Mektubat-ı Rabbani-Tam Metin Tercümesi-Abdülkadir Akçiçek-Çile Yayınları-1979

496.Mektup

496. MEKTUP

MEVZUU: Bu Tarikat-ı Aliyye'nin adabı hakkındadır.

NOT: İmam-ı Rabbani Hz. bu mektubu, Hafız Abdulgafur'a yazmıştır.

***

Allah'a hamd olsun. Onun seçmiş olduğu kullarına da selâm...

Allah çalışmalarını şükrana lâyık eylesin. Ehl-i sünnet ve'l-cemaat görüşlerine göre itikadı düzeltip fıkıh hükümlerini de öğrenerek onların gereği ile amel ettikten sonra bir talibe yakışan odur ki, cümle vakitlerini şanı büyük Allah'ın zikrine harcaya. Şu şartla ki: Bu zikir, kâmil ve mükemmel bir şeyhten alınmış ola... Zira, nakıstan kâmil çıkmaz.

Vakitleri, zikirle mamur eylemek gerek. O kadar ki, farzların ve sünnet-i müekkedelerin edasından sonra zikirden başka bir şeyle meşgul olunmamalıdır. Hatta Kur'an-ı Kerim tilâveti ve nafile ibadetler dahi (bir zaman için) bırakılmalıdır.

Abdestli, abdestsiz, ayakta ve oturarak zikir vazifesini yapmak gerek.

Giderken, gelirken, yerken ve uyurken zikirden hali kalınmamalıdır.

Bir şiir:

Ayıkın, zikredin mahlukatın Rabbini zira;

Hem cila vurur kalblere hem gıdadır ruhlara...

Devamlı zikirle meşgul olunsun. O kadar ki, sine sahasında, zikri edilenden gayrı ne gam kalsın; ne de nisan... Hatta, anma yolu ile, kalbe zikri edilenden başkasının hatırası dahi gelmemelidir. Kalb, zikri edilenin gayrını unuttuğundan, onun gayrı zorla hatırlatılmaya çalışılsa dahi böyle bir şey müyesser olmamalıdır. Bu unutmak:

-Matlubun gayrı olan her şeyi unutmak demek istiyorum. Matlubun husulüne bir mukaddime ve ona vusul için müjdecidir.

Matlubun husulü ve maksuda hakiki vusul için ne yazabilirim ki? Zira o, ötelerin de ötesindedir.

Bir şiir:

Nasıl erilir o saadete ki, hep oralar;

Yüksek yüksek dağlar ve korkunç uçurumlar.

Pek aziz kardeş, bu dersi bitirirse, başka dersi talep edebilir.

Basan ihsan eden Allah'tır. Hüdaya ittiba edenlere selâm.

***