Fıkıh Köşesi
KÖTÜLÜKLERE KARŞI NE YAPILMALI
- Ayrıntılar
- Kategori: Fıkıh Köşesi
- Gösterim: 5049
Soru: "İslam'ı öğrenmeye gayret eden bir kardeşinizim. (...) Sünen-i Tirmizi'de yer alan bir Hadis-i Şerif'te, "Nefsim yed-i kudretinde tutan Allah'a and olsun ki; siz ya iyiliği emredip kötülükten vazgeçirmeye çalışırsınız, ya da Allah kendi katından sizin üzerinize bir azap gönderir. O zaman dua edersiniz, fakat dualarınız kabul edilmez" buyrulmaktadır. Feteva-ı Hindiyye'de ise, herkesin bu salih amel ile meşgul olamayacağı belirtilmektedir. (...) Buna göre, avamın iyiliklere sevinmesi ve kötülüklere kalben buğz etmesi kafi midir?"
CEVAP: Ma'rufu emretmek ve münkeri (her türlü kötülüğü) ortadan kaldırmak, farz-ı kifaye olan bir ameldir. Bunun düzenli olarak yapılması gerekir. Bu farzın eda edilebilmesi için, Asr-ı Saadet'te "Hisbe Müessesesi" kurulmuştur. Bilindiği gibi hisbe kelimesi; Arapça olup, "İhtesebe" fiil kökünden gelir. Lugat manası, ücret ve sevap kazanmaktır. İslami ıstılahta hisbe; "Ma'ruf olan bir ameli, sadece Allahu Teala (cc)'nın rızasını kazanmak niyeti ile yapmaktır" şeklinde ifade edilmiştir.(1)
İmam-ı Kurtubi, "Ma'rufu (iyiliği) emretmeyi ve münkerden (kötülükten) alıkoymayı Allahu Teala (cc), mü'minlerin alameti kılmıştır"(2) diyerek, bir inceliğe işaret etmiştir. Selim akıl sahibi herkes kabul eder ki; insanları hayra çağırmak, iyilikleri emretmek ve kötülükleri önlemek, ihtisas isteyen salih bir ameldir. Bu işle meşgul olacak kimselerde bazı vasıfların bulunması şarttır. Nitekim bir ayet-i kerimed, "Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle!..O zaman görürsün ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse bile yakın dostun olmuştur"
(Fussilet Suresi: 34) hükmü beyan buyrulmuştur. Kötülüğü en güzel şekilde önleyecek kimselerde ilim, ihlas, mürüvvet, fütüvvet, siyaset, sabır ve azim gibi vasıfların bulunması gerekir. Mü'minlerin adil ve muttaki bir emirleri varsa (ki, bu devlet veya cemaat halinde olmalarıyla mümkündür) "emr-i bi'l ma'ruf ve nehy-i ani'l münker" farzını eda için, bizzat ona müracaat etmeleri gerekir. Feteva-ı Hindiyye'de yer alan fetva, Daru'l-İslam'daki tebliğ siyasetiyle ilgilidir.. Meselenin özü budur.
(1) İbn-i Manzur-Lisanu'l Arab-Beyrut: 1955, C: 1, Sh: 314-315; ayrıca El Feyruzabadi-El Kamusu'l Muhit-Kahire: 1306, C: 1, Sh: 57.
(2) İmam-ı Kurtubi-El Camii Li Ahkami'l Kur'an-Kahire: 1967, C: 4, Sh:47.