ÇOCUK  YETİŞTİRMEDE  ALTIN  KURALLAR
ÖNSÖZ

      Bu bilgileri yazmak emek ve çaba ister, heyecan ister, yürek ister. Anlayış, bilgilenmişlik, içtenlik, geniş bakış açısına sahiplik ister. Hele hele "çocuk" mevzuunda daha neler ister neler.

      Bütün bu meziyetleri bir "kafa, kalp ve ruh"ta toplamak oldukça zor olsa gerek. Biraz da ilhi verginin, vehbiyyetin ve kesbiyyetin de rolü var tabiiki.

      Böyle bir bigilere yazmaya kalkışmak ta öyle sanıldığı gibi tek bir kişinin halledebileceği, ele alabileceği,
ortaya koyabileceği ve yapabileceği şey değildir. Dolayısıyle diğer insanların yaptıkları çalışmalar, 
ürettikleri eserler hatta konunun uzmanı ve oteriteler şahsiyetlerle irtibat kurmalar vs. gibi bir çok öz
kaynaklardan istifade etme cihetine gidilmesi zaruridir. Ama burada dikkat edilmesi gereken, "doğru bilgi",
"doğru kaynak" ve "doğru yol ve yöntem"lerden faydalanma cihetinin takip edilmesi ehemmiyet arzetmektedir. Buradaki inceliğe dikkat edilmesi lazımdır...

      "Çocuk sevgisi" bana önce Sevgili Peygamberimden ve sonra da muhterem pederimden intikal etmiştir.
Ve bana bu iki mühim kaynaktan sirayet eden sevgi, Yüce Rabbimin bir lutfu ve inayeti sayesinde olmuştur.

      Ancak bir türlü "Çocuk yetiştirilmesi" ile ilgili çalışmayı göze alamıyordum. işte böylesine "uğraşı" isteyen bir çalışma hamlesine girişmiş ve ciddi anlamda yol alıp bu gayret sürecimizi "şimdilik" tamamlamayı göze almış bulunmaktayım.

      Çocuklarımızı kendilerine güvenme, sahip oldukları becerileri kullanma ve hayatları boyunca başarılı
kişiler olma yolunda onları cesaretlendirmemizin önemini çok başarılı bir şekilde açıklayan örnek kurallar
üretmek lüzumuna inanmak ve bu kuralları bilip yerli yerince kullanmak durumunda olduğumuzu asla
unutmamalıyız diye düşünüyorum.

      Farklı farklı yapılanmalar ve oluşumlar içinde yaratılan insanlar da hayvanlar da bir takım şeyleri bilmeye,
hayatın şartlarına ve şekillerine göre nasıl ve ne halde hareket etmeleri gerektiğini öğrenmeye muhtaçtırlar. Zannedersiniz ki başka bir alemde eğitim görmüş gibi, kısa bir zaman diliminde hayat şartlarına ayak 
uydurabilmeleri mümkündür. Yaşları ilerledikçe değişmeye, hemen sabitleşebilen refleks ve özelliklerine tanık olabilirsiniz. Bundan da anlaşılıyor ki, bilhassa insan eğitimsiz huzur yüklü yaşama sürecini yakalayamaz.
Yani insan eğitilmedikçe ne fertte, ne cemiyette ne de devlette huzur, sükun ve istikrarın bulunması söz konusu
bile olmaz.

      O halde illa eğitim, eğitim, eğitim.
      Kimi ne neyi?
      Elbette ki öncelik ehemmiyetle insanı, insanı, insanı...

      "Günümüzde milletler ve devletler; medeniyet ve hakimiyet yarışı içindedirler. Bu yarışta kullandıkları en etkili vasıta ise hiç şüphesiz ki eğitimdir. Çünkü yarının ilim ve bilim, fikir ve ahlak, san'at ve edebiyat adamları, 
idarecileri, iş adamları hep bugünün çocuklarından çıkacaktır. Eğer bu gün , tembel, rüşvetci, sarhoş, hırsız, (soyguncu, vurguncu, huysuz, bilgisiz, bilinçsiz, bir hiç) ve hain insanlar varsa, bunlar dünkü çocukları ihmal edişimizdendir. Kısaca çocuklar, milletin geleceğinin güvencesidir. Onlara ne verirsek onun karşılığını görürüz..."

      "Bir ağacın, nesil ve nev'ini devam ettirebilmesinde, çekirdek ve tohum ne ise, insan nesli ve nev'inin
devamında da çocuk aynı şeydir. Çocuklarını ihmal eden milletler inkıraza, onları yabancı ellere ve yabancı 
kültürlere terkedenler de özlerini kaybetmeye mahkumdurlar."

      "Şu söz ne kadar manidar geldi bana. Derin derin düşünmeye sevketti beni ve işte bu söz gibi nice sözler iç alemimdeki oluşumları başkalarıyla da paylaşma ihtiyacını hissettirdi bende ve metafizik bir gerilimle bu mütavazi çalışmayı üretebilme ve hayata geçirebilme azmini ve cehdini yükledi bana."

      Siz sevgili okuyucularımı daha fazla sabırsızlaştırmadan hemen eserle başbaşa bırakırken;

      Bu eserin ilk hayat tohumunu atabilme vesile olan aziz dostum İsmet Temur beyefendiye,

      Bu eserimi satır satır, didik, didik inceleme, tetkik ve tahkik etme zahmetine bulunarak takdim yazılarını
bizden esirgemeyen çok sevgili büyüklerim, Doç. Dr. Sefa Saygılı, Doç. Dr.Osman Sezgin ve Mustafa Yazgan beyefendilere.

      Olumsuz bir dünya da, olumlu çocuklar yetiştirebilmek dileğiyle...

      Hoş olun, hoşcakalın...

      Geniş ufuklu, aydınlık soluklu, ışık yüklü, umut dolu, sağlıklı, mutlu ve müreffeh, verimli ve uyumlu gelecek kuşakların yetiştirilebilmesinde bu eserin, topyekun anne ve babaların, eğitimci ve insan emekçilerin eline,
diline ve yüreğine, kafa ve kalp iklimine yararlı ve yardımcı olmasını bütün ruh-u canımla diliyorum.

Ahmet YÜTER  - 10 Mart 1999 Zeytinburnu
Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri