Mektubat-ı Rabbani-Tam Metin Tercümesi-Abdülkadir Akçiçek-Çile Yayınları-1979

494.Mektup

494. MEKTUP

MEVZUU: Bazı müjdelerle, mücerret elemlerini izhar.

NOT: İmam-ı Rabbani Kz. bu mektubu, Hazret-i Mahdumzade Said'e yazmıştır.

***

Allah'a hamd olsun. Onun seçmiş olduğu kullarına da selâm.

Evlâd-ı kiram, maddi ve manevi birlik için, tahakkuk etmiş olsunlar.

Bu seferlerde de mihnetlerde elemlerden bir şey bulamıyorum ki, aziz evlâdımın ayrılığına müsavi olsun.

Onları hatırlamaktan pek az fariğ olmaktayım.

Mün'im-i hakikiden himetlerin vusulü, ne miktar artacak olsa, uzakta kalan sevgililerin mahabbetleri o kadar çoğalıp artmaktadır. . Yeni yeni sünuhat gün gün müsveddeye yazılmakta ve beyaza nakledilmektedir. Lâkin, onları kim anlayacak ve onlardan haz alacak ki?

Hace Muhammed Haşim, bir ganimettir. Kendisinde kelâm anlayışı istidadı da vardır. Umumi olarak lezzet almaktadır. Lâkin, bu icmi seferinde o, özrü sahih muhlislerden mihnet şiddetine duçar oldu. Refakat edenler dahi az.

Allah bize yeter; o ne güzel vekildir.

Refikler az olduğu gibi, zevkler dahi az.

"Allah kuluna yeterli değil mi?"(39/36)

Evet, yeter...

***

Sonra, bir gece ben, sizin ayrılık elemenizden mahzun ve müteellim iken; teheccüd namazından sonra söyle gördüm: Siz iki kardeş, o arkadaşlardan biri ile sultan vekilinin yanına gittiniz ki; kendisine hizmette bulunasınız. Bu hizmete yarayanı ayırd etmek işi de, o vekile bırakılmış. O da, her kimi hizmete kabiliyetli görüyorsa, onu hizmete alıyor. O kabul edilenin rengini ve alâmetlerini de bir kâğıda bu arada yazıyorlar.

Bu üç kişiden ikinizin rengini yazıp hizmete aldılar. Arkadaşlardan üçüncünün rengini yazmadılar ve hizmete de almadılar.

Bu arada ben size soruyorum:

-Onun rengini neden yazmadılar?

Siz de şu cevabı veriyorsunuz:

-Renk yazma sırasında, yazan kendi yüzünü onun yüzüne yaklaştırdı; onda çokça düşündü. Sonra şöyle dedi:

-Onda siyahlık vardır.

Veya buna benzer bir lâfız kullandı. Ve yazmadı.

Sübhanellah, sizden yana kalb mutmain oldu. Şunun için ki: Sizi kabul ettiler. Lâkin, arkadaşlardan o üçüncü şahıstan yana gönül elemli kaldı. Şunun için ki: Onu kabul etmediler. Keşke onu da, sultanın hizmetine kabul etselerdi.

Akıbet hayırdır.

 

Günün Sözü

"“Fetvâ vermeye en cür’etli olanınız, ateşe atılmaya en cür’etkâr olanınızdır.” (Hadîs-i Şerif—Dârimî)"
Telif Hakkı © 2024 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.