Mektubat-ı Rabbani-Tam Metin Tercümesi-Abdülkadir Akçiçek-Çile Yayınları-1979

60.Mektup

60. MEKTUP


MEVZUU : Kalbe gelen uygunsuz hatıraları atmak, vesveselerin tümünü def etmek ve bu münasebetle anlatılan bazı şeyler..

***

NOT : İMAMI RABBANİ Hz. bu mektubu Seyyid Mahmud'a yazmıştır.

***

Yüce Sübhan Allah, mukaddes zatı ile devamlı alâka ile bizleri şereflendirsin. Zira, hürriyetin hakikati, bu manada taHakkuktur.

***

Uygunsuz hatıralara engel olmak, vesveseleri def etmek en güzel şekli ile Hacegân Tarikatında hâsıl olmaktadır. Allah-ü Taâlâ, onların sırlarının kudsiyetini artırsın.

***

O kadar ki, bu taife meşayihinden bazısı, kalbe gelen uygunsuz hatıraların mülâhazası için kırk gün bir yere oturmuş; bu müddet içinde, gönlünden o hatıraların tümünü men ettiği olmuştur.

Hace Ubeydüllah Ahrar Hz. bu makamda şöyle demiştir:

— Kalbe hatıra gelmemesi ve gelenlere engel olunması gereken hatıralar şunlardır: Matlup olana karşı daimî teveccühe engel olurlar.. Yoksa, kalbe gelen hatıraların hepsi değil..

Bu Silsile'nin ihlâs sahibi zatlarından biri:

— «Rabbın nimetini anlat..» (93/11)

Mealine gelen âyetteki mana hükmünce halinden haber vererek şöyle anlattı:

— Kalbe gelen uygunsuz hatıraları nefyetmek öyle bir hadde ulaştı ki; faraza Nuh'un a.s. ömrü bana verilse., kalbime o türlü hatıradan yana hiç bir şey gelmez.

O bu hatıranın defi işinde bir tekellüf (zorlama) içinde değildir. Zira, her ne şeyin ki, husulü tekellüf sonundadır; o muvakkat olup devamlılık kabul etmez. Hatta o öyle bir dereceye ulaşmıştır ki:

Kalbine uygunsuz bir hatıra getirmek için, senelerce meşgul olsa.. getiremez.

Bir erbain tayini dahi, zorlamadır. Zorlama ise., ancak tarikatın bir mertebesindedir. Ama hakikat, zorlamadan ve yapmacık işten yana temizdir..

Yadkerd (zikretmek) tarikatta olup yaddaşt (hatırda tutmak ve unutmamak) hakikattadır.

Üstte anlatılan manadan anlaşılan odur ki: Matluba olan teveccühün devamı için, on gün veya kırk gün kadar muvakkat bir zamanda, kalbden uygunsuz hatıraları atmaya çalışmak muhaldir. Şundan ki: Zorlama ile yapılan iş, tarikat mertebesindedir; böyle olunca, devamlılık tarikatta tasavvur edilemez. Çünkü: Devam hakikattadır. Hkikat makamında ise., zorlamanın yeri yoktur.

Tekellüf mertebesinde, hatıra varidatının olması, daimî teveccühe engeldir. Bu Silsile müptedilerinin kalblerinde hâsıl olan daimî teveccüh bir başka iştir. Bizim asıl üzerinde durduğumuz, kemal mertebesinin nihayeti olan yaddaşt (hatırda tutmak veya Yüce Hakkı hiç unutmamak) manasını beyandan ibarettir. Bu manada, Abdülhalik Gucdüvanî Hz. şöyle anlattı:

—Yandaş ötesinde vehimlerden ve zanlardan başka bir şey yoktur.

Yani: Onun ötesinde bir başka mertebe yoktur.

***

Üstte anlatılan hallerin izharından gaye: Bu Tarikat-ı Alîyye'nin taliplerini teşviktir. Şayet inkârcılara inkârlarından başka bir şey artırmazsa.. o zaman, şu âyet-i kerimenin hükmü geçerli olur:

— «Onunla bazılarını dalâlete sokar; yine onunla bazılarını da hidayete getirir..» (2/26)

Mesnevi'de şöyle geldi:

Her kim efsane okursa efsanedir;
Kendi kıymetini bilen merdanedir..
Nil suyudur Kıptî'ye kan görünse de;
Musa'nın kavmine dahi su, kan nedir..

Vesselam vel-ikram..