Emanet ve Ehliyet

YEMİN-İ LAĞV

2002 : Lağv yemin; hiçbir şer'i hükmü olmayan yemindir. Hz. Aişe (ranha) vâlidemiz şöyle târif etmiştir: "Lağv yemin, kişinin hiçbir kasdı olmaksızın "Vallahi böyledir" veya "Vallahi böyle değildir" demesidir. İbn-i Abbas (ra)'dan şöyle rivayet edilmiştir: "Kişi zan üzere bir şeyin olacağına yemin eder ki gerçekten böyle değildir. Madem ki yemini yapan kişi; olan herhangi bir fiili zannı gâlip ile bildiğinden dolayı yapmaktadır ve bu iş hiç de onun sandığı gibi değildir. Bu yemin lağv yemindir. Çünkü o bu yemini kandırmak ve hile yapmak için yapmamıştır"(61) Molla Hüsrev: "Bu yemine "Lağv" denilmesine sebeb; ona itibar edilmediği içindir. Zira lağv; faydası olmayan şeyin adıdır. Bir kimse, faydasız birşey konuşsa "Lağv etti" denilir. Yemin-i Lağv; mükellefin doğru zannederek yaptığı, hakikatte doğru olmayan yeminidir. Nitekim yemin eden kimse, bardakta su görerek: "- Bardakta su vardır" diye yemin etse, fakat onun haberi yokken dökülmüş olsa, bu yemin lağv olur"(62) hükmünü zikreder. Sonuç olarak mükellefin; belirli bir bilgiye (Zann-ı Galibe) dayanarak yemin etmesi, fakat verdiği hükmün yanlış çıkmasıdır. Kat'iyyen aldatma ve hile kasdı mevcûd değildir. İslâm ûleması; bu şekilde yemin edilmesini de, doğru bulmamıştır. Fakat mükellefin niyyetinin hâlis olmasını esas alarak ve ayette geçen: "Muaheze etmez" hükmüne dayanarak, afvedileceği umulur demişlerdir.