Fıkıh Köşesi

DÜĞÜNLERDE İŞLENEN CÜRÜMLERİN MAHİYETİ

Soru: "Örf ve adetlerini din haline getiren insanlarla anlaşamıyorum. Son yıllarda Müslümanlar, düğünlerde silah atmak veya ıslık çalmak gibi garip hastalıklara tutuldular. (...) Batıl adetlerini savunan akrabalarım ile ilişkilerini asgari düzeye indirdim. Bazılarına selam dahi vermiyorum. (...) Düğünlerde silah atmak, ıslık çalmak ve birbirlerini alkışlamak, örf olarak kabul ediliyor. Sevdiğim bir hocaefendi: "Düğünlerde silah atmak israftır. İsraf da haramdır. Birbirini alkışlamak ve ıslık çalmak da müşriklerin dua şeklidir" dediği için, akrabalarımın hışmına uğradı.(...) Örf ve adetin mahiyeti nedir? Düğünlerde silah atmak, sahih örf olarak kabul edilebilir mi? Islık çalmak veya alkışlamak Mekke müşriklerinin dua şekli midir? diyorsunuz.

CEVAP: Örf kelimesi; ma'ruf ve irfan ile ilgili olup, "irfan ehlinin güzel gördüğü davranışlar" manasınadır. İmam-ı Kurtubi: "Selim akıl sahiplerinin razı oluğu ve insanları mutmain eden davranışlara örf denilir" tarifini yapmıştır. Yaygın olan tarif ise şudur: "Şer'i şerife aykırı olmayan ve aklıselim sahibi kimselerin mü(s.a.v.)en bulduğu davranışlara örf denilir."(1) Örf ve adet'te dikkat edilecek husus "Şer'an ve aklen mü(s.a.v.)en" olmasıdır.(2) Buna sahih örf denilmiştir. İslam fıkhına uygun olmayan örfe, "fasid örf" denilir. Fasid örf, delil olarak kabul edilemez. Nasslar ile örf ve adetler arasında tearuz (çelişki) sözkonusu olursa, nasslar esas alınır. Bu durumda, örfe ve adete itibar edilemez. Düğünlerde havaya silah atmak; sahih değil, fasid bir örf ve adettir. Kur'an-ı Kerim'deki kıssalarda, atalar kültürünün etkisi haber verilmiştir. Resul-i Ekrem (sav)'in tebliğine muhatap olan Mekke müşriklerinde de atalar kültürü ön plandadır. Müşrikler; "Günah işlediğimiz elbiselerle ibadet edemeyiz" diyerek, Kabe-i Muazzamayı, çıplak bir vaziyette tavaf etmektedirler. Selim akıl sahibi olan kimselerin ve haniflerin "çıplak bir vaziyette tavaf etmek doğru değildir" şeklindeki nasihatlerine kızmışlar ve "Biz atalarımızdan bu şekilde gördük. Allah emretmeseydi, onlar hiç çıplak bir vaziyette tavaf ederler miydi?" diyerek azarlamışlardır. (3) Türkiye'de yaşanan sıkıntıların temelinde de aynı anlayışı görmek mümkündür. Bu genel izahtan sonra, "Islık çalmak veya alkışlamak Mekke müşriklerinin dua şekli midir? sualinize geçebiliriz. Cahiliye döneminde müşriklerin, Kabe-i muazzama'ya hürmet ettikleri, örtülerini her yıl değiştirdikleri ve oraya ibadet niyetiyle gelenlere ikramda bulundukları malumdur. (4) İbadeti teşvik niyetiyle, birbirlerini alkışladıkları ve ıslık çaldıkları da nass ile sabittir. Kur'an-ı Kerim'de: "Onların (müşriklerin) Beytulullahdaki duaları, ıslık çalmaktan ve el çırpmaktan (alkışlamaktan) başka bir şey değildir. (Ey müşrikler) Devam edegeldiğiniz o küfrünüzden dolayı, artık tadın azabı!.." (El Enfal Suresi: 35) hükmü beyan buyurulmuştur. İmam Fahrüddin-i Razi; bu ayet-i kerime'nin tefsirinde: "Allahu Teala (cc) kafirler hakkında; "Onlar Beyt-i haram'ın sahipleri değildirler" buyurmuş, daha sonra da müşriklerin dualarının ancak el çırpmak ve ıslık çalmak olduğunu haber vermiştir. (...) Keşşaf sahibi şöyle demektedir: "Ayette geçen Muka kelimesi; fual vezninde bir kelime olup ıslık çaldı manasına gelir. (...) Tasdiye kelimesine gelince, bu el çırpmak demektir" (5) diyerek, meseleyi izah etmiştir. Hz. Abdullah ibn-i Abbas'dan (ra) gelen rivayette de Mekke müşriklerinin bu dua şekli üzerinde durulmuştur. Dolayısıyle "Düğünlerde silah atmak israftır. İsraf da haramdır. Birbirini alkışlamak ve ıslık çalmak da müşriklerin dua şeklidir" diyen hocaefendi, sizlere bir nasihatta bulunmuştur. Bu nasihatı "geleneklerini ve atalarının adetlerini bahane ederek" reddedenler, hevalarına tabi olmanın getirdiği zilletle baş başa kalabilirler. Hevaya tabi olmak, her türlü felaketin sebebidir. Resul-i Ekrem (sav)'in: "Cennetin etrafı nefsin hoşuna gitmeyen şeylerle, cehennemin etrafı da şehevi arzularla (hoşa giden şeylerle) çevrilmiştir"(6) buyurduğu malumdur. Geleneklerini bahane ederek hevalarına (nefs-i emmarelerine) uygun bir hayat yaşayanlar, tevbe etmelidirler. Hesap gününe hazırlanan mü'minler; müşriklere muhalefet niyetiyle, alkıştan ve ıslık çalmaktan uzak durmalıdırlar. Bu niyetleri sebebiyle, sevaba nail olurlar. Size tavsiyem şudur: akrabalarınızla olan ilişkilerinizi; "Emr-i bi'l ma'ruf ve nehy-i ani'l münker" vecibesine riayet ederek, geliştirmeye gayret ediniz. Batıl ideolojileri savunan akrabalarınızın hidayetine vesile olabilmek için, bütün imkanlarınızı seferber etmenizde fayda vardır. Meselenin özü budur. Birbirimize dua edelim.

