Emanet ve Ehliyet

AV İLE MEŞGUL OLMAK

1991 Kur'ân-ı Kerîm'de: "Kendilerine hangi şeyin helâl edildiğini sana sorarlar. De ki: "Bütün iyi ve temiz nimetler size helâl edilmiştir". Allah'ın size öğrettiğinden öğretib (terbiye ederek) yetiştirdiğiniz avcı hayvanların size tutuverdiklerinden de yeyin ve üzerine besmele çekin. Allah'dan korkun. Çünkü Allah hesabı pek çabuk görendir"(46) hükmü beyan buyurulmuştur.
1992 Resûl-i Ekrem (sav)'in Sa'lebe (ra)'ye hitâben: "Allahû Teâla (cc)'nın ismini anarak (Besmele çekerek) ta'lim görmüş, eğitilmiş köpeğinle avladığın avı, (diri iken) yetişip, besmele ile boğazlarsan, onu da yiyebilirsin"(47) buyurduğu bilinmektedir. Yırtıcı hayvanlardan diş ve kuşlardan tırnak sahibi olanlarla (Eğitilmiş olmak kaydıyla) avlanmak helâldir. Çünkü diş ve tırnak sâhibi bir hayvan; avı mutlaka yaralar, kan akıtır. Bu zâhir rivâyettir. Hatta av köpeği, avı boğarak öldürürse onun eti yenilemez.(48)
1993 Avcı'nın besmeleyi kat'iyyen terketmemesi gerekir. Çünkü bu; avın helâl olabilmesi için, kat'i nassla beyan buyurulan bir şarttır. Besmele terkedilirse; avlanan hayvanın eti helâl olmaz. Nitekim Resûl-i Ekrem (sav) Hz. Adiy b. Hatem (ra)'e, suali üzerine şu şekilde cevap vermiştir: "(Ta'limli, eğitilmiş) Köpeğin senin için tuttuğu ve muhafaza ettiği avı ye!.. Çünkü köpeğin yakalayıp-tutması şer'i bir kesimdir. Eğer köpeğin, avı yaralayıp öldürmüş ise ve kendi köpeğinin yanında, başka (senin olmayan) bir köpek bulursan, bu noktada yabancı köpeğin, kendi köpeğin ile birlikte avı yakalayıp öldürmüş olmasından şüpheye düşersen, o avı yeme!.. Zira senin; salıverirken çektiğin besmele kendi köpeğinle âlâkalıdır, başka köpek için değildir"(49)
1994 Silâh atmak sûretiyle avlanmanın helâl olması için besmele çekmek ve besmeleyi kasden terk etmemek şart kılınmıştır.(50) Ayrıca helâl olabilmesi için yaralamak da şarttır. Resûl-i Ekrem (sav) Sahabe'ye hitâben: "Sen okunu attığın zaman, onun üzerine Allah'ın adını an (Besmele çek). Eğer avı ölmüş bulursan o avı ye!.. Eğer onu su içine düşmüş bulur da; onun su içinde (boğularak) öldüğü veya senin okun öldürdüğü hususunda kat'i bilgi sâhibi olamazsan yeme"(51) buyurmuştur. Eğer avcı; herhangi bir hayvanı vurursa, tâkip etmek durumundadır. Oturup-beklemesi câiz değildir. Oturur bekler, daha sonra ölü olarak bulursa, üzerinde hiçbir emâre yoksa yemesi helâl olmaz. Çünkü başka bir sebeble ölmüş olma ihtimâli de vardır. Nitekim Resûlullah (sav) bu gibi durumlarla ilgili olarak: "- Belki o avı, yeryüzünün hevâmı (yılan gibi zehirli hayvan, haşerat) öldürmüştür" diyerek, şüphe hâlinde yenilmemesini tavsiye etmiştir. Fûkaha; et alabilecek kudrette olan kimsenin, avlanmasını münâsib bulmamıştır. Çünkü "zevk için öldürme" tehlikesi sözkonusudur. Çok fakir olup; et alamayacak durumda olan müslümanların, sırf ihtiyaçlarını karşılamak için avlanmalarında bir mahzur yoktur. Tabii şartlarına riâyet ederek avlanmaları zarûridir.