızkını vericidir. Allahü teâlâ, (Herkesin rızkı bana aittir) buyuruyor. Rızk için Allahü teâlânın
verdiği söze güvenmelidir! Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki:
(Yeryüzündeki
her canlının rızkı, Allah’a aittir.) [Hud 6]
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Rızk için
üzülmeyiniz, ezelde ayrılan rızk sizi bulur.) [İsfehani]
(Rızkı genişleten,
daraltan, gönderen yalnız Allahü teâlâdır.) [R.Muhtar]
(Allah’tan
kork, rızkını güzel yoldan ara, helali al, haramı terket!) [İbni
Mace]
(Rızkını
gecikmiş sayma! Hiç kimse, rızkına kavuşmadıkça ölmez.) [Hakim]
(Hiç kimse,
nasibinden fazla rızka kavuşamaz. Rızkına kavuşup yemedikçe de ölmez.
İstemese de rızkı kendisine verilir.) [Hakim]
(Allah’a
tam tevekkül etseydiniz, sabah aç kalkıp, akşam tok dönen kuşlar gibi
sizi de rızıklandırırdı.) [Tirmizi]
(Hak teâlâ,
Hz.Adem'e bin çeşit sanat öğretip buyurdu ki: Neslin, bu sanatlardan
biri ile rızkını arasın! Sakın dini geçim vasıtası yapmasın!) [Hakim]
(Zikrin hayırlısı
hafi [gizli] olanı,
rızkın hayırlısı ise kâfi olanıdır.) [Beyheki]
(Allahü teâlâ
sevdiğine, rızkını kâfi [yetecek kadar] verir.) [Ebuşşeyh]
(Allah’ın
verdiği rızka kanaat eden mümin kurtulmuştur.) [Müslim]
(Helal kazanmak
için sıkıntı çekene, Cennet vacip olur.) [İ.Gazali]
(En güzel
rızk, helale, harama dikkat edilerek kazanılandır.) [Nesai]
Peygamber efendimiz, (Eğer Allah korkusunu kendinize sermaye edinirseniz, rızkınız, ticaretsiz
ve sermayesiz gelir) buyurup şu mealdeki âyeti okudu:
(Kim Allah’tan
korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder ve rızkını ummadığı yerden
gönderir.) [Taberani-Talak 2,3]
Allahü teâlâ emrettiği için çalışan, rızkını helal yoldan
arayan, ezeldeki rızkına kavuşur. Rızkı da bereketli olur. Bu çalışmaları
için de sevap kazanır. Eğer, rızkını haram yoldan ararsa, yine ezelde
ayrılmış olan rızka kavuşur. Fakat, bu rızk ona hayırsız, bereketsiz
olur, kazandığı günahlar da, onu felaketlere sürükler.
Hz.Hızır'ın tamir ettiği binanın altındaki altın levhada
şunlar yazılı idi:
(Ölüm hak
iken gülüp eğlenen, kadere inandığı halde üzülen, rızka Allahü teâlâ
kefil iken zahmetlere giren, Kıyamette sorgu-sual varken gaflete dalan,
fâniliğini bildiği dünyaya bel bağlayan kimseye nasıl hayret edilmez?)
Dünya için
çalışmak
Bir hadis-i şerifte, "Dünyaya, burada kalacağınız kadar, ahirete de, orada kalacağınız
kadar çalışınız!" buyuruluyor. Ne kadar büyük olursa olsun,
bir sayının sonsuzun yanındaki değeri sıfır kabul edildiğine göre, dünya
için hiç çalışmamak gerekmez mi?
CEVAP
Dinimiz, dünyaya da, ahirete de çalışmayı emretmektedir.
Kur'an-ı kerimde mealen (Dünyadan
da nasibini unutma!) buyuruluyor. [Kasas
77]
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Dünyanızı
ıslaha, düzeltmeye çalışınız! Yarın ölecekmiş gibi de ahiret için amel
ediniz!) [Deylemi]
(Hiç ölmeyecekmiş
gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi de ahiret için çalışınız!)
[İbni Asakir]
(Sizin hayırlınız,
ahireti için dünyasını, dünyası için ahiretini terk etmeyen ve insanlara
yük olmayandır.) [Deylemi]
(Dünya malından
ayrılınca üzülmek, buna kavuşunca sevinmek ve azgınlık yapmak, insanı
Cehenneme götürür.) [Tirmizi]
(Dünyayı
seven, ahiretine zarar verir. Ahireti seven, dünyasına zarar verir.
O halde, devamlı olanı, geçici olana tercih etmelidir.) [Beyheki]
(İlim, Allah
rızası için değil, dünya menfaati için öğrenildiği ve ibadetler, dünya
menfaatlerine alet edildiği zaman fitneler zuhur edecektir.)
[A.Rezzak]
Kur'an-ı kerimde de mealen buyuruluyor ki:
(Mal ve evlat
dünya hayatının süsüdür. Baki olan, salih ameller, Rabbinin katında,
mal ve evlatlardan ve dünyalıklardan iyidir.) [Kehf 46]
İmam-ı Maverdi hazretleri buyuruyor ki:
Dünya çalışma yeridir. Hadis-i şerifte, (Dünya ne güzel binektir. Ona binin ki, sizi
ahirete kavuştursun!) buyuruluyor. Dünya mutlak manada kötü değildir.
Ahiret azığını hazırlayanlar için servet yurdudur. İbrahim aleyhisselam,
(Ya Rabbi ne zamana kadar daha dünyayı takip edeceğim) dediği zaman
Allahü teâlâ buyurdu ki:
(Ya İbrahim,
böyle konuşma! Çoluk çocuğunun nafakası için çalışmak dünya talebi değil
ki ondan şikayet edilsin!) [Edeb-üd-dünya]
Dünya bir alet, bir vasıtadır. Bu vasıtayı iyi yolda
kullanan kazanır, kötü yolda kullanan kaybeder. Mesela size yeni, güzel
bir araba veriyorlar. (Bu araba ile, şu kadar zamanda şu karşıdaki köprüyü
geçerseniz, kurtuluşa ereceksiniz) deniyor. Siz de, arabaya bakıp (Ne
kadar da güzelmiş) diyerek onu sevmekle meşgul olur, verilen zaman içinde
karşıya geçmezseniz, düşman gelir, sizi kıskıvrak yakalar, köprüyü geçemezsiniz.
Bu vasıta, yolcuları sahile çıkaran bir gemi de olabilir. Bu vasıtaya
zamanında binip gitmeyen kurtulamaz. Dinimiz bu vasıtayı, kötülememiştir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Dünya, ahiretin
tarlasıdır.) [Deylemi]
(Dünya, ahiretin
köprüsüdür.) [Deylemi]
(Allah rızasını
kazanmak, ahiret azığını temin etmek için, dünya ne güzel yerdir. Allah
rızasını kazanmayan, ahiret azığını temin etmeyen için de, dünya ne
kötü yerdir. Bir kimse, "Allah dünyayı rezil etsin!" derse, dünya da ona, "Hangimiz Rabbimize
asi oluyorsa, Allah onu rezil etsin!" der.) [Hakim, İbni Lal]
(Dünyaya
sövmeyin; çünkü mümin için ne güzel bir binektir. Hayra onunla erişilir,
şerden onunla kurtulunur.) [Deylemi, İbni Neccar]
Dinimiz, bu bineğin sevgisini kötülemiştir. Yani "Binek
ne güzelmiş" diyerek, onunla meşgul olup hedefe varmamak kötülenmiştir.
Nitekim, hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Dünya sevgisi
bütün günahların başıdır.) [Beyheki, İbni Ebiddünya]
Demek ki, bineği sevmekle meşgul olmayıp, binip bir
an önce saadet diyarına gitmeye çalışmalıdır!
Bizi maksadımıza ulaştıran bineğin iyi, sağlam olması
istenir. Onun için Allah’ın bize verdiği akıl, sağlık, mal gibi nimetleri
yerinde kullanmalıdır! Cenab-ı Hak, dünya saadetini de istememizi emrediyor.
(Ey Rabbimiz, bize dünyada da ahirette de
iyilik, güzellik ver!) diye dua etmemizi istiyor. (Bekara 201)
Haksız kazanç
Muhammed aleyhisselam peygamber olarak gönderilince,
şeytanlar İblisin başında toplanıp üzüntülerini bildirdiler. Bunun üzerine
İblis onlara, (Bunlar dünyayı sever mi) dedi. Onlar, evet deyince, (Öyleyse
üzülecek bir şey yok. Onlara haksız kazanç sağlatırım. Lüzumsuz masraf
yaptırır, lüzumlu yere de harcatmam. Zaten her kötülük bu üç şeyden
meydana gelir) dedi.
Dünyalık için ne kadar üzülürsen o nispette ahiret sevgisi
kalbden çıkar. Ahiret için ne kadar üzülürsen, o nispette dünya sıkıntısı
kalbden çıkar. Dünyada herkes misafirdir. Yanındaki şeyler emanettir.
Misafirin gitmekten, emanetin ise geri alınmaktan başka çaresi yoktur.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Dünya mümine
zindan, kâfire Cennettir.) [Müslim]
Mümine dünyanın zindan olması, Cennete nispetledir.
Cennette Müminler, gözlerin görmediği, kulakların duymadığı, akla ve
hayale gelmeyen büyük nimetlere kavuşacaklardır. Hiçbir sıkıntı görmeyeceklerdir.
Cennetin sonsuz nimetleri karşısında dünya hayatı, müminler için bir
zindan, bir Cehennem azabı gibi gelecektir. Kâfirler için Cehennem azabı
o kadar şiddetli olacaktır ki, dünyadaki en şiddetli işkence bile onlar
için çok hafiftir.
Çok kazanmak
için çok çalışmak
Çok kazanmak için çok çalışmak dine aykırı mıdır?
CEVAP
Kendinin ve çoluk çocuğunun nafakasını kazanacak ve
borçlarını ödeyecek kadar çalışıp kazanmak farzdır. Hadis-i şerifte
buyuruldu ki:
(Çalışıp
kazanmak farzdır.) [Taberani]
Çoluk çocuğunun bir yıllık nafakasını toplayacak kadar
çalışmak mubahtır. Müslümanlara yardım için, cihad etmek için fazla
çalışıp kazanmak müstehaptır, iyidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İnsanların
en iyisi, insanlara faydalı olandır.) [Kudai]
Gösteriş için, övünmek için kazanmak tahrimen mekruhtur.
Çalışmak rızkı artırmaz. Çalışmak takdir edilen rızka kavuşturmaya vesiledir.
Rızkı veren Allahü teâlâdır. Çalışmak sebebe yapışmaktır. Sebeplere
yapışmak sünnettir. (El-İhtiyar)
Ahiret sevabı için, (çok kazanmak için, çok kazanmak
gerekir) sözü elbette pek hoştur.
Kur'an-ı kerimde mal için hayır adı verilmiş
ve mal övülmüştür. Hadis-i şerifte de buyuruluyor ki:
(Bir zaman
gelir ki, kişi dinini ve dünyasını ancak para ile ayakta tutabilir.)
[Taberani]
Dinimiz, parayı değil, paranın sevgisini kötülemiştir.
İbrahim aleyhisselam, peygamber olup puta tapmaktan
çok uzak olduğu halde, (Ya Rabbi,
beni ve çocuklarımı puta tapmaktan koru!) diye dua etmiştir. Puttan
maksat para sevgisidir.
Demek ki, parayı sevmek, puta tapmaya benzetilmiştir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Paraya tapan
helak olur.) [Tirmizi]
(Altın ve
gümüşün [paranın] kuluna
lanet olsun!) [Tirmizi]
(Paraya gönül
vermek, sizden öncekileri
mahvettiği gibi sizi de mahvedebilir.) [Taberani]
(Bir zaman
gelir ki, kaygısı mide, şerefi mal, kıblesi kadın, dini para olan kimseler
çıkar. Bunlar halkın şerlileridir.) [Sülemi]
Hadis-i kudside de buyuruldu ki:
(Hak teâlâ buyurdu ki, "Ey dünya, bana hizmet edene hizmetçi ol! Sana hizmet eden de senin
hizmetçin olsun.") [Ebu Nuaym]
Dünya kötü mü?
Dinimizde dünya ne demektir?
CEVAP
Dünya, haram ve mekruhlardır. Dünya, mal, servet, dünyalık,
rızk gibi manalara da gelir.
İmam-ı Rabbani hazretleri
buyurdu ki:
Dünya, seni Allahü teâlâdan uzaklaştıran şeyler, demektir.
Kadın, çocuk, mal, rütbe, mevki düşüncesi Allahü teâlâyı unutturacak
kadar aşırı olursa, dünya olur. Çalgılar, oyunlar, faydasız, boş şeylerle
vakit geçirmek (Kumar, kötü arkadaş, kötü filimler, mecmua ve romanlar)
hep bunun için dünya demektir. Din ile dünyayı birlikte kazanmak imkansızdır.
Ahireti kazanmak isteyenin dünyadan vazgeçmesi gerekir.
Bu zamanda dünyayı tamamen terk etmek kolay değildir.
Hiç olmazsa hükmen terk etmek yani terk etmiş sayılmak gerekir. Bu da
her işte İslamiyet’e uymak demektir. Yiyecekte, içecekte, giyecekte
ve ev kurmakta İslamiyet’e uymak gerekir.
Dünya ahiretin kazanç yeridir. Kazanç yeri kötülenmez.
Haram kazanç kötülenir. Dünyayı kötüleyen hadis-i şeriflere bu açıdan
bakmak gerekir.
Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki.
(Dünya sevgisi
bütün hataların başıdır.) [Hakim]
(Dünya melundur.
Yalnız Allah için olanlar müstesnadır.) [İbni Mace]
(Dünya peşinde
koşan, açgözlü olur, hep yokluk içinde kıvranır, işleri zorlaşır, nasibinden
de fazla bir şeye kavuşamaz. Ahiret için çalışanın da, işleri kolaylaşır,
gönlü zenginleşir, yüz çevirdiği dünyalık da kendisine teveccüh eder.)
[Tirmizi]
(Emeli hep
dünya olanın, Hak indinde değeri yoktur. Bunun meşgalesi tükenmez, fakirlikten
kurtulamaz, zenginliğe kavuşamaz, sonu gelmeyen boş kuruntularla oyalanır.)
[Taberani]
(Ateşin odunu
yediği gibi, dünya sevgisi de imanınızı yer.) [İ.Gazali]
(Kalbinizi,
dünyadan bahsederek meşgul etmeyin!) [Beyheki]
(Dünyanın
yükselttiği her şeyi Allah alçaltır.) [Buhari]
(Allahü teâlâ,
bir kimseye ahireti kazanması için dünyayı verir, ama dünya için ahireti
vermek istemez.) [Deylemi]
(Allahü teâlâ,
dünyanın akıbetini, yenilen yemeğin akıbetine benzetmiştir.) [Taberani]
(Dünyadan
yüz çevir ki, Allah seni sevsin! Halkın eline bakma ki seni sevsinler.)
[İbni
Mace]
(Dünyayı
ahirete tercih eden, üç şeye maruz kalır. Sıkıntısı hiç eksilmez, yokluktan
kurtulmaz ve doymak bilmeyen bir hırsa kapılır ki, hiç bir zaman boş
vakit bulamaz.) [Taberani]
(Cenneti
isteyen hayra koşar, Cehennemden korkan, haramlardan kaçar. Ölümü bekleyen
dünya lezzetlerini terk eder. Dünyaya meyledene musibetler yağar.) [İbni
Hibban]
(Allahü teâlâ
bir kuluna hayır murat edince, onu dünyadan uzaklaştırır, ahirete teşvik
eder ve kusurlarını kendine gösterir.) [Deylemi]
(Tahsilsiz
ilme, rehbersiz hidayete kavuşmak isteyen, dünyadan yüz çevirsin!) [İ.Gazali]
Zenginlik ve saltanat
Mal ve makam sahibi olmak başka, mal ve makam sevgisi
başkadır. Dünya ve ahiret saadetine kavuşmak ve insanlara hizmet edebilmek
için mal ve makam sahibi olmak çok iyidir. Bütün dünya bir kimsenin
olsa, mala mağrur olmadan dine uygun harcasa, çok büyük sevap kazanır.
Süleyman aleyhisselam, büyük bir zenginlik ve saltanat içinde yüzdüğü
halde, Cenab-ı Hak, Kur'an-ı kerimde, (O
ne iyi kuldur) diye övmektedir. (Sad 30)
Peygamber efendimizden sonra insanların en üstünü olan
Hz. İbrahimin ovaları dolduran davarları yanında yalnız yarım milyon
sığırı vardı. Mal ve makamı kötüye kullanmak zararlıdır.
İnsanı iyilik etmekten alıkoyan her şey dünyadır. Kur'an-ı
kerimde, Cennetin, makam hırsıyla büyüklük taslamayan kimselere verileceği
bildirilmektedir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
("La
ilahe illallah" diyen, dünyayı
dinden üstün tutmadıkça, Allah’ın gazabından ve azabından kurtulur.
Dini bırakıp dünyaya [haramlara] sarılırsa,
Allahü teâlâ, ona; "Yalan söylüyorsun" buyurur.) [Hakim]
(Dünya işi
için üzülen Allah’a karşı öfkelenmiş olur.) [Taberani]
(Din işlerinde
kendinden üstün olanı görüp ona uyan, dünya işlerinde ise kendinden
aşağısına bakıp Allah’a hamd eden şükretmiş olur.) [T.Gafilin]
(Dünya ahiretin
tarlasıdır.) [Deylemi]
Çalışmadan
rızk beklemeyin
Fakirlikten kurtuluş için dua var mıdır?
CEVAP
Dinimiz çalışarak kazanmayı emretmektedir. Hz.Ömer,
(Çalışın, kazanın! Çalışmadan rızk beklemeyin! Allahü teâlâ gökten para
yağdırmaz) buyurdu. Hz.Lokman Hakim de, (Çalış, kazan! Çalışmayıp muhtaç
olanın dini ve aklı noksandır) buyurdu. Rızk için endişe etmemelidir!
Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Her canlının
rızkı Allah’a aittir.) [Hud 6]
(Şeytan,
sizi fakirlikle korkutup, fahşaya sürükler [cimriliğe,
her türlü kötülüğe teşvik eder.])
[Bekara 268]
(Yeryüzüne
dağılın, Allah’ın fazlından rızkınızı arayın!) [Cuma 10]
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Rızk için
üzülme, takdir edilen rızk seni bulur.) [İsfehani]
(En güzel
rızk, helale, harama dikkat edilerek alın teri ile kazanılandır.)
[Nesai]
(Çalışıp
kazanmak her müslümana farzdır.) [Taberani]
(İbadet on
kısımdır, dokuzu çalışıp helal kazanmaktır.) [Deylemi]
(Kimseye
muhtaç olmamak ve ana-baba, çoluk-çocuğunu da muhtaç etmemek için işe
gidenin her adımı ibadettir.) [Taberani]
(Allahü teâlâ
sanat sahibi mümini sever.) [Taberani]
(Çalışmayıp
kendini sadaka isteyecek hâle düşüren 70 şeye muhtaç olur.) [Tirmizi]
(Geçimini
helalinden kazanmak, Allah yolundaki cihad gibidir.) [Deylemi]
(Cihad, sadece
kılıç sallamak değildir. Ana-babaya, evlada bakmak, kimseye muhtaç olmamak
için çalışmak da cihaddır. Çalışıp kimseye yük olmayan mücahiddir.)
[İ.Asakir]
Çalışmak farzdır
Nafakasını kazanacak ve borçlarını ödeyecek kadar çalışıp
kazanmak farzdır. Cafer Huldi hazretleri, (Büyüklerimiz, kendi için
değil, din kardeşlerine yardım için, çalışıp kazanmıştır) buyuruyor.
Müslümanlara yardım için, cihad etmek için fazla çalışıp kazanmak müstehaptır,
iyidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İnsanların
en iyisi, insanlara faydalı olandır.) [Kudai]
Şu duayı okuyan fakirlikten kurtulur demek, o dua kabul
olmuşsa, ona bir çalışma kapısı açılır veya ummadığı yerden rızka kavuşur
demektir. Hastalığı için dua eden de şifaya sebep olan ilaca veya başka
bir sebeple sıhhate kavuşur. Çalışmak rızkı artırmaz. Rızkı veren Allahü
teâlâdır. Çalışmak sebebe yapışmaktır. Sebeplere yapışmak sünnettir.
(El-İhtiyar)
İhtiyaçtan kurtulmak, bereketli rızka kavuşmak için
sebeplere yapışmalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ömrüm uzun,
rızkım bol olsun diyen, akrabasını ziyaret etsin, görüp gözetsin!) [İ.
Ahmed]
(Sabah uykusu
rızka manidir.) [Beyheki]
(İhtiyaçlarını
insanlara açan, ihtiyaçtan kurtulamaz. Allahü teâlâya arz eden ise,
ihtiyaçtan kurtulur.) [Hakim]
(Allah korkusunu
sermaye edinen, rızka ticaretsiz ve sermayesiz kavuşur. Kur'an-ı kerimde,
"Kim Allah’tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu
ihsan eder ve rızkını ummadığı yerden gönderir" buyuruldu.) [Talak 2, 3 - Taberani]
(Rızka kavuşan
çok hamd etsin! Rızkı azalırsa istiğfar etsin!) [Hatib]
[Hamd, "Elhamdülillah", İstiğfar, "Estağfirullah"
demektir. İstiğfar etmek, günahların affına sebep olan iyilikleri yapmaktır.]
(Eve girerken
"İhlas" suresini okuyan, fakirlik görmez.) [T.Kurtubi]
(Sıkıntıya
düşen veya borçlanan, bin kere "La havle ve la kuvvete illa
billahil aliyyil azim" derse,
Allahü teâlâ işini kolaylaştırır.) [Şir’a]
(Her gün
yüz defa "La havle ve la kuvvete illa billah" diyen fakirlik görmez)
[Duaların kabul olması için Ehl-i sünnet itikadında
olmak, Allahü teâlânın emirlerini yapıp yasaklarından kaçmak gerekir.]
|