38-Bölüm
:038:
DÖRDÜNCÜ BAHİS
Sinirlerin, atar ve toplar damarların keyfiyetini; bedenlerin
kuvvetlerini,
kıyafetle insanların ahlâk ve
tavırlarının bilinmesini; uzuvların şekil
farklılığı haseiyle olan insanî vasıflar;
uzuvların çekme ve seyrilmesine
bağlı olan durumları beş Bölüm
ile hakimâne
tafsil eder.
Sinirlerin bitme yerlerini ve faydalarını beş madde
ile açıklar.
Sinirlerin konuluş hikmetlerini ve şekillerini
bildirir.
Ey aziz, malum olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki:
Bedende olan
sinirlerin bazısının faydası, bizzat;
bazısının dolaylıdır. Zatî olan
faydası budur ki, sinirler vasıtasiyle dimağ,
diğer uzuvlara his ve hareket
bahşeder. Dolaylı olan faydası budur ki, eti
sağlam ve bedeni kuvvetli
etmiştir. Sinirlerin köklerinin başlangıç yeri
dimağ, dallarının bitiş yeri
insan cildidir. Dimağ (beyin) iki yönle sinirlerin
başlangıç yeri olmuştur.
Zira ki dimağ sinirlerin bazısına bizzat
başlangıç bulunmuştur. Bazısına,
kendisinden omurga omurlarına akan omuriliğin
vasıtasıyle başlangıç yeri
bilinmiştir. Ama dimağın kendisinden biten
sinirlerde ancak baş, yüz ve iç
organlar his ve hareket
bulmuştur.
Diğer
uzuvların sinirleri, omurilikten his ve hareket almıştır.
Gerçekte
ki, o şânı
celil olan, ihsanı genel olan Hannan ve Mennan Allah Taala
hazretleri, lutf ve
inayet edip, dimağdan iç organlara inen hareket
sinirlerini koruma ve
himayede büyük ihtiyat etmiştir. Zira ki
başlangıçlarından
uzak oldukları için, ziyade metanet gerektiğinden, üç
yerde kıkırdaklarla
sinir arasında kıvamı orta olan cisimler ile
perdelemiştir ki:
Birinci yer hançere, ikinci yer kaburgaların kökleri,
üçüncü yer göğsün
altıdır.
Dimağın sair
sinirlerinden o sinir ki, onun faydası azaya his vermektir.
Ama başlangıç
yeride bulunan tesiri kavrayıcı ve kuvvetli olmak için o
sinir kastedilen uzva en
yakın tarafından girmiş ve bitişmiştir. Bu his
sinirleri ziyade
yumuşak oldukça, his kuvvetini ziyade eda ederler.
Metanete muhtaç
oldukları için bunlar, hareket sinirleri gibi sert ve metin
olmayıp, latif ve
yumuşak bulunmuştur. Dimağın önü, öbür tarafından daha
yumuşak ve ziyade
hassas olduğundan, his sinirleri önden, hareket sinirleri
öbür taraftan
yaratılmıştır. Yaratıcı ve şekil verici olan
Allah Taala'nın
bu işlerinden çok
ibret alınmıştır.
Dimağdan biten
karşılıklı sinirleri bildirir.
ey aziz, malum olsun ki,
anatomi bilginleri demişlerdir ki: Dimaın
kendisinden biten sinirlerin hepsi, yedi çift sinir
bilinmiştir. Birinci
çifti koklama âletinin başlangıcı olan, meme ucuna
benzer iki çıkıntı
yakınında dimağdan ön boşluğun içindendir
ki, o bir küçük boşluktur. Bu
çiftin solundan biten teki sağına, sağından
biten teki soluna gelip, biri
birine kavuşup, çapraz şekilde kesişmiştir.
Sonra bükülüp, sağdan biten sağ
göze, soldan gelen sol göze gitmiştir. Züccâciye (camsı)
adı verilen
rutubeti kuşatmak için ağızları geniştir.
Bu kesişmenin faydası üçtür. Biri
budur ki, iki gözün birine akan ruh, öbürüne dahi akmasın.
Birine âfet
erdiğinde, öbürü onun yerini tutsun. Onun için bir göz
kapandığında, açık
gözün görüşü kuvvet bulur. Zira ki kapalı gözün nuru ona
akar. İkinci
faydası, iki gözün kavraması birlikte olup, ikisinin
görüşü, kesişme içinde
tek görüş olsun. Ta ki görünen bir nesne müşterek çizgide
bir şekillensin.
Onun için şaşı kimse bir nesneyi iki görür zira ki,
onun bir gözü üst
tarafa, bir gözü alt tarafa kayıp, göz ile kanalın
kesişmesine doğru nüfuzu
bâtıl olmuştur. Müşterek çizgi önünde, sinir
kırılmasından bir başka çizgiyi
vücut bulmuştur. Üçüncü faydası budur ki, sözü edilen
iki sinir, biri birine
dayanak olup, biri birini dayanma ile kuvvet bulsun ve bir
yaklaşma ile
bitiş yerleri göze yakın olsun.
Dimağ sinirlerinin ikinci çifti, açıklanan birinci
çiftin bitiş yeri
arkasından, dış taraftan bitip, gözü kuşatan
çukurun deliğinden çıkıp, göz
adalelerine bölünmüştür. Bu çift sinir gayet kalın
bulunmuştur. Ta ki onun
kalınlığı başlangıcına
yakınlığından lazım gelne
yumuşaklığına mukavamet
kılsın. Onunla kuvvet bulup, hareket ettirmeye gücü
yetsin.
Gözün on tabakasının tafsili uzun olup, bu özetleme dahi
Mevla'nın
kudretinin kemaline delil olduğundan, azanın
açıklanmasında uzatmaya hacet
kalmamıştır. Yaratıcı, bâri, şekil
verici ve güçlü olan Allah müezzehtir.
Hiçbir şey onun dengi değildir. O işiticidir, görücüdür. Ne güzel Mevla, ne
güzel yardımcı. Ey Rabbimiz,
bağış senden, dönüş sana! Büyük ve yüce
Allah'dan başka güçlü ve
korkulacak yoktur.
Dimağdan biten
sinirlerin geri kalan beş çiftini bildirir.
Ey aziz, malum olsun ki, anatomi
bilginleri demişlerdir ki: Dimağ
sinirlerinden üçüncü çift,
müşterek bir çizgiyle dimağın önü, arkası ve
tabası arasından bitip, önce
dördüncü çifte bir miktar karışıp, ondan
ayrılıp, dört şubeye
bölünmüştür. Evvelki şubesi, açıklanacak boyun damarı
girişinden çıkıp,
boyundan inip, mide zarını geçip, onun altında bulunan
organlarda
dağıtılmıştır. İkinci şubesi,
elmacık kemiği deliğinden çıkıp,
ayrıldıkta; açıklanacak
beşinci çiftten ayrılan sinire bitişmiştir. Üçüncü
şubenin maksadı, yüz önünde
konulan sinirler olup, ikinci çift çıktığı
delikten önemi sinirler olan birinci
çiftin boş menfezinden geçmeyip,
izdiham ile onun boşluğunu
doldurmuştur. Şu halde bu şube, o delikten
ayrıldıkta; üç kısma bölünmüştür. Birinci
kısmı göz pınarına meyledip,
elmacıklar, iki göz pınarı, iki göz
kapağı, kaşlar ve alın adalelerine
bitişmiştir. ikinci kısmı, göz ucu
yanında olan deliklerden burun içine
geçip, burnun içi tabakasında gömülmüştür. Üçüncü
kısmı büyük olup, elmacık
kemiğinde bulunan boşluğa inip, iki kol
olmuştur. Bir kolu, ağı ziçi
boşluğuna girip, üs dişlere ve onların
köllerinde olan etlere dağılma ile
ulaşmıştır. Öbür kolu, onda olan
elmacığın, burun uçlarının ve dudağın
derisi gibi görünen uzuvlara dağılmıştır.
Bunlar, üçüncü çiftin üçüncü
şubesinin üç kısmıdır. Ama onun dördüncü
şubesi, üst çene deliğinden dile
geçip, dış tabakasında dağılıp, dil
ondan tatma duygusunu bulmuştur. Onun
ziyadesi, alt dişler arasıda ve köklerinde bulunan
etlerine, alt dudağın
içine dağılmıştır. Dile gelen şube,
göz sinirinden inme olduğundan daha
sert olmuştur. Bunu sertliği, onun
kalınlığına eşit olup, muadil gelmiştir.
Dördüncü çiftin bitiş yeri, üçüncü çiftin gerisinden
dimağın tabanına
eğimli olmuştur. Üçüncü çifte bir miktar
karışıp, sonra ondan ayrılmakla
damağa çıktıkta, bundan damak his bulmuştur.
Bu dördüncü çift, üçüncü
çiftten daha küçük ve daha sert olmuştur.
Beşinci çiftin her bir siniri, bir çift olup,
dimağın iki tarafından
biterek vücut bulmuştur. Bunun her bir çiftinin birinci
kısmı kulağın iç
perdesine dayanıp, onun içinde hepsi
dağılmıştır. Kulağa duyma
hissi ondan
gelmiştir. İkinci
kısım, birinciden küçük olup, hançere kemiğinde âmâ adı
verilen (kör delik) delikten girmiştir. Ortaya
çıktıkta; üçüncü çiftin
sinirine karışmıştır. İkisinin
çoğu, elmacık adalesi tarafına gelmiştir.
Diğerleri şakak adalelerine varıp,
dağılmıştır.
Altıncı çift, dimağın arka tarafından
beşinci çifte bitişik bitip, lam
kemiği yivinin sonunda olan delikten çıkıp, üç
kısma bölünmüştür. Bir
kısmı, yedinci çiftin hareket ettirmesine yardım
için, boğaz adalelerine
ulaşan dile gelmiştir. İkinci kısım, omuz
adalelerine dağılmıştır. Üçüncü
kısım, ikisinden daha büyük bulunup, boyun
damarının yükseleceği yerde ona
bağlanmıştır. Ondan iç organlara inerken,
hançere paraleline geldiğinde,
ondan şubeler ayrılmıştır. Hançereyi
kıkırdaklarıyle kaldıran etrafı
üstünde olan adaleleri bitişmiştir. Hançerden
yükseldikte; ondan yine
şubeler çıkıp, hançerenin üçüncü
kıkırdağını kapayan ve açan alt çevresini
kuşatmış olan adalelere gelmiştir. Onun için
tıpçılar nazarında bunun ismi:
Dönen sinir, olmuştur. Bu sinir, omurilikten
çıkmayıp, dimağdan inip
gelmiştir. Ta ki düz olup, çekilmesi sağlam olsun. Bu
sinir, beşinci
çiftten ve yedinci çiftten olmayıp, altıncı çiftten
olmuştur. Zira ki bunun
başlangıcı yumuşak, sonu
kıvrımlı olduğundan, bunun gibi sertlik ve düzlükle
inmezler ki, metanet bulup, yükselme ve dönüşe kabiliyetli
olurlar. Bu
dönen şubeleri, başlangıçlarından uzaklaştırmanın
hikmeti, sertlik ve
kuvvet kazandırmaktır. Dönen sinirlerin en
sağlamı, hançereyi, adalelerin
örtüsüne yayıcı olan sinirdir. Sonra bu sinirin ziyadesi, ondan inip,
şubeleri diyafram ve göğsün
zar ve adalelerine gidip, onda yürek, akciğer
aort ve atar damarlara
dağılmıştır. Ama kalanı diyaframa geçip,
açıklanan
üçüncü çiftten inen şubeye
iştirakle, iç organların zarlarına dağılıp,
kürek kemiğinde son bulmuştur.
Yedici çiftin bitişik yeri, dimağ ile omuriliğin
ortaklaşmasından olup,
çoğu, dili hareket ettiren adalelere gelmiştir. Ondan
şubelere ayrılıp,
kalkan kemiğiyle lam kemiğinin ortak olan adalelerine
varıp, dağılmıştır.
Azı, bunlara komşu olan sinirlere
dağılmıştır. Bu şaşırtıcı
tertip ve acaip
bileşim, o yaratıcı Allah'ın kudret ve
hikmetiyle nizam bulmuştur.
Boyun omurları omuriliğinden biten sinirleri
bildirir.
Ey aziz, malum olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki:
Boyun
omuriliğinden çıkıp, omurlarından ilerleyen
sinirlerin hepsi sekiz çift
sinir bilinmiştir.
Birinci çifti, birinci omurun iki deliğinden çıkıp,
mücerret adale
uçlarıyle dağılmıştır. Bu çift, ince
ve küçük kılınmıştır. Ta ki çıkış yeri
dar olsun ve omur kemiği metaneti
üzere kalsın. İkinci çiftin çıkış yeri,
birinci omur ile ikincinin
aryasında açıklanan ortak deliklerden
bulunmuştur. Bu çiftin
çoğundan uzuv uçları his ve dokunma duygusu
bulmuştur ki, kafanın üstü
dolaşıp yükselip, baş önüne eğilmiştir. İki
kulağın duş
tabakalarında yerleşip, açıklanan küçük çiftin eksiğini
tedarik
kılmıştır. Bunun
kalanı boyun arkasında olan adalelere ve geniş adaleye
gelmiştir. Onlar
onunla hareket bulmuştur.
Üçüncü çiftin
çıkış yeri, ikinci omur ile üçüncü arasında müşterek
olan
deliklerdendir ki, her
bir siniri, iki kola ayrılıp, bir kolu onda bulunan
adalelere
dağılmıştır. Özellikle aş ile boyunu
bağlayan adalelere bu
sinirin şuberi gelmiştir. Onda
ola omurların dikenlerine yükselip, onların
köküne
yapışmıştır. Ondan onların başlarına
çıkıp,o susamsılardan
biten zar
bağları ile
karışmıştır. Ondan geçip, iki kulak etrafına
eğilmiştir.
Hayvanların bedenlerinde iki
kulağı hareket ettirmek için, iki kulağa
ulaşmıştır.
İkinci kolu, ön tarafa eğilip, geniş adaleye gelmiştir. Çıkışa
başladığında, ona
damar ve adaleler rastlamıştır. Onlarla metanet ve
sağlamlık bulmuştur. Bu
ikinci kol, hayvanlarda şakak ve kulak adalelerine
karışmıştır.
Dördüncü çiftin çıkış
yeri, üçüncü omur ile dördüncü arasında müşterek olan
Deliklerden olmuştur. Üzerinde
bulunan üçüncü çift gibi bir cüzü öne, bir cüzü
geriye bölünüp, ön cüzü küçük
olduğundan, beşinci çifte karışmıştır. Öbür
cüzü, geriye dönüp, o adalelere
şubeler gönderip, ondan omurgaya inip, son
bulmuştur.
Beşinci çiftin
çıkış yeri, dördüncü omur ile beşinci arasında
müşterek olan
deliklerden olmuştur. Yine
yukarıdaki gibi iki yok olup, ön kolu küçük
olduğundan yanak adalelerine
gelmiştir. Başı, ön tarafa eğilimli edip, baş
ve boyun adaleleri ile müşterek
olan adalelere dağılmıştır. Öbür kolu, iki
şube olup, bir şubesi ön kol
ile ikinci şube arasında aracı olmuştur.
Omuzun üstlerine gelip,
altıncı ve yedinci çiftin birer miktarına
karışmıştır.
İkinci şube dahi, altıncı ve yedinci çiftin şubelerine
karışıp, diyafram
ortasına geçmiştir.
Altıncı ve yedinci çiftin çıkış
yerleri, açıklanan deliklerin düzeni üzere
altında bulunan deliklerden
olmuştur.
Sekizinci çiftin çıkış
yeri, boyun omurlarının cüzleriyle omurga
omurlarının evvelsi
arasında müşterek olan deliklerden olmuştur. Bu üç
çiftin şubeleri, biri birine karışmıştır.
Altıncı çiftin çoğu, omuz yüzeyine
gelmiştir. Azı, dördüncü ve
beşinci çiftin azlarıyla diyaframa inmiştir.
Yedinci çiftin çoğu gelip,
azı beşinci çiftin azlarıyla diyaframa inmiştir.
Yedinci çiftin çoğu gelip,
azı beşinci çiftin azıyle baş, boyun ve
omurganın adalelerine ve ondan
diyaframa ulaşmıştır. Sekizinci çiftin azı,
omuza galip, çoğu adale ve kola
dağılmıştır.
Diyafram, sözü edilen sinirlerden
nasibini aldığından hikmet budur ki,
diyaframa gelen yukarıdan
indiğinden, bölünmesi kolay olmuştur. Diyaframın
işi önemli olduğundan,
sinirleri müteaddit yerlerden gelmiştir. Ta ki bu
başlangıç yerlerine isabet
eden âfetle işi bâtıl olmasın. Yaratıcı, bâri,
şekil verici ve şanı
yüce Allah her şeyden münezzehtir.
Göğüs ve omurga
omurlarının omuriliklerinden biten sinirleri bildirir.
Ey aziz, malum olsun ki, anatomi
bilginleri demişlerdir ki: Göğüs
omurlarının iliğinden
biten sinirlerin cümlesi oniki çift sinir
yaratılmıştır.
Birinci çiftin çıkış
yeri, göğüs omurlarından birinci omurla ikincinin
arasında müşterek olan
deliklerden bulunmuştur. iki cüze bölünmüştür. Büyük
cüzü, sert adalelere ve kaburgalara
dağılmıştır. Küçük cüzü, iki evvelki
kaburgaya uzanıp, boyun
sinirlerinin sekizinci çifti eşliğiyle birlik el
taraflarına gelip, kol ve omuzlara
ulaşmıştır. Sekizinci çiftin çıkış yeri
ise açıklanan müşterek
deliklerden olup, iki cüze bölünmüştür. Bir cüzü,
pazunun dışına yönelip,
ona his ve dokunma bahşetmiştir. Bir cüzü dahi
diğer cüzlerle toplanıp, omuz
mafsalını ve beli hareket ettiren adalelere
gitmiştir.
Bel omurlarından biten sinirlerin
omuza gelmeyen şubeleri, bel ve kaburga
adalelerine gelmiştir. Kaburga
omurlarından biten sinirler, ancak
kaburgalar arasında bulunan
adalelere ve karın adalelerine ulaşmıştır. Bu
sinirlerin şubeleriyle beraber
atar ve toplar damarlara akıp, açıklanan
sinir çıkış yerlerinden
hepsi içeri girmiştir.
Katan (kasık) sinirleri,
karın ve bel sinirleriyle müşterek bulunmuştur
Zira ki kasık sinirleri, iki cüze
bölünmüştür. Onun bir cüzü, üç çift
kılınmıştır
ki, adaleler onlarla bilinmiştir. Diğer cüzü, iki çift
bulunmuştur ki, karın
adaleleri onlar kılınmıştır. Evelki cüzüne
dimağdan
inip, sinir
karışmıştır. İkini cüzü ki, karından gelen
iki çift adale
olmuştur. On baldırlar
tarafına büyük şubeler gönderip, evvelki cüzünün
ikinci çiftinden onlara şubeler
gelmiştir. Bir cüzü dahi kuyruk sokumu
sinirlerinin evvelkisinden gelip, hepsi
biri birine karışmıştır. Bazıları
kasıkta alıp,
bazıları baldırlar aşağısına inmiştir. Ama
bedenin arkasında
ve oyluklar içinde çok damarlar ve çok
adaleler olduğundan, kasık kemiği
tarafından biten adalelerin bedenin gerisinden ve oyluklar
içinden ayaklar
tarafına yolu olduğundan, bacak adaleleri için özel
sinirlerden bir cüz,
husyeler içine inen kanala varıp, girmiştir. Ta ki kasık adalelerine
yönelip, ondan dizlere inip gitsin.
Kuyruk sokumudur ki, adaleleri
altı çift olduğu şaşırtıcıdır Onun ir
çifti,
kasık adalesine
karışmıştır. Kalanı beş çift sinir, kuyruk
sokumu yanından
biten bir tek sinir, bunlardan hepsi makat, zeker, mesane ve rahim
adalelerine, karın zarlarına, kasık kemiğinin
içinin dışa bakan taraflarına
ve kuyruk sokumu kemiğinden gelen adalelere, bütün bunlara
dağılmıştır.
Bu Bölüm
de açıklanan sinirlerin sayısı, daha önce
anlatılan adalelerin
sayısı miktarı tamamen, beşyüzotuz sinirde son
bulmuştur. Açıklanan
bedeninince sanatları, o sâni ve hakîm Allah'ın
kudretinin kemaline delalet
edip, insan türüne olan büyük nimetine, beden azalarının
cüzleri her an
şahadet kılmıştır. Şu halde bu
surette toplanan sanatları seyreden uyanık
kimse, yaratıcısını bilmiştir. Kendisini nimet denizine gark olmuş
bulmuştur. Mevla'sına can ve
gönülden muhabbet kılmıştır. Her halde ona
yönelmiştir.
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |