Mektubat-ı Rabbani-Tam Metin Tercümesi-Abdülkadir Akçiçek-Çile Yayınları-1979

381.Mektup

381. MEKTUP

MEVZUU:

a) Amud-u Nurani.

b) Şark tarafından doğan kuyruklu yıldız.

c) Kıyamet alâmetleri ve kıyametin kopma şartları.

Ve bu münasebetle bazı hususların beyanı.

NOT: İmam-ı Rabbani Hz.leri bu mektubu, Hace Şerafeddin Hüseyin'e yazmıştır.

***

Rahman Rahim Allah'ın adı ile.

Bir ayet-i kerime meali:

"Allah'a hamd olsun, hidayet ederek bizi buna kavuşturdu. Eğer Allah, bize hidayet etmeseydi; kendiliğimizden bunun yolunu bulamazdık. And olsun, Rabbimizin resulleri gerçeği getirmişlerdir."(7/43)

O resullere salât ve tahiyyat olsun.

***

Mevlâna Ebülhasan'ın getirdiği pek değerli oğlumuzun mübarek mektubu gelmekle sürür verdi.

Mükerrer olarak, şark canibinden doğan amud-u nuraniden (nurlu sütundan) sormaktasınız.

Bilesin ki,

Ashabın verdiği habere göre, Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

"Vaad edilen Mehdi'nin zuhur mukaddimeleri olan Abbasi Melik Horasan'a vardığı zaman, şark tarafında iki dişli münevver bir boynuz çıkar."

Bu rivayetin yapıldığı haşiyede yazıldığına göre, o sütunun iki başı vardı.

Bu sütunun ilk doğuşu, Nuh (as) kavminin helaki zamanında oldu. Aynı şey, ibrahim (as) peygamberi ateşe attıkları sırada dahi doğdu. Firavun'un ve kavminin zamanında dahi doğdu.

Bir de, Yahya (as) peygamberin katledildiği zaman doğdu.

Her kim onu görür, fitnelerin şerrinden Allah'a sığınsın.

Şark tarafında meydana çıkan o beyazlık; önceleri nurlu bir sütun halinde idi. Sonra, ona bir eğrilik geldi; boynuz şeklini aldı.

İhtimaldir ki, onun için:

-iki başlı, isminin verilmesi, şu itibara göre ola: Her iki tarafında da bir incelik olup dişe benzerler; bunun için, her iki tarafta baş itibar edilmiştir. Nitekim, bir süngünün de her iki tarafı incelik taşısa, onun için de:

-İki başlı, tabirini kullanır.

Kardeşim Şeyh Muhammed Tahir Bedahşi Confor'dan geldi. Şöyle anlatıyor:

-O sütunun üst tarafında da iki başı var; iki dişe benziyor. İkisi arasında da kısa bir ayrılık var.

Bu mânanın teşhisi sahrada hasıl oldu.

Aynı haberi, bir başka topluluk da verdi.

Halbuki bu doğuş, Mehdi'nin zuhuru zamanında olacak zuhur değildir. Zira, onun zuhuru, yüz başlarında olacaktır. Şu anda dahi, yüz başını, on sekiz sene geçmiş vaziyettedir.

Hadis-i şerifte, Mehdi'nin alâmetleri hakkında şöyle anlatılmıştır:

"Şark tarafında bir kuyruklu yıldız doğup aydınlık verecektir."

Bu yıldız dahi doğmuştur. Amma o mudur, yoksa onun bir benzeri midir?

Bu yıldıza:

-Kuyruklu yıldız, adının verilmesi, ihtimal ki, şu anlatmalara dayanıyor:

-Sabitlerin seyri, mağribden meşrikadır...

Bu yıldızın durumu da, onun seyrine göredir. Yani yüzü meşrik canibine doğru, arkası dahi, mağrib tarafınadır. Bu uzun beyazlık dahi, onun arka tarafındadır. Bu mana icabı oülarak, ona:

-Kuyruk... isminin verilmesi yerindedir.

Onun her günkü irtifı ise, meşrikten mağribedir. Ancak o, kısri (kendine has durumunda ağırlık taşıyan) seyri ile felek-i azamın seyrine bağlıdır.

Hakikat-i hali, en iyi bilen Sübhan Allah'tır.

***

Hulasa, Mehdi'nin zuhur zamanı yakındır. Onun zuhur zamanı olan yüz (asır) başına gelinceye kadar nice mebde'ler ve mukaddimeler zuhur edecektir. Allah ondan razı olsun.

Onun zuhur mebde'leri ve mukaddimeleri, Resulullah (sav) Efendimizin nübüvveti zuhurundan evvel zuhura gelmiştir. Nitekim, bu manada şöyle anlatmışlardır:

-"Muhammed Resulullah'ın sureti olan Abdullah'ın nutfesi, Amine'nin rahmine düştüğü zaman, bütün putlar yüzüstü yere yıkıldılar. Bütün şeytanlar, vazifelerinden alındılar. Melekler, iblisin tahtını alt üst edip denize attılar. Kendisine dahi kırk gün azab ettiler.

Resulullah (sav) Efendimizin doğduğu gece, Kisra'nın sarayı sallandı; on

dört şerefesi de yıkıldı.

Mecusilerin ateşi söndü. Halbuki, o ateş bin seneden ben yanardı; bu müddet içinde hiç sönmemişti.

Mehdi dahi, büyüktür. Onun sebebi ile, İslâm'a ve Müslümanlara büyük takviye gelecektir. Onun velayetinin dahi, zahir ve batın büyük tasarrufu vardır. Nice harika hallerin ve kerametlerin sahibi olacaktır.

Onun zamanında, nice hayret veren haller zuhur edecektir.

Üstte anlatılan manalar icabı olarak, yerinde olur ki, onun vücudunun zuhurundan evvel, âdet harici harika haller meydana gele... Tıpkı Resulullah (sav) Efendimizin nübüvvetinden evvelki irhasat gibi. Bu zuhura gelen işler dahi, onun zuhur mebde'leri olalar.

Nitekim, anlatılan manalar hadis-i şeriflerden de anlaşılmaktadır.

Bilesin ki,

Bir hadis-i şerifte, Resulullah (sav) Efendimiz söyle buyurmuştur:

"Küfür her yanı istilâ edip hükmü cemiyet içinde aşikâre işlenmedikçe, Mehdi zuhur etmez."

Bu vakitte, vaki olan ise, küfrün istilasıdır. Onun kuvvetidir. İslâm'ın ve Müslümanların dahi zaafıdır.

Bu vakit, Resulullah (sav) Efendimizin, ehl-i İslâm'ın garib düşeceklerini anlattığı devirdir. Onlara ne mutlu. Ayrıca, Resulullah (sav) Efendimiz onları müjdelemiştir.

Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurdu:

"Fitne zamanında ibadet etmek, bana hicret etmek gibidir."

Malumunuzdur ki, fitnenin istilâsı zamanında askerlerden küçük bir cesaret görülecek olsa; fitnenin yatıştığı zaman, hiç itibarı olmasa dahi, o zamanda çokça kendilerine itibar hasıl olur. İsterse, fitne sükûnet buluşundan sonra, ondan çok çok fazla hareketler sudur etsin. Zira, amelin vakti ve vukuu kabul yeridir. Bu dahi fitne zamanıdır.

***

Yerinde olur ki, nefis Allah'ın rızasına harcana... Sünnet-i seniyeye mütabaattan başka bir şey tercih edilmeye... O sünnet-i seniyyenin sahibine salât ve selâm olsun. Eğer makbul olanlar arasında haşrolmak niyetinde iseniz anlatılanı yapmalısınız.

Ashab-ı Kehf'i görüyor musunuz? Tek hicretle en yüksek dereceye ulaştılar.

Halbuki siz, Muhammedilersiniz, Ümmetlerin hayırlısı olan ümmetine dahilsiniz. Vakitlerini, oyun oyalanma ile geçinmeyiniz. Çocuklar gibi, cevize ve muza aldanmayınız.

Bir şiir:

"Gaye hazinemden gösterdim sana nişan;

Ümidimsin, ona varıp bulmalısın inan...

Bu kuyruklu yıldızın zuhurundan önce doğan nurlu sütuna gelince... Onda bir zulmet ve karalık görülmedi. Görünürde hayırdan başka bir şey zuhur etmedi.

Kuyruklu yıldıza gelince... Onda sıkıntı şaibesi vardır. Amma öyle anlatıldığı gibi değil, elbette fayda veren ve zararı meydana getiren Sübhan Allah'tır. Bir şahsın doğumu, ölümü ve hayatı ile yıldızların bir işi yoktur.

Kur'an-ı Mecid'den anlaşılan, yıldızların varlığından maksad üçtür:

a) Allahu Teala şöyle buyurdu:

"Onlar, yıldızlarla ihtida ederler."(16/16)

Yani onlar, yıldızlarla, deniz ve kara seferlerinde yollarını bulurlar.

b) Bir başka ayet-i kerimede ise, Aliahu Teala, şöyle buyurdu:

"Biz semayı, yıldızlarla süsledik; onlan şeytanlara atılan (taşlar) eyledik."(67/5)

c) Şeytanlara atılan taşlardır.

Ta ki, oradan kulak hırsızlığı etmeyeler...

Bu üç maksadın dışında her ne söylenir ise, o sabit değildir. Hatta vehimler ve hayalât hanesine dahildir. Zan ise, gerçekten yana hiçbir şey getiremez. Hatta deriz ki:

-Zannın bazısı günahtır.

***

Pek değerli oğul'a mükerreren yazıldı ki, tevbe ve inabe zamanı, her şeyi gönülden atıp bir inkıtaa varmak zamanı geldi.

Bu zaman, fitnelerin geldiği zamandır. O halde ki, fitneler nerede ise, nisan yağmura gibi yağıp bütün alemi kaplayacaktır.

Seyyidina ve Nebiyyina Sadık ve Masduk (Efendimiz Peygamberimiz Doğru Sözlü, Sözünün Doğruluğu Tasdik Edilen) Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurdu:

"Kıyamete yakın fitneler olacak ve karanlık gece gibi saracaktır. İnsan, mü'min olarak sabahlar; kâfir olarak akşamı eder. Mü'min olarak akşamlar; sabaha kâfir çıkar. O sıralarda oturan, ayakta durandan hayırlıdır; yürüyen, koşandan hayırlıdır. O sıralarda yaylarınızı kırınız. Oklarınızı parçalayınız. Kılıçlarınızı taşa çalınız. O zamanda, sizden birinizin dahli, Ademoğullarının hayrı için olsun."

Bir başka rivayette ise, Resulullah (sav) Efendimize sordular ki:

-O zaman için, bize emriniz nedir?

Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurdu:

"Evinizde oturunuz."

Bir başka rivayette ise, Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

"Evlerinizin içinde kapanınız."

Herhalde, malumunuzdur: Dar-ı harp kâfirleri Nekregut nahiyelerinde Müslümanlara ne gibi cevr ü sefalar yapmaktadırlar... Yani bugünlerde... İslâm belbdelerinde neler ettikleri dahi sizce malum olmalıdır. Onlardan gelen bu ne ihanettir!.. Allahu Teala, onlan rüsvay eylesin, perişan etsin...

Bu gibi kötü kokulu çiçekler çok olacaktır ve ahir zaman iktizasıdır.

Allahu Teala, bizi ve sizi, bütün mü'minieri Seyyidü'l-mürselin Resulullah Efendimize mütabaatte sebat ihsan eylesin. Resulullah Efendimize ve diğer peygamberlere ve hepsinin âline, mukarreb meleklere salât ve selâm.

***