(1) İmam-ı Kurtubi-El Camii Li Ahkamu'l Kur'an-Kahire: 1967 C:7 Sh: 346, Ayrıca Seyyid Cürcani-Ta'rifat-İst.: 1300, Sh: 11-98. (Adet ve Örf madesi)
(2) Ömer Nasuhi Bilmen-Hukuk-i İslamiyye ve Istılahat-ı Fıkhiyye Kamusu, İst.: 1976 C: 1, Sh: 197, Madde: 502.
(3) Mecmuatu't Tefasir-İst.: 1979 C: 2 Sh: 540 (Gadı Beyzavi bölümü)
(4) Geniş bilgi için/ M.Ali Sabuni-Ahkam Tefsiri-İst.:1984 C: 2 Sh: 16 vd.
(5) Geniş bilgi için/ İmam Fahrüddin-i Razi- Tefsir-i Kebir (Mefatihu'l Gayb) Ank: 1991 C: 11 Sh: 309
(6) Sahih-i Müslim-K. Cennet: 1, Ayrıca Sünen-i Tirmizi-K.Cennet: 21

Günün Sözü

"İki ay vardır ki; sevapları noksan olmaz. Bunlar, bayram aylarıdır. Biri Ramazân-ı Şerîf, diğeri de (onuncu günü kurban bayramı olan) Zilhicce ayıdır.” (Hadîs-i Şerif—İmam Ahmed b. Hanbel rh.)"
Telif Hakkı © 2024 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.