Acelecilik
Her işte acelecilik uygunsuz mu? Uygun olduğu durumlar
var mı?
CEVAP
İnsanın fıtratında acelecilik vardır. Bu husus Kur'an-ı
kerimde de bildiriliyor:
(İnsan aceleci
[tabiatta] yaratılmıştır.)
[Enbiya 37]
(İnsan pek
acelecidir.) [İsra 11]
Acele işe şeytan karışır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu
ki:
(Acele şeytandan,
teenni Rahmandandır.) [Tirmizi]
(Teenni eden
isabet eder, acele eden hata eder.) [Beyheki]
[Teenni, acelenin zıddıdır.]
O halde, işlerde acele etmemeli ve hemen karar
vermemelidir! Acele ile verilen kararlara şeytan karışır. Nefsin istediği
bir şey hatıra gelince şeytan, "Fırsatı kaçırma, hemen yap!"
der. Onun için kalbe gelen şeyi yapmadan önce, bu işten Allahü teâlâ
razı olur mu, sevap mıdır, günah mıdır diye düşünmelidir! Günah değil
ise yapmalıdır! Böylece teenni edilmiş, yani acele edilmemiş olur.
Yalnız 5 yerde acele gerekir:
1- Misafir
gelince yemek vermekte
2- Günah
işleyince, hemen tevbe etmekte
3- Namazı
vakti girince, hemen kılmakta
4- Çocuklara
din bilgilerini ve namaz kılmayı öğrettikten sonra, büluğa erince dengi
çıkınca, bunlar hemen evlendirilmelidir! Kızın küfvü [dengi] bulununca,
hemen evlendirmelidir! Eşiat-ül-lemeat’daki hadis-i şerifte, (Ya Ali, üç şeyi geciktirme! Namazı vakti
girince hemen kıl, cenaze namazını hemen kıl! Dul veya kızı, küfvü isteyince,
hemen ver!) buyuruldu. O halde, namazını kılan, günahlardan sakınan
ve nafakasını helalden kazanan biri bulununca, hemen onunla evlendirmeli!
Eğer evlendirilmezse, fitneye sebep olur. Hadis-i şerifte buyuruldu
ki:
(Dinini,
ahlakını beğendiğiniz bir kimse, kızınıza talip olursa, hemen evlendirin!
Eğer evlendirmezseniz, fitne ve fesada sebep olursunuz.) [Tirmizi]
5- Defin
işini de acele yapmalıdır!
İbadetleri ve hayırlı işleri yapmakta acele etmelidir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ölmeden
önce tevbe ediniz. Hayırlı işleri yapmaya mani çıkmadan önce acele ediniz.
Allahü teâlâyı çok hatırlayınız. Zekat ve sadaka vermekte acele ediniz.
Böylece Rabbinizin rızıklarına ve yardımına kavuşunuz!) [İbni Mace]
(En akıllınız,
ölümü çok hatırlayan, ahiret için azık toplamakta acele edendir. Ölümü
çok hatırlayan dünya ve ahiret saadetine kavuşur.) [Taberani]
(Sadaka vermekte
acele edin, çünkü bela sadakayı geçemez.) [Beyheki]
(Beş şey
gelmeden önce beş şeyin kıymetini biliniz: Ölmeden önce hayatın kıymetini,
hastalıktan önce sıhhatin kıymetini, dünyada ahireti kazanmanın kıymetini,
ihtiyarlamadan gençliğin kıymetini, fakirlikten önce zenginliğin kıymetini.)
[Hakim]
Zekatını vermeyen ve malını ahiret yolunda sarf etmeyen
kimse, fakir olunca çok pişman olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Tesvif eden
helak olur.) [Berika]
[Tesvif, hayırlı iş yapmayı sonraya bırakmaktır.]
İfrat
ve Tefrit zararlı
Tembellik, bir işi geciktirmek, sonraya bırakmak
nasıl kötü ise, acele etmek de kötüdür. Bunun biri ifrat, diğeri tefrittir.
Dinimiz orta yolu, aşırılıklardan uzak olmayı emretmektedir. Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
(Aşırı giden
helak olur.) [Müslim]
Bir kimse, müsrif olursa buna ifrat denebilir. Bir kimse
de cimrilik ederse, buna da tefrit denebilir. Dinimiz, her iki aşırılığı
da yasaklamıştır. Furkan suresinin 67. âyet-i kerimesinde, israf edenlerle
cimrilik edenler kötülenmiş, ikisinin ortası olanlar övülmüştür.
Acele eden fütura düşer. Yani gevşeklik ve
bezginlik hasıl olur. Hayırlı bir işin olması için acele eden, gecikince,
bezginliğe, ümitsizliğe düşer. Dua eder, hemen duasının kabul olmasını
ister. Duası gecikince duayı bırakır, maksudundan mahrum kalır. Acele
edenin ihlası, takvası bozulabilir. Şüpheli şeylere, hatta haramlara
dalabilir.
Namaz kılarken acele eden, tadil-i erkanı terk edebilir.
