37-Bölüm
:037:
ÜÇÜNCÜ Bölüm
Karın ve bel adalelerini, tenasül uzuvlarının, ayak
ve ayak parmaklarının
adaleleri keyfiyetini; bunların hareketlerini ve
faydalarını yedi madde ile
açıklar.
Bel adalelerini bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki anatomi bilginleri demişlerdir ki:
Beli hareket
ettiren adalelerin bazısı, onu, ön tarafa ve
bazısı arka tarafa eğer ve
büker. Belin diğer hareketleri dahi bu iki hareketten
hâsıl olur.
Beli, ön tarafa eğen adaleler iki çifttir. Bir çifti üst
tarafta
konulmuştur. O, boynun ucunun hareket ettiren adalelerden
bilinmiştir. Bu
çift, yemek borusunun iki tarafından geçip, alt tarafı,
göğsün üstteki
omurlarından beş omura bitişip, üst tarafı
boyun ve başa gelmiştir. Bunun
ikisi dahi göğsün onuncu ve onbirinci omurlarından
çıkıp, aşağıya inip,
beli ön tarafa ziyadece eğik eder. Beli arka tarafa eğik
ve bükük eden iki
adaledir ki, onlara, belin iki adalesi
derler. Her biri yirmiüç adaleden
meydana gelmiştir.
Zira ki bu iki adalenin her birine, birinci omurdan
gayri, er bir omurdan
birer adale gelmiştir. Şu halde bu adalelerin hepsi,
itidal üzere uzasalar, beli düz olarak
tutarlar. Eğer ifrat ile uzasalar,
beli arka tarafına eğik ve
bükük ederler. Eğer sadece bir tarafta olan
adaleler hareket edip, uzasalar, bel o
zamanda öbür tarafa eğiklik ve
bükülür. Bu ad geçen adaleler, belin diğer normal
hareketlerine kafî
gelmişlerdir. Zira ki belin her semtine eğilip,
bükülmesinde, ön ve arka
hareketlerine uyumu bulunmuştur.
Karın adalelerini bildirir.
Ey aziz, malum olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki:
Karın adaleleri
sekiz adaledir ki, nice faydaları müşterektir. Bir
faydası mesanede bulunan
fazla idrarı ve rahimde bulunan cenini tutma ve korumaya
yardım etmektir.
Bi faydası dahi diyaframa destek olup, kuvvet verip yel ve
kabızla dolu
oldukta, yardımcı olmaktır. Bir faydası dahi
mideyi ve bağırsakları
sıcaklıkları ile ısıtmaktır. Şu
halde o sekiz adaleden bir çift düz adale
hançere kıkırdağı yanından düz olarak
inip, lifi kasığa varıncaya
dek uzunlamasına uzamış olup, etrafını
kasık üzerine yaymıştır. Bu çiftin
cevheri, başlangıcından sonuna dek ettendir. iki
adale dahi, karın
üzerinde uzanmış olan perdenin üzerinden
çıkıp, o uzamış iki adale ile
enlemesine dik açılar üzere kesişip,
aşağıya gitmiştir. İki çift adalesi
dahi bu adalelerin kıvrımı üzere dik olup, her biri
bir tarafta, sağ ve
solda bulunmuştur. Her çifti iki adaledir ki eğeden
kasığa dek, koltuk
altından hançere kıkırdağını dek
çapraz olarak kesişip, iki adalenin iki
tarafı sağ ve soldan kasık yanında
kavuşup; öbür ikisinin iki tarafı dahi
hançere yanında kavuşmuştur. Bu ikisi her taraftan
iki geniş adalenin et
cüzleri üzerine konulmuştur. Bu iki çift adalenin dahi
cevherleri, ta düz
adaleye perde gibi geniş kirişlerle temas edinceye dek
ettendir. Bu iki
çift, geniş adale üzerine konulan iki uzun adale üzerine
konulmuştur. Bu
dahi Allah'ın sanatı bilinmiştir.
Tenasül adalelerini bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki:
Erkekler içi
iki husye adaleleri dört bulunmuştur. Onları korumak ve
kaldırmak için
yaratılmıştır. Ta ki husyler
aşağı sarkmayı, gevşeklikle aşağı
inmeyip,
çarpmalardan yumurtalar korunmuş olsun. Şu halde onun her biri için bir çift
adale tayin
olunmuştur. O yumurtalar sert olup, tabiatleri sıcak bulunduğu
için, dumanından erkeklerin yüzünde sakal bitmiştir.
Zira ki, yumurtası
olmayanın veya sıcak olmayanın sakalı olmaz.
Yumurtalar koparılsa, sakalı
varsa dökülür, kalmaz. Ama kadınlar
için onlara bir çift adale yeter. Zira
ki onların iki
husyesi, erkeklerinki gibi dışarıda asılı
değildir, içerde
yapışıktır.
Şu halde her bir husye için bir adale tayin olunmuştur. Ama
rahimin ağzı
üzerinde ir adale vardır ki, onun lifi oldukça geniş olup
rahmi ve
ağzını tümde kuşatmıştır. Bu adalenin bir
faydası, hayza dek
rahmin
ağzını sağlam kavrayıp, rahim kanını onda
hapsetmektir. Hayz zamanı
olduğunda
gevşemektir. Ta ki toplanmış kandan rahim boşalsın ve
temizlensin. Bir
faydası dahi cima anında gevşemektir. Ta ki rahmin
ağzı
açılıp,
nutfeyi çekip, içine alsın. Sonra rahmin ağzını yine
sağlam
bağlayıp,
cenini korumaktır. Ta ki doğum
zamanı gelsin. Bundan sonra
oldukça gevşek ve yaygın
olmaktır. Ta ki doğum mümkün olsun.
Mesane ağzı üzerinde bir
adale vardır ki, onun dahi lifi enli olup, mesaneyi
ve ağzını
kuşatmıştır. Bu adalenin faydası, idrar vaktine dek
idrarı
hapsetmektir. Kaçan idrar dökmek
istense, bu adale gevşeyip, karın
adaleleri dahi mesaneyi
sıkıp, itme kuvvetinin yardımıyle idrar ondan çıkar,
akar.
Zekeri hareket ettiren adale iki
çifttir ki, bir çifti kasık kemiğinden
bitip, zekerin iki yanından
geçmiştir. Vakta ki bunlar gevşek olurlar,
idrar yolu açılıp,
genişlik bulur. O zaman ondan idrar ve meni
kolaylıkla
akar. Bir çifti yine kasık
kemiğinden bitip, zekerin kökünde kıvrımlarla
bitişmiştir. Şu hale
bunun ikisi beraber uzasa, âlet düz olarak yayılır.
Eğer yürekten şehvet
rüzgârı gelip, zekerde olan damarlara dolduysa, âlet
kıvama gelir. Eğer
şiddetle dolduysa, âlet büyük ve sert olup, kasık
tarafına eğik olur. Eğer
bu uzama adı edilen çift adalenin birine ârız
olduysa, âlet öbür tarafa meyl ile
yayılır.
Makat adaleleri dörttür ki, biri onun
çıkışı etrafını tutmuştur. etine
gayet karışması
gereklidir. Bu adale, kesenin ipi gibi makatın etrafına
toplama ve büzme ile kapamış
ve düğümlemiştir. Menfezde kalan fazlalığı
sıkma ve indirme ile
atmıştır. Onda bir adale daha konulmuştur ki, sözü
edilen adalenin üzerinde yani
makatın içinde olup, bacak tarafında zekerin
köküne bitişip; kadınlarda
fercin etrafını kuşatmıştır. Bu iki adalenin
üzerinde bir çift adale vardır ki,
makatın etini kaldırıp, içeriye çekmek
içindir. Bunun gevşemesi ile makat
dışarıya çıkar bulunmuştur. Bu
adalelerin hepsi şekil verici ve
hakîm olan Allah'ın icadı bilinmiştir.
Oyluk adalelerini ve
hareketlerini bildirir.
Ey aziz, malum olsun ki: Anatomi
bilginleri demişlerdir ki: Oyluğu hareket
ettiren adalelerin büyüğü onun
mafsalını yayan ve açan adalelerdir. Sonra
onu kapayan adalelerdir. Zira ki,
işlerin en önemlisi oyluğun yayılması ve
kavranmasıdır. Yayılma
ile ayağa kalkma hasıl olduğundan yayılma kavramadan
daha önemlidir. Bundan sonra
oylukları birbirine yaklaştıran büyük
adalelerdir. Sonra oyluğu arka
tarafına eğik eden adaleler büyüktür.
Oyluk mafsalını yayan
adalelerin en büyüğü, bedende olan adalelerin
hepsinden daha büyüktür. Bu bir adaledir ki, kuyruk sokumu
kemiği ve kasık
kemiğini kuşatıp, oyluğun arka ve iç
taraflarına bitişik olup, diz kapağına
dek ulaşmıştır. Bunun liflerinin
başlangıç yerleri muhtelif olduğundan
türlü işleri dahi muhtelif olmuştur. zira ki, bazı
lifinin başlangıcı kasık
kemiğinin altından olup, oyluğu iç tarafa meylettirerek,
yaymıştır. Bazı
lifinin bitiş yeri bunun bir miktar üstünden olup,
oyluğu ancak üst tarafa
kaldırmıştır. Bazı lifinin bitiş
yeri bunun az üstünden olup, oylu iç
tarafa imale ile kaldırmıştır Bazı
lifinin bitiş yeri kuyruk sokumu
kemiğinden olup, oyluğu düz olarak yayar. Bir adalesi,
kuyruk sokumu
mafsalını önünden yana kuşatıp, oyluğu
yine düz olarak yaymıştır. Bir
adalesi kuyruk sokumu mafsalını arkadan yana
kuşatmıştır ki, üç enli
kirişi ve iki ucu vardır Bu üç kirişin bitiş yerleri
leğen kemiğinden,oyluk
kemiğinden ve kuyruk sokumundandır ki, o makat
yanında olan büyüktür. Bu
üç kirişten ikisi ettendir, birisi zardandır. İki
ucu oyluğun tepesinden
öbür cüz'üne bitişiktir. Şu halde bu adale eğer,
bir tarafı ile çekerse,
oyluğu kendine meyl ile yayar. Eğer iki tarafı ile
çekerse, oyluğu düz
olarak yayar. Bir adalenin bitiş yeri leğen
kemiğinin bütün yüzeyinden
olup, büyük çıkıntının üst semtine
bitişip, bir miktar ön tarafta uzadıkça;
oyluğu içe doğru eğerek yayar. Bunun benzerleri
adaleler önce küçük
çıkıntının altına bitişip, ondan
inip, evvelki adalenin işini görürler. Bu
adalenin farkı budur ki, bunun yayılması az ve
eğilmesi çoktur. Çıkış yeri
leğen kemiğinin dış altındadır. Bir
adalesi dahi oyluk kemiğinin altından
arka tarafına eğik bitip, oyluğu o tarafa az bir
meyil ile ve iç tarafa çok
meyil ile yayar.
Oyluk
mahsalını kavrayan adalenin biri, oyluğu iç tarafına az
meyil ile
kavrar Bu bir düz
adaledir ki, leğen kemiğinden bitip, ondan inip, iki
kirişinin biri
metin kemiğinin sonuna, biri küçük çıkıntıya
bitişmiştir.
Bir adalesi kasık
kemiğinden bitip, küçük çıkıntının alına
bitişmiştir. Bir
adalesi dahi, bu ikinci
adalenin tarafına kıvrım üzere uzayıp, büyük
çıkıntıdan
yir cüz gibi olmuştur. Dördüncü adalesi leğen kemiğinden dikilen
dik nesneden
çıkıp, oyluğu kavrayarak baldırı dahi çekmiştir.
Oyluğu iç tarafa
eğen adalelerin bazısı yayma ve kavrama bahsinde
açıklanmıştır.
Bu tür hareket ettirmenin bir hususi adalesi vardır ki,
kasık
kemiğinden bitip, oldukça yuvarlak olup, dize
ulaşmıştır. Oyluğu dış
tarafa eğen iki
özel adaledir ki, bitiş yerleri enli kemiktendir Oyluğu
arka tarafa eğen
yine iki adaledir ki, biri kasık kemiğinin dış
tarafından
ve biri iç
tarafından çıkıp, birbirine kavuşma ile kıvrımlı
olup, büyük
çıkıntının
sonu yakınında olan çukur yerde etle
karışmıştır. Bunların
hangisi çekerse, oyluk
az yayılma ile onun tarafına meyl eder. Eğer ikisi
birlik çekerlerse, oyluk
düz olarak arka tarafına eğik olur. Bütün bunları
ibretle düşünen
kimse Allah Taâlâ'nın şaşırtıcı
sanatını bilir.
Diz mafsalı
adalelerini ve hareketlerini bildirir.
Ey aziz malum olsun ki,
anatomi bilginleri demişlerdir ki: Diz mafsalını
hareket ettiren
adalelerin üçü oyluk önünde konulmuştur. Bunlar oylukta
bulunan adalelerin en
büyüğü ve en nefisi bulunmuştur. İşleri yaymak
bilinmiştir. Bu üç
adalenin biri iki kat gibi görünmüştür. Bunun iki ucu
vardır ki, biri
büyük çıkıntıdan ve biri oyluk önünden bitmiştir. Ve bu iki
ucun biri etten olup, kiriş
olmadan diz kapağı kemiğine bitişmiştir. Öbür
ucu zardan olup,
oyluğun iç tarafında son bulmuştur. Kalan iki adalenin
birisi oyluğu
kavrayan adaleler ile açıklanmıştır ki, leğen
kemiğinden olan
köprüden
çıktığı bilinmiştir. İkincisi, dış
çıkıntıdan bitip, diz kapağı
kemiğini
kuşatarak, altında olan cüzlere metanet vermek için gitmiştir.
Ondan baldır
kemiğine yetip, dizi yayma ile baldırı
uzatmıştır. Bir yayıcı
adalesi kasık
kemiği bitişiğinden çıkıp, oyluğun iç
tarafından kıvırım
üzere inip gitmiştir. Baldır
kemiğinin üstünden olan çukura yetmiştir.
Baldırı, iç tarafına
eğime yayıp, bir diğer adale oyluk kemiğinden
yetmiştir. Dış taraftan
oyluk üzere inip, sözü edilen adalenin mukabiline
yetmiştir. Odan geçip, derin yere
gitmiştir. Baldırı dış tarafına eğim ile
yaymıştır. Eğer bu
ikisi bereler yaysalar, baldırın yayılması düz olur.
Baldırı kavrayan adalelerde
biri, bir ince ve uzun adaledir ki, leğen
kemiğinden, kasık kemiğinden bitmiştir. Yayıcı iç adalenin bitiş yerine
leğen kemiği
ortasında bulunan köprüye yakın gitmiştir. Odan dizin iki
tarafına
kıvrım üzere girip, ondan giren dışa gelmiştir. Diz
altı çukurunda
son bulup, ona
yapışmıştır. Bununla baldır, üst tarafa çekilip,
ayağı,
ucuna doğru
meyillendirmiştir. Üç adalesi dahi vardır
ki, biri içte, biri
dışta ve biri ortada
bulunmuştur. Dıştaki ile ortadaki, ayağı dış
tarafına
eğim ile
kavramıştır. Ama içtekinin bitiş yeri oyluk kemiği
tabanından
olup, kıvrım ile oyluğun
gerisine geçip, ta iç tarafta baldırda olan oyuğa
varıp, ona
bitişmiştir. Onun rengi, yeşile yakın gelmiştir. Dıştaki
ile
ortadakinin bitiş
yerleri, yine oyluk kemiğinin tabanından olup, ondan
yetmiştir. Lakin
bunun ikisi çukur cüze bitişmede, dıştan yana meyl
etmiştir. Diz
mafsalında gömülmüş bir adale vardır ki, ortadakinin
yardımına
yetmiştir? Şu halde bu sanatları seyreden hayrete
gitmiştir.
Kendine gelip acayip
hikmet seyretmiştir. Bedeni tanımakla,
kendini tanımaya
yetmiştir.
Altıncı Madde
Ayak mafsalını
hareket ettiren adaleleri bildirir.
Ey aziz, maum olsun ki, anatomi
bilginleri demişlerdir ki: Ayak mafsalını
hareket ettiren adalelerin
bazısı, ayağı üst tarafına kaldırır. Bazısı
aşağıya
kaldırır. Ayağı aldıranlarda bir büyük adale
vardır ki ayağın iç
önünde konulup, ayak ucunun
dış cüzünden bitip, başparmak tarafına geçme
ile baldıra meyilli
gitmiştir. Baş parmağın köküne yakın yere
bitişip,
ayağı
kaldırmıştır. Bir adale yine dış ucundan bitip,
ondan bir kiriş
yetmiştir. Küçük parmağa
yakın yere bitişip, ayağı kaldırmıştır.
Özellikle
birinci adale buna mutabık olunca,
ikisi birlik ayağı düz olarak
kaldırmıştır.
Ayağı aşağıya
indiren adalelerin bir çifti, oyluk ucundan bitip, sonra
bitişip, ayağın öbür
içine meyledip, et yolmuştur. Onlardan bir büyük kiriş
bitip, topuk
kemiğine bitişmiştir. Topuk kirişi nâmıyle şöhret
bulmuştur.
Şu halde bu
kiriş, topuğu dış tarafına kıvrımlı
çekici olmuştur.
Ta ki ayak, yer üzerinde
sâbit olsun. Buna bir adale yardımcı olmuştur ki,
rengi patlıcanî
olmuştur. Dış uçtan bitip, kiriş göndermeksizin et olduğu
halde kendi inip, topuk
arkasına birinci adalenin birleştiği yerin üstünde
bitişmiştir.
Eğer bu iki adaleye veya kirişlerine bir âfet ârız olsa, ayak
kötürüm olur. Bir adale
dahi topuk ucunu içinden bitip, aşağıya gidip, iki
kiriş
ayrılmıştır ki, biri başparmak önünde bilek
altına bitişmiştir. Şu
halde bu kirişle
ayak, aşağı düşmüş ve toplanmıştır. İkinci
kiriş, birinci
kirişi geçip,
başparmağın evvelki mafsalına gidip, onu iç tarafa
kıvrımlı
yaymıştır.
Oyluğun dış ucundan bir adale bitip, bu iki adalenin birine
yetmiştir. Sonra
baldırın içini geçtikte; yine ondan ayrı gitmiştir.
Kirişi,
ayağın aşağısına geçip, ayağın içine
yayılan adale gibi bu dahi
ayağın
altına tamamıyle yayılıp, kuşatmıştır. Ta ki el ayasında bulunan
faydalar, ayak tabanında da
bulunsun. Bu sanatlarda nice hikmetler
bilinsin. Allah'ın kudretinden
nice ibretler alınsın. Sâni ve hakîm olan
Allah münezzehtir, denilsin. Her ayıp ve noksandan tenzih ve takdis
olunsun.
Şanının azametine huşu ile huzu' kılınsın.
Yedinci Madde
Ayak
parmaklarının adalelerini bildirir.
Ey aziz, malum olsun ki,
anatomi bilginleri demişlerdir ki: Ayak
parmaklarını
hareket ettiren adalelerden çoğu, kavrayıcı adalelerdir.
Onların biri
topuğun dış ucundan bitip, onun üzerinde uzama ve inme ile
gitmiştir. Bir
kiriş göndermiştir ki, iki kirişe bölünüp, ortası ile küçük
parmağı
kavramıştır. Bir adale dahi budan küçük olup, baldır
gerisinden
gelip, ayak
sırtına bir kiriş göndermiştir ki, yine iki kirişe
bölünüp,
orta parmak ile küçük
parmağı kavramaya gitmiştir. Bundan sonra bu iki
kısmın her birinden birer kiriş ayrılıp,
öbüründen ayrılan kirişe bitişip,
ikisi bir kiriş oldukta; başparmağa gelip, onu
kavramıştır. Üçüncü adale ki,
yukarıda geçmiştir. O, iç topuğun dış
tarafından bitmiştir, iki topuğun
arasından aşağıya inmiştir. Bir cüzünü,
ayağı kavramak için göndermiştir.
Öbür cüzünü başparmağı kavramak ve hareket ettirmek
için onun evvelki
boğumuna indirmiştir. Bunlar baldır kemiği
üzerine konulup, parmakları
kavramak ve hareket ettirmek için
kılınmıştır.
Ayak topuğunda konulan adalelerden, on adale, beş
parmağa gelip, her birine
sağ ve soldan bitişik bulunmuştur. Şu halde
eğer ikisi birlik hareket
ederlerse, parmağı düz olarak
kavrarlar. Eğer biri yalnız hareket ederse,
kedi tarafına eğimle kavrar. Dört adale
bilek üzerinde konulup, her biri
bir parmağa bitişip, onu kavramıştır.
İki adale dahi baş parmak ile küçük
parmağa has olup, onları kavramaya yetmiştir.
Ayağı kavrayan adalelerin
çokluğunda hikmet budur ki: Parmakların hepsine
sağlamlık ve kuvvet
vermiştir. Ta ki oturmada ve kalkmada bedenin
ağırlığına metanetleriyle
mukavamet edeler. Yürüme durumunda iyi gidişle, düzen üzere
gideler. ayak
parmaklarının adalelerinden beş adale,
ayağın üstünde konulmuştur. Ta ki
parmakları dış tarafa eğeler. Beş adale
dahi ayak altında konulup, her
biri, iç yarıktan kendine yakın olan parmağa gidip,
onu iç tarafa eğmiştir.
O halde, insan edeninde bulunan dörtyüzyirmi adet iradî ve
ihtiyarî
hareketlerin tamam ve kemaline vâsıta olan adalelerin hepsi
açıklandığı
üzere tamam, beşyüz otuz adet adaleye
ulaşmıştır. (Yaratıcı
ve şekil verici
olan Allah münezzehtir.) Bu ne sanattır ki bu
şaşırtıcı tertip üzere, böyle
nizam bulmuştur. Hakka ki, bunu düşünen akıllı
kimse çok ibret almıştır. Bu
sanattan sanatkârını
bilmiştir. (Ey Allah'ımız! Bizi işlerini düşünenlerden
kıl. Vücununun cüzlerini senin
nimetlerinden görenlerden kıl. Nimetlerine
şükredenlerden kıl. Seni isimlerinle zikreden,
sıfatlarınla tanıyan, kazâna
rıza gösteren, bütün durumlarda senin rızanı
isteyen kimselerden ki.
Sübhanallahi ve bi hamdihi Sübhanallahü'l-azim.)
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |