ZINA IFTIRASI CEZASINDA (KAZF) ZAMAN AŞIMI
- Ayrıntılar
- Kategori: Fıkıh Ansiklopedisi
- Gösterim: 1421
Kazf haddinde zaman aşımı söz konusu değildir. Bu yüzden zina iftirası yapıldığına dair şahitlik, olayın üzerinden uzun süre geçtikten sonra yapılsa bile şahitlikleri kabul edilir. Çünkü diğer hadlerden farklı olarak kazf şahitliği geciktirmede kin ve töhmet ihtimali bulunmaz. Çünkü kazfte önce dava açılması şartı aranır. Buna göre, şahitliği yerine getirmedeki gecikmenin davayı açmadaki gecikmeden kaynaklanması da mümkündür (el-Kâsânî, el-Bedâyi', 1. Baskı, Beyrut 1328/1910, VII, 46).
Diğer yandan zaman aşımı cinayete şahitliğin kabulüne de engel olmaz. Böylece zaman aşımı kazf ve katl dışında diğer hadlerde etkisini gösterir. Şarap içmede zaman aşımının etkili oluşu, şarabın kokusunun yok olması ile ilgilidir. Günümüzde kanda alkol araştırılması yoluyla bu sürenin uzatılabileceği mümkün hale gelmiştir.
Dövme, sövme, çirkin sözler söyleme gibi Islâm Devletinin koyacağı cezanın (ta'zîr)* uygulanacağı konularda suçu inkâr edene yemin teklif edilir ve bu suçlar zaman aşımı ile de düşmez. Bu konularda, diğer hukuk davalarında olduğu gibi kadınların şahitliği de geçerlidir (ez-Zühaylî, a.g.e., VI, 521).
Eş veya Hısımların Nafakasının Zaman Aşımına Uğraması
1-Eşin Nafakasının Düşmesi:
Kadının kocasından alacağı nafaka; ibra, ölüm, kocasına itaatsızlık, dinden çıkma ve evliliğin bir ma'siyet yüzünden kadın tarafından olan bir nedenle sona ermesi gibi sebeplerle düşeceği gibi, bazı durumlarda zamanın geçmesi ile de düşebilir. Nitekim, kadının nafakası kocasına gerekli olduktan sonra hâkim tarafından veya karşılıklı rıza ile miktarı belirlenip, zimmette bir borç halini almadıkça zamanın geçmesiyle düşer. Hâkim nafakaya hüküm verip bir zimmet borcu halini aldıktan sonra ise artık zamanın geçmesiyle nafaka düşmez. Bu Hanefîlerin görüşüdür.
Mâlikîlere ve geri kalan mezheplere göre, nafaka hiç bir durumda zaman aşımına uğramaz. Eş birikmiş nafakası için kocasına döner. Hısımların nafakası ise bunun aksine olup zaman aşımı ile düşer (bk. el-Kâsânî, el-Bedâyi, IV, 22, 29 vd.; Ibnü'l-Hümâm, Fethu'l-Kadîr, III, 332 vd.; Ibn Abidîn, Mısır t.y., II, 889 vd.; Ibn Rüşd, Bidâyetü'l-Müctehid, Mısır t.y., II, 54; Ibn Kudâme, el-Muğnî, VII, 578, 604, 611 vd.; eş-Şirâzî, el-Mühezzeb, II, 160)