RÜYAYA İTİBAR EDİLİR Mİ?
- Ayrıntılar
- Kategori: Fıkıh Ansiklopedisi
- Gösterim: 1700
RÜYANIN MAHİYETİ NEDİR? BİZE NE DERECE IŞIK TUTABİLİR?
Rüya, akıl ve deney ötesi alemin dünyadaki en güzel örneği olarak Allah (cc)'in varlığının ve kudretinin delillerinden bir delil, zaman ve mekânın izafi (göreli) olduğunun isbatı, ruhu vasıtasıyla insanın iki hatta üç buutlu irrasyonel hayatının güzel bir örneğidir. Ibn Şirin rüyaları ikiye ayırır, diğer Islâm alimleri genellikle üçe ayırırlâr:1. Allah (cc)'tan, açık-seçik ya da bir sembol suretinde gelen müjde ve uyarılar. Resulüllah Efendimiz (sav)'in "Artık vahiy yok, sadık rüyalar vardır", "Sadık rüyalar Nübüvvetin kırkaltı parçasından biridir" dediği rüya budur. Rüyanın nübüvvetle ilgisi olduğu için yalan rüya anlatanın peygamberlik iddia etmek gibi büyük bir günah işlediği söylenmiş, Efendimiz, "Iftiranın en çirkini, görmediği rüyayı görmüş gibi anlatmaktır" buyurmuştur. 2. Şeytanın korkutmaları aslında herhangi bir şeye işaret etmeyen ve bir anlam taşımayan korkunç rüyaların çoğu bu kabildendir. Bunda cinler de etkili olabilir ve insana yanıltıcı ya da korkulu rüyalar gösterebilir. Bazı insanların büyük bir zat olduklarını kendilerine ve başkalarına rüya ile telkin edebilir ve şeriata zıt fikirlerle sapan ve saptıranlar yetiştirebilir. Böyle durumlarda şeriatın zahirini ölçü almak gerekir. Tarih boyunca kendisi de inanarak mehdi olduklarını söyleyen yüzlerce insan ve belki de meşhur Ahmed El-Kadıyani bu tür şerir güçlerin esiridirler.3. Yorgunluk, korku, açlık, susuzluk, sıkıntı, fazla yemek yeme gibi çeşitli sebeplerden ötürü insanın kendi nefsinin anlamsız ve asılsız konuşmaları, hayal ve hülyalar. Bu üç tür rüyanın sadece birncisi değer taşıdığı ve hangisinin sahih hangisinin sakat olduğu bilinemediğinden Ehli sünnet itikadınca rüya ile ihticac edilmez, yani rüya delil tutulamaz. Istiharenin rüyaya yatma şekli ise sünnetle anlatılan istihareye uygun değildir.Adetli kadının, cünubun, kâfirin, sarhoşun ve çocuğun gördüğü rüyalar da sahih olabilir. Bunun çok örnekleri vardır: Sadık rüyalar genellikle sabaha karşı ve özellikle de öğle kaylülesinde görülür. Açık seçik rüyalar makbuldur.Böyle sadık rüyalar görmek isteyenlerin doğru sözlü olması, yalan, gıybet ve koğuculuktan kaçınması gerekir. Rüya te'vil ilmi başlı başına bir ilimdir ve bilenleri çok azdır. Allah (cc) bu ilmi meselâ Yusuf Efendimize ilham ettiğini ve öğrettiğini söyler.Sadık rüyalar; zamanla, mekanla, mevsimle, insanın içinde bulunduğu hal ve şartlarla ilişkili olduğu için tabir edenin bunları iyi değerlendirmesi ve tabircinin bu itibarla alım ve nasihat ehli bir kimse olması gerekir. Yalancı ve düşman kimselere rüya anlatmamak salih ve işin ehli kimselere anlatmak gerekir.Rüya tabirinde en iyi yol Kur'ân-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerden işaretler aramaktır. Bu da rüyanın bir alime anlatılmasını gerektirir.Kendisine rüya anlatılan şahsın da hayır dileyerek dinlemesi ve her işareti değerlendirerek rüyayı tabir etmesi gerekir Gördüğü hoşa giden bir rüya için kalktığında Allah (cc)'a hamdeder. Çünkü bu bir nimettir. Sonra bunu dilerse anlatır, dilerse anlatmaz. Kötü rüya görürse onu kimseye anlatmaz. Böylece rüya zararsız olur.(Tirmizi, Dâ'avât 53) Bazı rivayetlerde kötü rüya gördüğünde kalkıp sol tarafına tükürüp ve rüyasını kimseye anlatmaz denir. Bu durumda bir miktar sadaka vermek ve muhtemel belaya onu siper edinmek de güzeldir.(Konu için bk. Nablusi, Ta'tiru'1-En'am, I/3-9; Ibn Sîrin, Müntehabu1-Kelâm, I/3 vd. Hindiyye, V/380; Heytemi; el-fetavâ'1-Hadisiyye, 3)