Hızlı okurken tecvide uymayabilir, yanlış okuyabilir. Onun için ağırbaşlı
olmalı, düşünerek hareket etmelidir. Salihlerin vasfı Kur'an-ı kerimde
şöyle bildiriliyor:
(Onlar Allah’a
ve ahirete inanırlar, iyiliği emredip kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar,
hayır işlerinde birbirleriyle yarış ederler. İşte bunlar salihlerdendir.) [A.İmran 114]
Böyle hayırlı işlerin haricinde acelecilik uygun değildir.
Düşünerek hareket etmek ve hayırlı işlerde sebat göstermek gerekir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Yavaş, yumuşak
davranmak, Allah’ın kuluna verdiği büyük bir ihsandır. Aceleci olmak,
şeytanın yoludur. Allahü teâlânın sevdiği şey, yumuşak ve ağırbaşlı
olmaktır.)
[E.Ya’la]
İftarda
acele etmeli
İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın
aczini, yiyip içmeye ve dolayısı ile her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir.
İbadet etmek de zaten bu demektir.
Namaz
borcu varsa acele kaza etmeli
Farz namazı özürsüz vaktinde kılmamak büyük günahtır.
Acele kaza etmek gerekir. Zaruri işler haricinde kaza etmeyi geciktirmek
de büyük günahtır. Nafile zaruri iş olmadığı için, nafile kılarak, terk
edilen kazayı geciktirmek dört mezhepte de haramdır. [Nafileleri kılarken
kazaya da niyet etmeli. Hem sünnet sevabı alınmış olur, hem de namaz
borcu ödenmiş olur.] Düşman karşısında, bir farz namazı kılmak mümkün
iken terk etmek, 700 büyük günah işlemek gibidir. (Umdet-ül islâm)
Tevbe
edilen günahlar affedilir
İnsan günahını ne kadar çok büyük görürse o kadar iyidir.
Fakat günahı yüzünden Allah’ın sonsuz rahmetinden ümit kesmek caiz değildir.
Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Allahü teâlâ
buyurdu ki: İşlediği günahı affımın yanında büyük görene gazaplanmam.
Eğer acele etmek şanımdan olsaydı, acele ceza verseydim, rahmetimden
ümit kesenlere acele ceza verirdim.) [Deylemi]
Allahü teâlâ, tevbe edilen günahları affeder. Tevbede
acele etmeli.
Müstehap
işlemek için sünnet terk edilmez
Cenaze olduğu zaman, Âyet-el kürsiyi ve tesbihleri okumayarak
sünnet terk edilmektedir. Cenaze sebebiyle sünneti terk etmek uygun
değildir. Cenaze namazını acele kılmak müstehaptır. Müstehap işlemek
için sünnet terk edilmez. Cemaat çok olsun diye, cenaze namazını vakit
namazlarından sonraya bırakmak mekruhtur. Cemaatın çok olması için,
cenazeyi saatlerce bekletip, sonra acele ederek Âyet-el kürsiyi ve tesbihleri
terk etmek pek yanlıştır. Özürsüz bir sünneti terk etmemeli, ortadan
kaldırmamalıdır.
Şeytanla
bir münazara
Şeytan, abid ve âlim Salih efendiye der ki:
- Salih efendi, ne kadar çok ibadet ediyorsun? Sanki
Allah’ın ibadete ihtiyacı mı var?
- Evet, Allahü teâlâ, her ihtiyaçtan münezzehtir. Hiç
kimsenin ibadetine ihtiyacı yoktur. Ancak bizim ibadete ihtiyacımız
vardır. Kur'an-ı kerimde, (Salih
amelin faydası, bunu yapanadır) buyuruluyor. (Fussilet 46)
- Salih efendi, çok ibadet etmek için acele ediyorsun.
Acele işlerde hayır olmaz. İşlerini önce bir yoluna koy, bir rahata
kavuş, ondan sonra bol bol ibadet edersin. Dünyanı kazanmadan ahiretini
nasıl kazanacaksın?
- Ecel benim elimde değil... Sonra bugünün işini yarına
bırakırsam, yarının işini ne zaman yaparım? Hadis-i şerifte, (Yarın yaparım diyenler, helak oldu) buyuruluyor.
İbadetler vakitlidir. Her ibadeti zamanında yapmak gerekir.
- Evet Salih efendi, hayırlı işte acele etmek gerekir.
Hayırlı iş olan ibadetleri acele yap ki kısa zamanda daha çok ibadet
etmiş olursun.
- Cenab-ı Hak, çok ibadeti değil, ihlaslı ibadeti kabul
eder. Hatasız yapılan az iş, hatalı yapılan çok işten hayırlıdır.
- Ne mutlu sana Salih efendi, demek az da olsa hatasız
ibadet ediyorsun. Toplumda düzgün ibadet yapamayan çok kimse vardır.
İbadetinle bunlara örnek olmak için onların göreceği yerlerde ibadet
etsen, daha çok sevap kazanırsın. Örnek olmamakla emr-i marufu terk
etmiş olursun.
- Allahü teâlânın beni görmesi kâfidir. İnsanların da
görmesini istersem, ibadete riya karıştırmış olurum. Riya ile yapılan
amel kabul olmaz.
|