Emanet ve Ehliyet

CEMAAT'IN HÜKMÜ:

 486  Molla Hüsrev: "Cemaat, erkekler için sünnet-i müekkede'dir. Bir kavle göre de amel-i farzdir. Süphesiz kadinlarin cemaati mekruhtur"(217) hükmünü zikrediyor. Feteva-i Hindiyye'de: "Cemaat sünnet-i müekkededir. Alimlerimizin büyük bir çogunlugu, gerçekten cemaat vacibtir demislerdir. Bedai'de "Cemaat; akilli, ergenlik çagina gelmis, cemaatle namaz kilmaya gücü yeten erkekler üzerine vacibtir" denilmistir. Cemaate yetisemeyen kimse, ehlini toplayip namazi onlarla beraber kilar"(218) denilmektedir. Malûm oldugu üzere; Cum'a ve Bayram namazlarinda cemaat sarttir. Zira bu namazlar ferdi olarak edâ edilemezler. Birbirlerini çagirmak suretiyle; nafile namazi cemaatle kilmak ise mekruhtur.(219)

 487 Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Cemaatte hosunuza gitmeyen (tiksindiginiz) bir hal, ayrilikta begendiginiz halden daha hayirlidir. Cemaatte rahmet, ayrilikta azab vardir"(220) buyurdugu bilinmektedir. Cemaat halinde namazi edâ etmek, bizzat Resûl-i Ekrem (sav) tarafindan tesvik olunmustur. Nitekim bir Hadis-i Serif'te: "Bir erkegin cemaat ile kildigi namaz, yalniz basina edâ ettigi namazdan yirmibes kat ziyade (faziletli) olur"(221) buyurulmustur. Ibn-i Abidin: "Ulemamizin tercih ettikleri kavil, cemaatin vacib olmasidir. Nehir sahibi "Bu kavil, bütün kavillerin en adili ve en kuvvetlisidir. Onun için ecnas nam eserde; küçümseyerek veya aldiris etmeyerek cemaati terk eden kimsenin sahidligi kabul edilmez. Ama yanilarak veya te'vil yoluyla terk ederse mesela: Imam heva ve heveslerine uyanlardan veya cemaatin mezhebine riayet etmeyenlerden olursa kabul ederiz" denilmistir."(222) hükmünü beyan etmektedir.