Emanet ve Ehliyet

İLÂ'NIN MAHİYETİ

1182 Önce kelime üzerinde duralım. Lugat manası; mutlak yemindir. İslâmŒ ıstılahta; "Ehil olan kocanın, nikâhlısı olan kadınla cinsi temasta (Cim'a'da) bulunmayacağına dair Allahû Teâla (cc)'nın adını veya sıfatlarını veya oruç, hacc, namaz, talak vs... gibi hususları anarak yemin etmesine ilâ denir.(231)

 1183 Kur'an-ı Kerim'de: "Kadınlarına yaklaşmamaya yemin edenler için, dört ay beklemek vardır. Eğer erkekler (O müddet içinde, zevcelerine) dönerlerse, şüphe yok ki Allah cidden yarlığayıcı, hakkı ile esirgeyicidir."(232) hükmü beyan buyurulmuştur. Resûl-i Ekrem (sav)'in hanımlarına "ilâ" yaptığı bilinmektedir.(233) Dolayısıyla "İlâ"; kitap, sünnet ve sahabe-i kiram'ın icmaı ile sabittir. Hanefi fûkahası: "Bir koca, karısına hitaben: "Vallahi seninle cinsi temasta (Cim'ada) bulunmayacağım" veya "Vallahi sana dört ay yaklaşmayacağım, Cim'ada bulunmayacağım" derse, ilâ yapmış olur. Cariye için bu süre iki aydır. Şayed bu süre içerisinde cim'a yaparsa, yemin bozulup keffaret vermesi icab eder, ilâ'da düşer. Eğer karısına ilâ sebebiyle dört ay yaklaşmazsa, "Bain Talak" tahakkuk eder."(234) hükmünde müttefiktir. Ric'i talakla boşanan kadın üzerine yapılan ilâ sahih olur. Zira nikâh hükmen mevcuddur. Ancak "Talak-ı Bain"le boşanan kadın üzerine yapılan ilâ, muteber değildir. Çünkü ilâ için nikâhın hakikaten veya hükmen mevcut olması şarttır.(235)

 1184 İlâ yapan koca; cim'a edemeyecek derecede hasta olursa veya kadın cim'a edilmeyecek derecede hasta veya engeli bulunursa (yani dört ay içinde meşru bir sebeble cim'a imkanı olmazsa) kocanın ilâ'dan rücû etmesi: "- Ben ilâ'dan vazgeçtim ve karıma rücû ettim" sözü ile tahakkuk eder. Yemin keffareti vermesi gerekir. İlâ müddeti içinde cim'a engelleri zail olursa, sözle yaptığı rücû batıl olur, cim'a etmesi zaruret haline gelir.(236) Feteva-ı Hindiyye'de: "İlâ'da kullanılan lafızlar iki çeşittir. Bunlar; a) Sarih lafız b) Kinayeli lafız'dır. "Cinsi temastan (Cim'adan) nefsini menettiği açıkça ifade eden lafızlara "Sarih Lafız" denir. Kinayeli lafız ise; kendisiyle sadece cim'a manası anlaşılmayan, başka manaya gelme ihtimali de bulunan lafızlardır. Bunlarda niyyet olmadığı müddetçe ilâ olmaz. Sarih lafızlarda niyyet şart değildir."(237) hükmü kayıtlıdır. İmam-ı Merginani, cahiliyye döneminde ilâ'nın (yani karısıyla cinsi temas etmek üzere yemin'in) boşama manasına geldiğini, şer'i şerifin ilâ'ya müddet koyarak talakı (boşamayı) tehir ettiğini kaydetmektedir.(238) Sonuç olarak; kocanın yemin sebebiyle karısına dört ay yaklaşmaması talak hükmündedir. İmam-ı Şafii (rh.a) "Kadı'nın (Şer'i şerifle hükmeden hakimin), eşler arasını ayırması gerekir, ancak o zaman "Bain" talak olur"(239) hükmünü beyan etmiştir.

 1185 Ehl-i Sünnet'in müçtehid imamları: "Cinsi ilişkiye engel teşkil eden her yemin ilâ'dır. Yeminden (İlâ'dan) geri dönme, bir özür bulamadığı takdirde, cinsi ilişkide bulunmakla gerçekleşmiş olur" hükmünde icma etmişlerdir.(240)