İSLAM DİNİNDE
AHLAKİ GÖREVLER
Dinimiz aileye büyük önem vermiştir, aileyi meydana
getiren kimselerin karşılıklı görevleri
üzerinde titizlikle durmuştur. Aileler mutlu
ve huzurlu olursa millet de güçlü ve kuvvetli olur.
Ahlaki Görevlerimiz:
İslam Dininde Ahlâki Görevler Başlıca Beş
Kısımdır:
1. Allah'a, Peygambere ve Kur-an'a
karşı görevlerimiz.
2. Kendi şahsımıza karşı görevlerimiz.
3. Ailemize karşı görevlerimiz.
4. Vatan ve milletimize karşı
görevlerimiz.
5. Bütün insanlara karşı görevlerimiz.
Şahsa ait Görevler:
İnsanın başkalarına olduğu gibi, kendine karşı
da birtakım görevleri vardır.
Bu görevlerden bir kısmı vücudu,
diğer bir kısmı da ruhuyla ilgilidir.
Her şeyden önce vücudu temiz tutmak, onu hastalıklardan korumak.
Yapılacak
işler sağlıklı olmamıza bağlıdır.
Beden terbiyesi; Namaz kılmak ve Oruç tutmak, Müslüman'a sağlık dolu
hayat kazandırır.
Ruhumuzu, kalbimizi ve gönlümüzü, yalan, gıybet ve iftira gibi,
her türlü
kötülüklerden arıtmak.
Yalancılık, dedikodu yapmak, başkasının fenalığına çalışmak gibi kötü huylar,
insan
ruhunu karartır; bu huylar zamanla kökleştikleri için de,
bunların
kötülüklerinden kurtulmak güçleşir.
Bu
bakımdan ruhumuzu daima iyi duygularla beslemeli, onda kötülükler
barınmamalıdır.
Aklı ve zihni ilim, irfan nurları ile aydınlatmak,
kalb'de
yararlı ve yüksek duyguları uyandırmak, İslam'da ilim ve marifet kazanmak.
Ailevi Görevler:Karı,
koca, ana, baba ve çocuklardan meydana gelen en küçük insan
topluluğuna aile denir. Allah'a ve yaratıklarına
karşı temel bilgiler, ana kucağında ve baba
ocağında öğrenilir. Büyüklere saygı, küçüklere
sevgi, hep bu yuvada elde edilir.
Memleket ve insanlık görevleri, ilk önce bu ocakta
aşılanır. Onun içindir ki, sağlam ailelerden meydana gelen bir millet,
her yönden ilerler ve diğer milletler içinde şerefli yere sahip olur. İslam
Dininde, aile mukaddes bir yuvadır. Bu yuvanın varlığını sağlam bir şekilde
devam ettirebilmesi, karı-kocanın birbirlerine karşı olan vazifelerini
yerine getirmelerine bağlıdır.
A) Kocanın karısına olan görevleri
şunlardır:
1. Kadın, bir erkeğinin yanında
Allah'ın bir emanetidir. Bu emanete gerekli
şefkat ve
nezaket gösterilmelidir.
Peygamberimiz: "Hayırlı olanlarınız, kadınlara
karşı Hayırlı
olanlardır" buyurmuşlardır.
(Riyazüssalihin Tercümesi)
2. Koca, karısının hata ve
kusurlarını büyüterek, bunları kavga ve geçimsizlik
meselesi haline
getirmemelidir.
3. Erkek evine bağlı olmalı,
parasını dışarıda lüzumsuz yere harcayarak,
karısını evde zor durumda
bırakmamalı.
4. Erkek, hanımını her türlü kötülüklere karşı
korumalıdır.
5. Erkek, hanımının itikat, ibadet ve ahlak konularında
bilgi sahibi olmasına yardımcı olmalıdır.
B) Kadının kocasına olan görevleri
şunlardır:
1. Kadın, kocasının Allah'ın emirlerine uygun
olan sözlerini dinlemeli, ona karşı daima saygılı
olmalıdır.
2. Kadın, namusunu, şeref ve haysiyetini korumak
suretiyle kocasına bağlı kalmalıdır.
Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
"Kadın beş vakit namazını kılar, orucunu tutar,
namusunu korur ve kocasına
itaat ederse ona:
"Hangi kapısından dilersen
oradan Cennet'e gir denir."
3. Bulunduğu hale kanaatkâr ve tutumlu olmalı
israf etmemeli
4. Kadın, kocasının istemediği yerlere gitmemeli,
gideceği yerler için önceden izin almalıdır.
C) Ana- Babanın çocuklarına karşı
görevleri:
Çocukların yetişmesinde, ana-babanın büyük sorumluluğu
vardır.
Çocuğun hayırlı veya hayırsız olması, ana-babaya
bağlıdır.
Bu bakımdan ana-baba şu noktalara dikkat etmeli.
1. Çocuğa, doğumundan yedinci gününe kadar ki
süre içerisinde dinimize uygun güzel bir isim
konulmalıdır.
2. Çocuklar, Allah'ın emanetidir.
Onları iyi yetiştirmek, Peygamberimiz:
"Hiçbir baba, çocuğuna güzel
terbiyeden daha üstün bir şey veremez" buyurmuşlardır. (Tirmizi)
3. Çocuklarına dini görevlerini öğretmelidir,
kimlerle ne şekilde arkadaşlık ettiğine ve edeceğine
yardımcı olmak.
4. Çocuklarına eşit şekilde
sevgi göstermek.
5. Dokuz yaşına giren çocukların
yataklarını ayırmak.
6. Ergenlik çağına giren çocukları
namaz kılmaya teşvik etmek.
7. Evlenme çağına gelen çocuklarını
evlendirmek.
D) Çocukların ana-babalarına
karşı başlıca görevleri:
Ana-Baba kadar kıymetli bir varlık
düşünülemez. Bizlere
Hayatı, neşeyi, dini, dili, her şeyi
onlar öğretirler.
Onun için, onlara karşı olan görevlerimizi saymakla
bitiremeyiz.
1. Onlara saygı gösterip itaat etmeliyiz.
Konuşurken tatlı dilli, güler yüzlü olmalı,
onların kalplerini kıracak
davranışlardan uzak kalmalıyız. Sözlerini dinlemeliyiz.
2. Ana ve babanı azarlamamak onlara "öf"
bile dememek.
3. Onların ihtiyaçlarını gidermek,
yardımına koşmak.
4. Öldükten sonra mezarlarını ziyaret etmeli
ve dua da bulunmalıyız: "Allah'ım! Hesap görülecek
günde, beni (ana-babamı)
beni çocukken nasıl terbiye ettilerse,
Sen de kendilerini (öylece)
esirge." (İsra- Süresi: 249)
E) Kardeşlerin başlıca görevleri:
1. Büyük kardeşler, ana-baba yerindedir. Küçük
kardeşler, onlara karşı saygılı olmalıdır.
2. Ağabeyler, küçük kardeşlerine karşı şefkatli
davranmalı, onları her bakımdan korumalıdır.
3. Maddi durumu iyi olan, muhtaç olan kardeşine
yardımcı olmalı, onu da her bakımdan
kalkındırmaya çalışmalıdır.
4. Menfaat yüzünden doğan kırgınlıklar,
kardeşliğe yakışmaz. Bu bakımdan kardeşler kendi
menfaatlerinden çok, kardeşlerinin
menfaatlerini üstün tutmalıdırlar.
5. Eğer kardeşler ayrı evlerde
oturuyorlarsa, birbirlerini sık sık ziyaret etmelidirler.
6. Bir işe karar verilirken, birbirlerine danışmaları
gerekir.
ALLAH'A, PEYGAMBERE VE
KUR-AN'A KARŞI GÖREVLERİMİZ
A- Allah'a Karşı Görevlerimiz: Bizi yoktan
var eden ve mükemmel organlarla donatan, yeryüzünde ne varsa hepsini bizim
faydalanmamız için yaratan Allah'tır. İnsana tanınan bu üstün özellikler
hiçbir canlıya verilmemiştir. Bu iyiliklere karşı
yapmamız gereken görevler vardır.
Bu görevler:
a- Allah'ın varlığına ve birliğine inanmak,
b- Hiç bir şeyi Ona ortak
koşmamak,
c- İbadet vazifelerini yerine
getirmek,
d- Emirlerine uygun hareket
edip yasak ettiği şeylerden sakınmak,
e- Allah sevgisini her şeyden üstün tutmak,
f- O'nun adını saygı ile
anmak,
g-Verdiği nimetlere şükretmek.
Peygambere Karşı
Görevlerimiz:
Allah, İslam dinini insanlara
tebliğ etme görevini Peygamberimiz Hz. Muhammed
(a.s.)'e verdi. Sevgili Peygamberimiz insanlığın
kurtuluşu için çok çalıştı. Bu uğurda birçok güçlüklerle
karşılaştı. İslamın ışığı ile dün-yayı aydınlattı. İnsanlara mutlu olmanın
yollarını gösterdi.
Bu sebeple;
a- Onun son ve en büyük Peygamber olduğuna inanmak,
b- Onu çok sevmek, adı anıldığı zaman salvat-i
şerife okumak,
c- Onun gösterdiği yoldan yürümek,
d- Onun güzel ahlâkını kendimize örnek alarak
yaşamak.
C- Kur-an'a Karşı
Görevlerimiz:
a- Kur-an'ı Kerim'in Allah
tarafından Peygamberimiz
vasıtası ile gönderilen
son kitap olduğuna inanmak.
b- Onu usulüne göre güzelce
okumak,
c- Manasını anlamaya çalışmak,
d- Kur-an'ı okurken ve dinlerken son derece saygılı
olmak,
e- Kur-an'ın yap dediklerini yapmak, yapma dediklerinden
sakınmak.
İNSANLARA KARŞI BAŞLICA
GÖREVLERİMİZ
01) Hiç kimseye zarar
vermemek:
İnsanların canına, malına, konutuna, hürriyetine,
namus ve şerefine tecavüz etmek dinimizce yasaktır. Bunlar insanların dokunulmaz
haklarıdır. Müslüman, başkalarının hakkına saygı göstermek,
insanlara zarar verici her türlü fiil ve davranıştan sakınmakla
görevlidir.
Gerçek Müslüman olabilmenin
bir şartı da budur.
Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
"Müslüman, diğer Müslümanların
dilinden ve elinden zarar görmediği kimsedir."
(Hadis-i Şerif: Riyazüssalihin)
02) Başkalarına yardım etmek:
İnsanlara tatlı sözlü
ve güler yüzlü davranmak, fakirlere
yardım etmek, yoksulların ihtiyaçlarını karşılamak, kimsesizleri
korumak, düşeni kaldırmak, yolunu şaşıranlara yol
göstermek dinimizin emri, iyi ahlâklı olmanın gereğidir.
03) Büyüklere saygı, küçüklere merhamet
göstermek:
Anne ve babamıza, büyük kardeşlerimize, öğretmenlerimiye
ve yaşca bizden büyük olanlara saygı
göstermek, bizden küçüklere kimsesizlere, güçsüz ve yetimlere
merhamet etmek, yardımcı olmak önemli bir ahlâk kuralıdır.
Peygamberimiz (s.a.v.) bu konunun
önemi hakkında şöyle buyuruyor: Büyüklerine saygı
göstermeyen, küçüklerimize merhamet etmeyen bizden
değildir.
05) Dargın durmamak:
Müslümanlar arasında herhangi bir sebeple dargınlık olursa,
vakit geçirmeden dargınlar hemen
barışmalıdır. Peygamberimiz: "Bir Müslüman diğer
din kardeşi ile üç günden
fazla dargın durması helal olmaz." Buyurarak
dargın durmanın kötü bir davranış olduğunu
bildirmiş, uzun süre küs duranların büyük günah
işlediklerini belirterek şöyle
buyurmuştur:
"Bir kimse Müslüman kardeşi
ile bir sene küs durursa onun kanını dökmüş gibi günaha
girmiş olur." (Riyazüssalihin)
06) Dargınları barıştırmak:
"Mü'minler ancak kardeştirler.
O halde iki kardeşinizin arasını düzeltiniz."Hucürat
süresi 10
Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz de: "Sadakaların
en hayırlısı dargın olan kimseleri barıştırmaktır." (Seçme Hadisler)
buyurarak dargınları barıştırmanın çok hayırlı bir davranış
olduğunu bildirmiştir.
07) Dostları ziyaret etmek:
Müslümanlar uygun zamanlarda
yakınlarını, büyüklerini ve baba dostlarını ziyaret etmelidir.
08) Misafirleri ağırlamak:
Misafirleri ağırlamak dinimizin tavsiye ettiği iyi davranışlardan biridir.
Misafir severli-ğin milli geleneklerimiz arasında önemli
bir yeri vardır. Türk Milleti, tarih boyunca misafirlere karşı
iyi davranışı ile tanınan bir millettir.
09) Dâvete gitmek:
Bir Müslüman eğer sakıncalı bir durum yoksa,
din kardeşinin davetine gitmeli, vereceği yemeğe
katılmalıdır. Bu davranış Müslümanlar arasındaki sevgiyi artırır.
Peygamberimiz bu konuda şöyle buyurmuştur: "Sizden birinizi
din kardeşi düğün yemeğine veya benzeri şeye davet ederse gitsin."
(Cami'us-Sağir)
Sevgili Peygamberimiz zengin, fakir
ayırımı yapmaz, bir hizmetçi davet etse bile giderdi.
10) Din Kardeşinin İyiliğini
İstemek: Müslüman, din kardeşleri
için iyi düşüncelere sahip olmalı, kendisi için
sevip istediği iyi şeyleri din kardeşleri için de arzu etmeli,
kendisi için hoşlanmadığı bir
şeyi başkaları için de arzu etmemelidir. İyi ahlâklı olgun
bir Müslüman olabilmenin ölçüsü budur.
11) Büyüklerin Ellerini öpmek:
Müslümanlar, saygılarını göstermek maksadiy-le, bilginlerin ve büyüklerin
ellerini öpebilir.
12) Başkalarının kusurlarını araştırmamak:
Bir Müslüman din kardeşinin özel hayatını
araştırmaz. Gördüğü kusurları başkalarına yay- maz. Din kardeşini başkalarının
yanında kötü-lemez. Gördüğü hatalı davranışları kırmadan,
incitmeden uygun sözlerle düzeltmeye çalışır.
13) Kötülük Yapanları Bağışlamak:
İyi ahlaklı bir insan kendisine yapılan fenalık-ları
bağışlar. Hatta bağışlamakla kalmaz, kötülüklere
karşı iyilik yapar. Bu davranış ahlaken olgunlaşmış
Müslümanların yapacağı çok güzel bir davranıştır.
Sevgili Peygamberimiz:
"Üç güzel huy kimde bulunursa yüce Allah
o kimseyi rahmeti ile cennete kor." buyurdu.
O huylar nelerdir? diye sorulunca
şu cevabı verdi:
- Sana vermeyene sen verirsin,
- Sana gelmeyene sen gidersin,
- Sana zulmedeni bağışlarsın. (Seçme Hadisler
S.211)
14) Hastaları Ziyaret etmek:
Müslüman, hasta olan din kardeşini ziyaret etmeli, sağlığa kavuşması
için dua etmeli, hastaları üzecek söz
ve davranışlardan sakınmalıdır.
15) Cenazelere Katılmak:
Ölen din kardeşinin cenaze namazını
kılmak, onu kabrine kadar götürmek, din kardeşi için Allah'tan
rahmet dilemek ve dua etmek, Müslümanların
dünya hayatından ayrılıp ahirete göçen din
kardeşlerine yapmaları gereken önemli bir görevdir.
İNSANLARIN BİRBİRLERİNİ YANLIŞ
ANLAMASI İÇİN
EN AZ 9 İHTİMAL VARDIR.
1- Düşündüğünüz,
2- Söylemek istediğiniz,
3- Söylediğinizi sandığınız,
4- Söylediğiniz,
5- Karşınızdakinin duymak istediği,
6- Duyduğu,
7- Anlamak istediği,
8- Anladığını sandığı,
9- Anladığı...
Dünyada
en huzursuz kimse, gönlünde haset ve kin tutandır. (İmam Safii)
Küçük
şeylere gereğinden fazla önem verenler, elinden büyük iş gelmeyenlerdir.
(Eflatun