Yahya Kemal Ve Hırka-i Saadet Dairesi

Başlatan ihvan, 08 Nisan 2009, 18:11:37

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

ihvan

YAHYA KEMAL VE HIRKA-İ SAADET DAİRESİ



Yahya Kemal mütarekenin kahırlı,karanlık havasından,bir gün Topkapı Sarayına sığınır.büütün gününü orada geçirir ve şunu anlatır.
   Revan köşkünde gezerken,kulağıma derinden bir KUR’AN sesi geldi.birdenbire İslam mimarisini tam manasıyla gördüm.Çünkü İslam mimarisinin içine bir ruh gibi muhakkak rahle başında Kur’an sesi lazım.O ses olmadığı zaman bu mimari kuru bir şekilde görünüyor.
   Bu Kur’an sesinin nereden geldiğini sordum.Rehberim Lütfü bey,”Hırka-i Saadet dairesinden “dedi
   Hırka-i Saadet te  ne zamanlar hatim indirilir?diye sorduğumda ,Lütfü bey gülümseyerek kulağıma dediki,Her gün,her saat,dört yüz seneden beri,geceli gündüzlü bilafasıla.
   Hayretten gözlerim kapanmış dinliyordum ,lütfü bey biraz malumat verdi:
   Yavuz Sultan Selim ,hilafetin alemeti olan Hırka-i Şerif,Sened-i Şerif ve diğer emaneti Mubareke’yi,Mısırdan İstanbul’a Hatimler indirerek getirmiştir.İstanbu’a vardığı gece Sarayda yüksek bir mevkie yerleştirmiş,mimarbaşı ve ustalar asıl tevdi olacak makamı harıl harıl inşa ederlerken sefer yorgunluğuna bakmaksızın sabaha kadar ayakta beklemiş.o gecegeceli gündüzlü KUR’AN OKUNMASI İÇİNDE BİR VAZİFE TERTİP EDEREK,KIRKINCISI BİZZAT KENDİSİ OLMAK ÜZERE,KIRK hafız TAYİN EYLEMİŞ..işte o günden bu ana kadar bu dairede bir saniye tavakkuf etmeksizin Kur’an okunuyor.Bu hafızlar el’an kırk kişidir.
   Daima ikişerli olarak,nöbetleşe vazifelerini ifa ederler,Bu sarayın içerisinde dört yüz seneden beri olmuş ihtilaller,hal’ler kıtaller,bu KUR’AN sesini bir an susturamamış .
   Bu hadiseyi idrak ettikten sonra İstanbul’dan niçin ÇIKARILAMIYORUZ ?Bu Şüpheyi halleder gibi oldum.
   
kaynak :Osmanlıda PeYgamber (ASV)sevgisi.ZİYA DEMİREL


lalegül

Alıntı yapılan: ihvan - 08 Nisan 2009, 18:11:37

   Yavuz Sultan Selim ,hilafetin alemeti olan Hırka-i Şerif,Sened-i Şerif ve diğer emaneti Mubareke’yi,Mısırdan İstanbul’a Hatimler indirerek getirmiştir.İstanbu’a vardığı gece Sarayda yüksek bir mevkie yerleştirmiş,mimarbaşı ve ustalar asıl tevdi olacak makamı harıl harıl inşa ederlerken sefer yorgunluğuna bakmaksızın sabaha kadar ayakta beklemiş.o gecegeceli gündüzlü KUR’AN OKUNMASI İÇİNDE BİR VAZİFE TERTİP EDEREK,KIRKINCISI BİZZAT KENDİSİ OLMAK ÜZERE,KIRK hafız TAYİN EYLEMİŞ..işte o günden bu ana kadar bu dairede bir saniye tavakkuf etmeksizin Kur’an okunuyor.Bu hafızlar el’an kırk kişidir.
   Daima ikişerli olarak,nöbetleşe vazifelerini ifa ederler,Bu sarayın içerisinde dört yüz seneden beri olmuş ihtilaller,hal’ler kıtaller,bu KUR’AN sesini bir an susturamamış .


Çok kıymetli bir paylaşım , Allah c.c. razı olsun.
Şu rahmete bakın ki,
insanlar bütün azalarıyla günah işlerken,
sadece diliyle yaptığı tövbeyle affolunuyor.

Aziz Mahmud Hüdai (k.s)

ihvan


duanur

Allah razı olsun güzel bir paylaşım kardeşim...
NE EDERSİN KENDİNE EDERSİN KENDİ KENDİNE...

ihvan


ay-yüzlüm

Yürü dünya yürü bu yol dergaha gider.
Bu yol gama,kedere,acıya,aha gider.
Çıkablirsen eyer bu yokuşu zirveye,
Hüzünlenme o zaman sonu felaha gider.

ihvan