İnsan: Lügat alimlerince
bu kelimenin aslının "ins" kökünden geldiği belirtilmektedir.
Kamus'ta da unutmak manasında "nisyan"
kelimesinden geldiği zikredilmektedir.
İnsan: hayvanlardan ve diğer canlı mahlüklardan
farklı yaratılmıştır. "Eşref-i mahlükat"tır yani.
Akıl, iman, vicdan, irade, düşünce meleke ve
vasıflarına sahiptir.
İnsan Cenab-ı Hakk'ın en mükemmel vemükerrem, en mübarek ve en muazzez varlığıdır. İlahi ni'metleri çok çabucak unutma özelliği olması hasebiyle "insan" (yani unutkan) denilmiş insana"...
"İnsan bir başka tanımıyla; ruh ve beden bütününden oluşan, benlik şuuruna sahip, akıl, duygu ve arzu karışımı, konuşma ve iş yapma becerisi olan en üstün canlı varlık."
İnsanın varlık yapısı, birbirinden ayrılmayan
iki temel unsurdan oluşmuştur. Birincisi "beden" dir ki, bunun aslı topraktır
(Al-i İmran 3/59, Rum, 30/20, Fatır, 35/11) Allah'ın takdir ve yaratmasıyla
çamur haline getirilen toprağın, çeşitli safhalardan ve işlemlerden geçirilerek
belli bir kıvama ulaşması sonucunda ilk insanın bedeni ortaya çıkmıştır.
(En'am 6/2, A'raf 7/12, Secde,
32/-8, 71, Hicr 15/26, 28, 33, Sad 38/71)
İnsan ile âlem arasında da böyle bir benzerlik bağına tanık olmaktayız. Binaenaleyh "insan küçük bir âlem, âlem büyük bir insandır" denilmiştir. Ancak insan kendisinin dışındaki bütün varlıklardan farklı özelliklerle donatılarak yaratılmıştır. Çünkü Allah Ona kendi ruhundan üflemiştir. (Secde 32/72, Hicr 15/29, Sad 38/72)
İslam anlayışına göre, âlemin asıl yaratılış sebebi
insandır. İnsanın kainattaki tüm varlıklar arasında
seçkin ve üstün bir yeri vardır (İsra 17/70).
Allah insanın dışındaki bütün yarattıkları ona yardımcı kılmıştır.
İnsan akıl planında melekleşme sürecine girebilen, nefis planında iblisleşebilen acaib bir varlıktır aynı zamanda.
İşte böylesine farklı boyut ve buudları olan,
bu kutlu, en şerefli varlık, kendi kemal ve cemal sıfatlarını ancak "aile
ocağı" hayatıyla "hayat ve necat bulması" özelliği ve güzelliği de vardır.
Onun için "anne, baba, çocuk" üçlüsü "insan"
denen tarifi, tanımı, mahiyeti, maddi-manevi yapısı
ve her yönü itibariyle bu yüce mahlukun okunması,
bilinmesi öyle kolay olamamaktadır.
Netice itibariyle insanı şu 21. yüzyıla girdiğimiz
şu günlerde daha henüz tamı tamına anlamış, çözmüş, idrak etmiş,
bilmiş değiliz ve değiller... İnsanı tam tanıyabileceğimiz
o ince ve nazenin günlere şimdiden merhaba...
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |